ÖZEL | Galatasaray’da Lucas Torreira’yı Mauro Icardi’nin elinden güç aldılar! ‘Ağlamak yok’

7 Mart tarihindeki Konyaspor deplasmanı, 23. şampiyonluğun en kritik virajlarından biriydi. Üst üste 14 maçlık galibiyet rekorunu 15’e çıkarmak için gidilen Konya’da eksikler can sıkıyordu. Kart cezalısı Nelsson dışında, orta sahanın canavarı Toreira ile yeni transfer Zaniolo birinci 11’de yer almıyordu. Teknik Yönetici Okan Buruk, Toriera’nın yerine Berkan, Zaniolo’nun yerine Barış Alper’i alana sürerken, 2-1’lik hezimet sonrası tenkit oklarının gayesi oldu.Oysa her şey âlâ başlamıştı.

Galatasaray, Rashica’nın golü ile öne geçiyordu ancak birinci yarıya, hatta maça damga vuran olay konum, Ahmet Oğuz’un Dubois’ya yaptığı kırmızı kartlık hareketti. Hakem Mete Kalkavan’ın aslında kırmızı kart gösterecekken son saniyede karar değiştirip sarıda karar kılması da büyük yansılara yol açtı.

DEPRESYONA GİRMİŞTİ

Abdülkerim’in tel tel dökülmesi, 79’da oyuna giren Toreira’nın hayalet imgesi, puan kaybı bir yana, şampiyonluk için tasa dolu günlerin işareti üzere gözüküyordu. Okan Buruk, maç öncesi Toreira için, “Hastalığı var. Kendisiyle görüştük, oyunun devamında kullanacağız” kelamlarıyla durumu olağanlaştırmaya çalışıyordu. Lakin kadrodaki herkes gerçeği biliyordu. Torreira özel hayatındaki dalgalanma nedeniyle depresyona girmiş ve morali bozuk olduğu için oynasa bile ekibe yararının olmayacağını söylemişti. Yani isteyerek, şahsî sebeplerden yedek kalmıştı. Hem de kendisine en çok muhtaçlık duyulacak maçta…

“BİR ŞEYLER YAPMALIYIZ”

Takım uçağı İstanbul’a indiğinde herkesin ortak konusu Toreira idi. Yol uzunluğu hiç kimseyle konuşmayıp, alandan direkt konutuna gitmişti. Anlaşılan buhran devam edecekti.Sportif A.Ş. Başkanvekili Erden Timur, Toreira’nın vatandaşı, kaptan Muslera’yla konuşup, “Bir şeyler yapmalıyız. Bu çocuk bizim için çok değerli. Toparlanmazsa bize yara verir. Bunun Icardi ile de ortası düzgün. İkinizin kelamını dinler, bir uyarın kendisine gelsin” der.
Muslera kelam verir:
“Başkan sen merak etme, biz onu toparlarız.”

Muslera-Icardi ikilisi, yanlarına kaleci antrenörü Fadıl Koşutan’ı da alarak alandan direkt Toreira’nın meskenine sarfiyatlar. Uruguaylı oyuncu, kapıyı açtığında burunlarından soluyan 2 ekip arkadaşını görünce başına gelecekleri anlar. Alanda melek üzere gözüken Icardi, adeta aslan üzere kükrer:“Hayatında ne olursa olsun, sen bizi alanda nasıl yalnız bırakırsın Lucas! Aşk acısını en güzel ben bilirim, benim bir defa alanda gücümü sonuna kadar harcamadığımı gördün mü?”
Torreira’nın, “Moralim çok bozuk, psikolojim alt üst” kelamları ile zahmetten çıkar Icardi… “Hepimiz alanda erkek olacağız. Ağlamak yok, bundan sonra gözüm üzerinde” diye bas bas bağıran Icardi’nin elinden Toreira’yı sıkıntı alırlar.

Bu tartışma hengameye dönüşmez, bilakis ekipteki kenetlenmeyi arttıran bir faktör haline gelir. Icardi’nin kadrosu bu türlü sahiplenmesi, öbür oyuncular üzerinde de tesirli olur, Torreira çarçabuk toparlanır. Ve Galatasaray düştüğü yerden kalkmasını, bu iştah, bu tutku sayesinde başarır.

“DÜZGÜN KARAKTERLİ FAKAT AİLE HAYATI SORUNLU”

Transfer edilecek futbolcularla ilgili karakter tahlili yapan şirketin raporunu okuyan Timur, motamot şunu söyler: “O seviyede bize gelecek oyuncuda aslında kesinlikle bir sorun olur; iş bizim o sorunu yönetebilecek hazırlık ve donanımda olmamız.”

