ÖZEL | Aleyna Korkut: Birincisi başarmak gurur verici
Aleyna Korkut… Erzincan’dan çıkarak Avrupa’da rüzgâr üzere esen bu ismi önümüzdeki yıllarda daha çok duyacağız. Badmintonun ne olduğunu birçok kişi bilmezken Korkut, 7 yaşında başladığı bu branşta 14 yaşında geçen yıl Avrupa Şampiyonu oldu. Erzincan’da bölgenin gelişimine katkı sunan Anagold Madencilik’in sponsoru olduğu genç sportmen MİLLİYET’in sorularını yanıtladı, bugünlere nasıl geldiğini, gelecekteki gayelerini anlattı.
Öncelikle Aleyna Korkut kimdir, badmintona ilgisi nasıl başladı bir de senden dinleyelim…
“8 Nisan 2008 Erzincan doğumluyum. Erzincan Göktürk İlkokulu, Erzincan Şehit Er Süleyman Aydın Ortaokulu mezunuyum ve şu an Erzincan Anadolu Lisesi’nde 9. sınıf öğrencisiyim. Badmintona olan ilgim iki atlet ebeveyne sahip olmam sayesinde başladı. Spor ortamına, sportmen etrafa doğdum. Badmintona başladığımda şimdi 7 yaşımdaydım. Badmintonun nasıl bir spor olduğunu ve nasıl bir ortamla karşılaşacağımı bilmiyordum. Annem ve babamın antrenörlerimi tanıyor olmaları ve beni sporla tanıştırmak istemeleri bu yolun kapısını açtı. Böylece badmintonla ve şu an ki antrenörlerimle tanışmış oldum.”
Küçük yaşta başladığın badmintonda turnuvalar ne vakit başladı? Avrupa Şampiyonluğu senin hayatında neler değiştirdi?
“8 yaşımdan itibaren turnuvalara katılmaya başladım. Başından beri spor hayatım süratli ve başarılı geçti. Türkiye’de katıldığım birinci turnuvadan itibaren yaşıtlarımla yarıştığım tüm yaş kümelerinde Türkiye Şampiyonu oldum. 10 yaşımda ulusal kadroya seçildim. 10 yaş ulusal grup için çok erken olsa da bana çeşitli turnuvalara büyüklerimle birlikte katılma fırsatı sundu. Süratli ve özel bir deneyim talihi demekti bu. Bu süreçte, antrenörlerimle en değerli amacım 15 Yaş Altı Avrupa Şampiyonluğuydu. Bu madalya Türkiye için bir birinci olacaktı. Senelerce bu turnuva hayaliyle uyuyup uyandım diyebilirim. Turnuva 2022’de İspanya’da düzenlendi ve ben yıllarca düşünü gördüğüm altını kazandım. Eksiksiz bir çalışma programıyla bu sonuca ulaşmak, Türkiye’nin badmintonda tekler kategorisinde birinci ve tek Avrupa Şampiyonu olmak benim için çok lakin çok gurur verici.”
Biz badmintonu Neslihan Yiğit ile tanıdık. Pekala senin bu branşta amaçların neler?
“Neslihan abla katiyetle benim de idollerimden birisi. Disiplinini ve çalışkanlığını örnek alıyor, her vakit onunla irtibat içinde oluyor ve tekliflerinden yararlanıyorum. Bundan sonraki hedeflerim Avrupa’da başka yaş kümelerinde birebir başarıyı yakalamak ve elbette Dünya Şampiyonası ve Olimpiyatlarda yarışıp, hoş sonuçlara imza atabilmek. Tüm dünyanın tanıdığı ve kızlar sıralamasında en üstlerde yer almış bir sportmen olabilmek. Her atletin olduğu üzere olimpiyat en değerli amacım. Ulusal ve memleketler arası turnuvalara katılarak, bilhassa olimpiyatlara giden yolda çok daha sıkı çalışarak başarılarıma devam etmek, ülkeme madalyalar kazandırmak istiyorum.”
