Yeni Altay’da 14 alt sistem yerlileştirildi! ‘İnsansız sistemler üzerine yakında yeni şeyler duyacaksınız’
Oğuzcan Atış / Milliyet.com.tr – İstanbul Atatürk Havalimanı’nda devam eden Havacılık, Uzay ve Teknoloji Şenliği Teknofest, her yıl olduğu üzere bu yıl da vatandaşlar tarafından büyük ilgi görüyor. Birçok yerli firmanın katıldığı şenlikte Türk savunma sanayii eserleri, yerli ve ulusal sistemlerin tanıtılması başta olmak üzere çok sayıda farklı aktiflik düzenleniyor. Festivalde sergilenen eserler ortasında en çok ilgi gören platformlardan biri de yakın vakitte Sakarya’da düzenlenen merasimle Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilen ve ‘Yeni Altay’ olarak tanımlanan ana muharebe tankı. 1940’lı yıllardan sonra birinci kere fabrika çıkışlı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim edilen tank olan Altay ana muharebe tankı, daha evvel başta Almanya’nın uyguladığı güç kümesi ambargosu olmak üzere yurt dışından alınan alt sistemlerin tedariğinde oluşan meseleler sebebiyle üretime geçememiş, sonrasında yabancı sistemlerin yerli muadilleri ile değiştirilmesi ve Güney Kore ile imzalanan yeni güç kümesi muahedesiyle son formunu almıştı. Tank, vakit içinde yerlileştirilen sistemleri ve günümüz tehditlerine karşı daha şimdiki halde olması sebebiyle ‘Yeni Altay’ ismiyle tanıtılmıştı.
BMC Savunma Genel Müdürü Mehmet Karaaslan, Altay ana muharebe tankının vakit içinde birçok değişime uğradığını söz etti ve tankta bulunan birçok yabancı menşeli alt sistemin yerli muadilleri ile değiştirildiğini vurguladı. Altay’ın birinci prototiplerinden çok daha güçlü ve farkı bir tank olduğunu tabir eden ve Altay projesinin geleceği hakkında bilgiler paylaşan Karaaslan, BMC Savunma’nın insansız sistemler üzerinde de çalışma halinde olduğuna dikkat çekerek “Bu alanda yakın vakitte yeni gelişmeler duyacaksınız” dedi.
‘YENİ ALTAY BİRİNCİ PROTOTİPLERDEN ÇOK FARKLI BİR TANK’
Altay tankının seri üretim ihalesinin 2018 yılında tamamlandığını hatırlatan BMC Savunma Genel Müdürü Mehmet Karaaslan, “İhalenin tamamlanmasının akabinde 2 sebepten dolayı tank üzerinde değerli değişiklikler yapma muhtaçlığı doğdu. Bir tanesi kamuoyunun da malumu ihracat lisanslarıydı. Güç kümesi başta olmak üzere yabancı menşeli sistemlerde birtakım dertler yaşanmıştı. Hasebiyle birinci ortaya çıkan prototiplerde kullanılan bu üslup sistemlerin hepsinin tankın üzerinden arındırılması gerekiyordu. Bir de birinci prototiplerin 2012-2013 yıllarında üretildiğini düşünürsek 10 yıllık süreç içinde muharebe alanında çok değerli değişiklikler yaşandı. Türk Silahlı Kuvvetleri bu periyotta zırhlı birliklerinde etkin vazife aldığı birçok başarılı operasyon gerçekleştirdi ve bu operasyonlarda elde edilen tecrübeler vardı. Bunları yakından takip ettik ve günümüz muharebe alanının muhtaçlıklarını göz önünde bulundurarak tankın üzerine eklenmesi gereken ögeleri belirleyip tanka entegre etme muhtaçlığı olduğunu değerlendirdik. Bu iki öge bir ortaya gelince ve tankın üzerine birçok yerli ve yeni sistem ek olunca biz artık birinci prototiplerden çok öteki bir noktada olduğu için tanka ‘Yeni Altay’ diyoruz“ biçiminde konuşarak Altay tankının ‘Yeni Altay’ olarak anılmasının gerisindeki süreci anlattı.
’14 ALT SİSTEM YERLİLEŞTİRİLDİ’
Altay tankının günümüz muharebe alanına uygun hale getirilmesi sürecinde 14 alt sistemin yerlileştirilerek değiştirildiğini vurgulayan Karaaslan, “Tanka günümüz muharebe şartlarında en çok gereksinim duyulan sistemlerden biri olan faal muhafaza sistemi entegre edildi. Yaşanan deneyimler ışığında tankın muhafaza düzeyinde çok önemli bir artış sağlandı. Güç kümesinin değişmesi ile birlikte tankın hareket kabiliyeti de performansı ışığında tekrar düzenlendi. Olumlu istikamette yapılan değişikliklerle ‘Yeni Altay’ birinci prototiplerden çok daha hazır ve gelişmiş bir tank. Gelişme hâlâ devem ediyor. Bir devir tanklara gereksinim olup olmadığı konusunda tartışmalar gündeme geldi lakin gerçeklerden hareket edersek ABD şu anda ‘Abrams X’ isimli yeni bir tank çalışıyor. Fransa ve Almanya ortak biçimde EMBT isimli tank üzerinde çalışıyor. Almanların değerli üreticisi ‘Rheinmetall KF-51’ isimli yeni bir proje yürütüyor. İngilizler ise ‘Challenger 2’ tanklarını ‘Challenger 3’ düzeyine yükseltiyor. Yani dünyanın önde gelen ordularının hepsi tanktan vazgeçmek bir yana tanklarını muharebe alanında ana öge olmak için geliştirme gayreti içindeler. Hasebiyle bizim de emsal bir hareket biçimi izlememiz gerektiğini düşünüyorum. Evet, tehditler gelişiyor bilhassa de son periyotta havadan gelen tehditlerde önemli gelişmeler var. Tüm ülkeler bu tehditlerin oluşturduğu riski azaltmak için çalışıyor. Biz de Altay’da buna benzeri çalışmalar yapmaya devam ediyoruz” dedi ve Altay tankının gelecekte gereksinimlere nazaran donatılacağını tabir etti.
‘İNSANSIZ SİSTEMLER ÜZERİNE YAKIN VAKİTTE YENİ GELİŞMELER DUYACAKSINIZ’
Altay projesinde T1 ve T2 modellerinin akabinde insansız kuleye sahip olan T3 versiyonu için çalışmanın devam ettiğini belirten Karaaslan, “Bu tarafta gruplarımız önemli çalışmalar yapıyor. Altay’ı bugünün kurallarına hazırladığımız üzere inşallah geleceğin muharebe koşullarına da hazır hale getireceğiz” diye konuştu.
BMC Savunma’nın yalnızca Altay tankında değil eser yelpazesindeki tüm zırhlı araçlarda insansız sistemler üzerine çalışmalar yaptığını lisana getiren Karaaslan, “Bu alanda birçok faaliyet yürütüyoruz ve yeniden bu alanda çalışan, alt sistemler geliştiren şirketlerle de çok önemli iş birliklerimiz var. Bunlarla ilgili BMC’nin yürüttüğü faaliyetler konusunda yakın vakitte değerli ve yeni gelişmeler duyacaksınız” dedi.