‘Seyyanen artış kök fiyata yansıtılsın’

Bahçeli’nin konuşmasından satır başları özetle şöyle: MAAŞ ARTIŞLARI: Hayat pahalılığı yazgımız değildir. Kur, faiz ve enflasyondaki oynaklıklar sağlıklı bir idare sistemi, güçlü bir iktidar ve millet takviyesiyle gündemdeki yükünü inşallah kaybedecektir. Yeni Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Türkiye iktisadının maruz kaldığı risk ve tehlikeleri en aza çekmek için kolları sıvamıştır. Memurlarımıza ve emeklilerimize yapılacak artırımların destekçisiyiz. Gönül isterdi ki, maaş yükselişi daha fazla olsun. Lakin bütçe imkanları muhakkaktır, Türkiye iktisadının türbülanstan çıkma sürecinin zorlukları ortadadır. Emeklilerimize yapılan yüzde 25’lik maaş artışı gördüğümüz kadarıyla makul ve kâfi bulunmamıştır. MHP olarak teklifimiz şudur; birinci olarak, memur maaşlarına eği planlanan 8 bin 77 liralık seyyanen artışın kök fiyata ve aynısıyla emekli maaşlarına yansıtılması beklenti ve talebimizdir. İkinci olarak, Perakende Kanunu’nda haksız rekabeti önleyecek değişiklikler yapılmalı, SGK üst limiti, gelir vergisi dilimleri ve kıdem tazminatıyla ilgili düzenlemeler emekçi ve patron faydasını dikkate alacak halde gözden geçirilmelidir.

İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİ: Bu ülkenin üyeliğine karşı Türkiye’nin haklı ve legal itirazları vardır. Geldiğimiz bu basamakta karşılığını aradığımız sarsıcı soru şudur; ulusal varlığımızı direkt tehdit eden kanlı terör örgütlerine kucak açan, bunların terörist devşirmesine ve haraç toplamasına başşehrinde göz yuman mahut ülkeyle bir güvenlik mimarisinin bünyesinde nasıl buluşacağız? Bunu nasıl hazmedeceğiz? Yalnızca ABD istedi diye, F-16’yla ilgili parmak sallanıyor diye zillete tamam mı diyeceğiz? İsveç, PKK’nın Avrupa’daki mağarasıdır. Kandil Dağı neyse Stockholm aynısıdır. İsveç hükümeti bugüne kadarki köhne siyasetlerinden 180 derece dönüş yaparsa, bu çerçevede bir ıslah ve terbiye hali müşahhas ölçülerde görülürse, bizim diyeceğimiz bir şey yoktur, gerçekten karar Sayın Cumhurbaşkanımızındır.

ŞİRRET SUİKAST: ABD başta olmak üzere, NATO üyesi birtakım ülkelerin PKK/YPG’yle irtibat ve ilgileri kabul ve izah edilemez boyutlardadır. ABD’li yetkililerin, PKK/YPG terör örgütüyle “taktiksel ve dönemsel ittifak” içinde olduklarını açıklamaları NATO ittifak ahlakına şirret bir suikasttır. Bizim nezdimizde PKK neyse FETÖ odur. 15 Temmuz 2016’da NATO heyecanlı bir futbol karşılaşmasını seyreder üzere ihaneti seyretmiş, hatta taban hazırlamıştır. Dünya’nın NATO’dan ve ABD’den ibaret olmadığı bilinmelidir. Ama Türkiye’nin stratejik tercih ve kararlarının da gerisinde duracağımızı, Litvanya tepesini tek yürek halinde takip edip ülkemizin çıkarları neyi gerektiriyorsa onun yanında olacağımızı ifade ediyorum.