Daha mesleğinin başındasın. Hiçbir atlet ‘oldum’ demez. Pekala senin geliştirmen gereken ne üzere özelliklerin var?
“Kesinlikle o denli. Her vakit düzeltilmesi ve geliştirilmesi gereken şeyler vardır. Şu an geliştirmem gereken en kıymetli şey gerilim denetimi bence. Zira büyük muvaffakiyetler kazanınca insanların beklentisi fazla oluyor ve bu durum bazen ağır bir yüke dönüşebiliyor. Beni destekleyen ve emek veren beşerler için her vakit kazanmak istiyorum fakat bu tabi ki mümkün değil. Hayatta kazanmak kadar kaybetmek de var. Kazanma isteği ve en uygun olmak isteği vakit zaman fazla gerilime neden olabiliyor. Şuan geliştirmem gereken en eksik tarafımın bu olduğunu düşünüyorum.”
‘MEDYADA DAHA FAZLA YER ALMAMIZ ÖNEMLİ’
Badmintonun daha bilinir hale gelmesi için sence ne üzere adımlar atılmalı?
“Tabi ki medya ve toplumsal medya bu bahiste değerli. İnsanların bu spora ilgi göstermesi için evvel ne olduğunu, heyecan verici istikametlerini, başka sporlara nazaran sahip olduğu avantajları öğrenmesi gerekli. Bunu sağlayabilecek en kıymetli kanal medya. Başarılarımıza medya ve toplumsal medyada daha fazla yer verilmesi, atletlerin tanınırlığı, branşımızın da bilinirliğini sağlayacaktır. Bu açıdan beni konuk ettiğiniz için teşekkür ederim.
‘ANAGOLD’UN DAYANAĞI HAYATIMI KOLAYLAŞTIRIYOR’
Anagold sporcususun. Büyük bir şirket tarafından desteklenmek spor hayatını kolaylaştırıyor mu?
“Anagold benim için çok değerli bir sponsor. Zira o kritik dayanak olmadığında, atletin çok çalışmasının bile bir manası kalmayabiliyor. Örneğin benden evvel de elbette birçok abla ve ağabeylerim muvaffakiyetler kazandılar. Lakin bir sponsor takviyesi oluşmaması, ekonomik meseleler yaşayan kulüplerin gereken takviyesi verememeleri nedeniyle bunların birden fazla çeşitli zahmetlerle karşı karşıya kaldılar. Altyapı, gereç eksiklikleri yaşadılar, katılmaları gereken turnuvalara gidemediler ve erken yaşta spor mesleklerini bitirmek zorunda kaldılar. Her katıldığım turnuvanın deneyim kazanmak ve somut durumumu test etmek manasında başarıda büyük rolü var. Bana sağladığı dayanaklarla Anagold spor mesleğime çok şey katıyor ve hayatımı kolaylaştırıyor. Her vakit en onları yeterli halde temsil etmeye çalışacağım.”
‘KORTTA YALNIZCA BEN VE RAKİBİM VAR’
Badmintonu başka branşlardan ayıran zorluklar ya da kolaylıklar nedir?
“Badminton ferdi bir branş, bu nedenle kortta yalnızca ben ve rakibim var. Ruhsal olarak düşüşe uğradığımda beni ayakta tutması gereken kişi yeniden ben oluyorum. Bu en sıkıntı yanı olabilir. Fakat herkese hitap etmesi ve herkesin eğlenerek, zevkle oynayıp, izleyebileceği bir branş olması ise en hoş yanlarından bence.
‘SPOR BİZLERİ DİSİPLİNE EDİYOR’
Yaşıtların dışarıda gezerken, sen daima bir disiplin içindesin. Bu senin ismine sıkıntı olmuyor mu?