Galatasaray’ı şampiyonluğa ulaştıran ana faktör hiç kuşkusuz ki, birbiriyle ahenk sağlayabilecek yıldızları transfer edebilmesi…

Sportif A.Ş Başkanvekili Erden Timur’un hazırladığı yıldızları ikna etme stratejisini şöyle özetleyelim:

1-) Bizim Galatasaray’ın geleceğini kurtaracak fevkalade projelerimiz var.
2-) Bunlar sayesinde hem Galatasaray borçsuz hale gelecek, hem de fon sağlanacak.
3-) Bunları gerçekleştirmek için en öncelikli şey vakit.
4-) O vakit da lakin şampiyonlukla sağlanır.
5-) Birinci yılda 5 büyük ligin birinci 10’undaki kadrolardan en az 3 teklif almış garanti oyunculara gideceğiz. Bu türlü kaliteli teklifler alan adam, garanti adamdır.
6-) Garanti adamlar winner olacak, kişilikli olacak. Profesyonel ve gerilim idaresini güzel becerecek, baskı altındaki güç maçları oynama tecrübesi taşıyacak.
7-) Takımın çimentosunu bu biçim isimler oluştururken, yetiştirilmek üzere gençlere de yatırım yapılacak.

“Transfer listesindeki oyuncuların karakterini nasıl aşikâr bir standarta oturturuz?” sorusunun yanıtı da Timur’da gizliydi. Yurt dışında iş yaptığı, paydaşlık kurduğu devirlerde hizmet aldığı background denetimi yapan bir karakter tahlil şirketiyle muahede sağladı.

Bu şirket, transferi gündeme gelen her oyuncuyu mercek altına aldı. Her isimle ilgili altyapıdaki hocasından komşusuna kadar konuşan, hakkında çıkan medya haberlerini tahlil eden, riskleri göz önüne koyan 20’şer sayfalık kapsamlı bir rapor hazırladı. Örneğin Icardi raporunda, “Tam profesyonel, düzgün karakterli fakat aile hayatı bir o kadar sorunlu” yazıyor. Erden Timur da raporu, “O seviyede bize gelecek oyuncuda zati kesinlikle bir sorun olur; iş bizim o sorunu yönetebilecek hazırlık ve donanımda olmamız” diyerek Icardi transferinin riskini aldı.

“SEN KALMADAN OLMAZ”

Şampiyonluğun geldiği Ankaragücü maçının dönüş uçağında Erden Timur ile Icardi ortasında geçen diyalog, gelecek döneme dair pek çok bildiri içeriyor.
Arjantinli üstün yıldız, “Sen seneye de bu kadar çok çalışacak mısın president?” diye takılıyor başarılı yöneticiye… Aslında şampiyonluktan sonra tatmine ulaşıp, hevesini alıp almayacağımı merak ediyordu Arjantinli… 

Timur, “Ben hayatım boyunca kendi işimde de bu tempoda çalıştım, öbür türlüsünü bilmem” diye cevap verir. 

Icardi bu sefer, “Sen 2 sene daha bu türlü çalışırsan Galatasaray, Avrupa’daki en büyük gruplarından biri olur” yorumunu patlatır.

Timur altta kalır mı, “O dediğin sen kalmadan olmaz” diyerek lafı gediğine koyar.

EZELİ RAKİBE PEDRO ÇALIMI

Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe’nin ilgilendiği Cagliari’nin golcüsü için Cim-Bom, 4 milyon euroya kadar çıktı. Kadıköy takımının 4.6 milyon euro verdiğini duyan Timur, “Biz yokuz” diyerek masadan kalktı ve bir dönemde 4 gol katkısı veren santrfor Fener’e gitti.

Transferde pazarlık, başka bir meziyettir. Yalnızca ticareti bilmek yetmez, insan ögesinin olduğu her yerde psikoloji farklı bir yer meblağ. İşte bu pazarlıklarda bulunan Galatasaray Sportif AŞ Başkanvekili Erden Timur da, karşısındakilerin ne yapacağını, nasıl bir blöfte bulunduğunu çok düzgün görür.
Bunlara en büyük örnek de Joao Pedro transferinde yaşanır. Galatasaray nitekim, Brezilyalı futbolcu için İtalyan grubu Cagliari ile masaya oturur. Sıkı pazarlık içerisinde Timur, onlara son kelamını söyler, 4 milyon eurodan fazla vermeyeceğini lisana getirir.

Galatasaray ile Fenerbahçe ortasındaki rekabetin büyüklüğünü bilen Cagliari yöneticileri ise, sarı-lacivertlilerin 4 milyon 600 bin euroya çıktığını duyurur. İtalyanlar, Fener’e de, Cim-Bom’un 4.6 verdiğini belirtir. Velhasıl piyasayı karıştırmak dışında bir iş yapmamışlardır.

Sarı-kırmızılılar, bunun bir blöf olduğunu çabuk anlar ve “Biz yokuz” diyerek ortadan çekilir. Fakat pazarlık, Cagliari ile Fenerbahçe ortasında devam eder. Kadıköy takımı, ezeli rakibinin de istediği Joao Pedro’yu, Kamuyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yaptığı bildirimle 4 milyon 680 bin euroya transfer etmiştir.

Galatasaray, Pedro için masadan çekilmiştir lakin bundan hiç pişman olmamıştır. Dönemin bir kısmını sakat olarak geçiren futbolcu, bir yılı 4 gol, 1 asistle geçirmiştir.

Oysa Galatasaray’da forvet oynayanların skorer olması bir yana, Fenerbahçe’nin almak istemediği stoperi Abdülkerim bile 3 gol, 3 asist ile Joao’dan daha fazla gol katkısı sağlamıştır.