“Bu tabi ki bazen güç olabiliyor. Çok ağır bir çalışma programına sahibim. Bilhassa imtihan periyotlarında işim kolay değil. Lakin hedeflediğim muvaffakiyet tabiatıyla gelemez. Disiplin içerisinde planlı, programlı ve kesintisiz çalışmak bir mecburilik. Bu mecburiliği yeterli biliyorum, muvaffakiyete ulaştığımda yaşadığım memnunluk ise daha fazla. Büyük maksatların heyecanı, arkadaşlarımdan daha az eğlenmek ve çalışmaya onlardan daha fazla vakit ayırma durumunu son derece doğal karşılamamı sağlıyor. Bu duruma karşı ruhsal olarak da hazırım.”
Hep okul ile sporu birebir anda direktörün sıkıntı olduğu söylenir. Buna katılıyor musun?
“Dersleri ve okulu birebir andan yürütmek lakin tertipli ve sıkı bir çalışma programıyla kolay hale getirilebilir. Aileler genelde çocuklarının derslerdeki muvaffakiyetini negatif etkileyeceğini düşünerek spora karşı olabiliyorlar. Lakin inanın spor bizleri disipline ediyor ve derslerdeki başarımızı arttırıyor. Örneğin ben 7 yaşımda spora başlamama karşın ilkokulu ve ortaokulu okul birincisi olarak bitirdim ve lisedeki birinci yılımı de epey başarılı bir formda sürdürmeye devam ediyorum. Zira idmanlar dışındaki vakitlerde telefon, tablet, bilgisayar oyunlarıyla vakit geçirmeyi değil, ders çalışmayı tercih ediyorum. Aslında olayın sırrı bu tercihte. İdman yapmadığımda ne yaptığım ve neye vakit ayırdığımla ilgili. Boşa vakit harcamayı ve oyalanmayı hiç sevmiyorum.
‘TURNUVALAR EKSİKLERİMİ GİDERMEMİ SAĞLIYOR’
Geçtiğimiz günlerde iki milletlerarası turnuvada dereceye girdin. Bu turnuvalar hakkında bilgi verir misin?
“Tabii ki. 28-30 Nisan tarihlerinde düzenlenen İtalya, Bolzano’da yapılan Memleketler arası 17 yaş altı Yonex Bozner Cup U17 Turnuvası’nda 5. oldum. 5-7 Mayıs tarihlerinde Avusturya, Dornbirn’de yapılan Milletlerarası 17 yaş altı Aavustralya Open Cup U17’de de 3. sırayı alarak kürsüye çıktım. Bronz madalyayı turnuvanın en tecrübeli, seri başı atletini 2-1 yenerek aldım. Her iki turnuva da bu yaş kategorisinde yani U17’de yarıştığım birinci turnuvalar oldu. Bu yaş kategorisindeki deneyim eksikliğim vardı, buna karşın aldığım sonuçlardan mutluyum. Bu tip memleketler arası turnuvalara iştirak sağlamak, deneyim kazanmam, eksikliklerimi kapatıp sonraki turnuvalara fizikî ve mental olarak kendimi geliştirip daha düzgün hazırlanmam için epey yararlı.”
‘HERKES SPOR YAPMALI’
Her çocuğa, gençlere spor yapması tavsiye edilir. Pekala senin yaşıtlarına ya da senden daha küçüklere bir tavsiyen var mı?
“Kesinlikle her çocuk kendi fizikî özelliklerine uygun bir spora başlamalı. Alışılmış herkes sporu profesyonel olarak yapmak zorunda değil. Lakin bedensel ve ruhsal gelişim, sağlıklı bir hayat, gerilim denetimi ve en değerlisi disiplin şuuru kazanımı için katiyetle yaşıtlarım ve küçüklerime spora başlamalarını tavsiye ediyorum. Ailelerini ise çocuklarının sporun içinde olmaları için takviye olmaya çağırıyorum.”