Numan Kurtulmuş: Muhalefet asla parlamenter sistemi gündeme getirmeyecektir
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, Habertürk’te gündeme ait kıymetli açıklamalarda bulundu. Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
Seçime hazırlıklı, donanımlı olarak giriyoruz. Bizim şöyle bir hazırlığımız var; rastgele bir seçimi yaptıktan sonra rastgele bir seçime hazır hale geliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız sarsıntının çabucak gerisinde birinci günden itibaren alana basmaya başladı. Bütün yöneticilerimiz alanda var oldu. Aslında seçime hazır vaziyette olan partiyiz. Kampanya için gerekli olan şeyler eksiksiz yerine getirilmeye çalışılmıştır. Ümit ederim ki, 14 Mayıs’ta sandıklar açıldığında Türkiye Yüzyılı’nın kapıları sonuna kadar açılacaktır. Hem Cumhurbaşkanlığı seçimi hem de Cumhur İtitfakı’nın açık orta birinci olmasıyla. Gün be gün yükseldiğimizi neredeyse uçağın burnunun daima üst yanlışsız yükselmeye hakikat olduğunu görüyoruz. Epey müddettir sıkıntı problemlerle karşı karşıyayız. Fakat bütün bunların hepsinde en sıkıntı görünen periyotta bile vatandaşımızın masasında problemler neyse bunları rasyonel olarak bilen, çözmek için bütün gücüyle hareket eden bir parti olarak vatandaşlarımızca görüldük. Kentlerimizi tekrar imar edeceğiz. Bir yandan temel atma merasimleri bir taraftan biten binaların teslim edilme süreçlerinin verdiği bir itimat var. Sarsıntı bölgesindeki insanların yaşadıklarını unutması mümkün değil. Dışarıdan görenlerin belleklerinden silmesi imkan dahilinde değil fakat buradan daima birlikte milletimizce çıkacağız.
“TOGG SOĞAN BENZETMESİ YANLIŞ KARŞILAŞTIRMA”
Hayat pahalılığın farkındayız. Bir de ülkeyi yönetme sorumluluğu içerisinde vatandaşımızın hayat pahalılığı karşısında ahu figanını en fazla biz hissediyoruz. Togg ve soğan benzetmesi yanlış bir müsabakadır. Bu türlü bir karşılaştırmayı asla kast ederek bir şey demedik. Kast ettiğim şey şudur; burada algı üzerinden, Togg’u, TCG’yi diğer algıların gölgesinde bırakmayalım. Olağan ki hayat pahalılığın, enflasyonun farkındayız. Bunların hepsinin bir halde olumlu sonuç verebilmesi için uğraş sarf ediyoruz. Kimileri ‘ne gereği var doğalgaz arıyorsunuz, dışarıdan daha ucuza mal ederiz’ deniyordu. 1 yıl doğalgaz vatandaşlarımızın mutfakları için parasız. Geçen yıl 96.6 milyar dolar Türkiye güce verdi. Türkiye’nin yerli güç kaynaklarını daima artırıyoruz. Bir taraftan güç fiyatlarının düşürülmesi, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve enflasyonu etkileyen bir konudur. Orta vadede Türkiye’deki maliyetleri indirecek bir şeydir. Besin eserlerindeki enflasyon dünyadaki dalgalanmalardan. Pandemi ve Ukrayna-Rusya savaşında nasıl üste çıktığını biliyoruz. Türkiye’nin iki temeli var. Birincisi özgür pazar kuralları kuralların uzağında olmamız mümkün değildir. Türkiye demokrasi içinde büyüyecek, kalkınacak.
“KUR MUHAFAZALI MEVDUAT FREN MEKANİZMASIDIR”
Mehmet Şimşek bizim arkadaşımız. Yıllarca iktisat ile ilgili alanında bulunmuş arkadaşımız. Ben tartışmanın şahıslardan uzak tartışılması kanaatindeyim. Evvel istikamet problemi. Türkiye ya dışarıdan alarak sıcak para ülkesi haline getirerek, borçlanarak aşacak ya da kendisi üreterek aşacak idi. Beklenmedik iki faktör geldi. Pandemi ve savaş. Hiç kimsenin hesap edemediği. Türkiye burada bir istikamet tayin etti. Her uygulanan siyaset olduğu halde devam edecek manasına gelmez. İktisat devinim içinde olan bir alandır. Muhtaçlıklar tespit edilir, yerine nazaran revizyona gidilir. Yalnızca faiz, büyüme oranları üzerinden iktisat okunmaz. Bu bir bütündür. Türkiye çok açık biçimde istihdam üretmiş bir ülkedir. Pandemiden sonra 6 milyon yeni istihdam üretmiş. 250 milyar dolar düzeyinde ihracata ulaşmış olan bir ülkedir. Bütün bunların hepsi rasyonel olarak alanda olan şeyler. İktisadın üretim alanı çok güzel giderken, başka yandan enflasyon ve hayat pahalılığında çok önemli sıkıntılarla karşılaştığımızı görüyoruz bunların giderilmesi için hareket ediyoruz. Vatandaşlarımız kendi ailelerinin iktisadını de test ederken, bu döviz üzerinden konuşuyor. Hiç cebinde 100 doları bile olmayan buna bakıyor. Bu türlü bir alışkanlık içindeyiz. Burada kur muhafazalı mevduat. Bu manada dövizin çok yükselmesini önleyecek fren sistemlerinden birisiydi. Lakin ilanihaye uygulanamaz, bu bir önlemdir, fren düzeneğidir. Beklenen etkiyi büyük oranda yapmıştır.
“AK PARTİ VAATLERİ KAHİR EKSERİYE GERÇEKLEŞMİŞ”
Şimdi bir de pandemiden çıkış süreci var. Avrupa diğer, Amerika öbür, Çin öteki bir tepki veriyor. Bu parametreler değiştikçe Türkiye kendi ulusal menfaatlerine uygun siyasetleri izler. Koskoca Mısır, İslam dünyasının en değerli ülkelerinden birisi. Orada birinci sefer emekleme düzeyine gelmiş Mısır demokrasisinden bahsediyor iken, seçilmiş cumhurbaşkanı ve takımları mahpusa atılıp, siyasi idamlar gerçekleştirilirken, maalesef emekleme basamağındaki demokrasi yok edildi. Muhalefet vaad ediyor. Bizim Gerçek Adımlar dediğimiz kitapçık. Bu süreçte çalışırken şunu gördük, geçmiş devirde AK Parti’nin vaatlerinin kahir ekseriyeti gerçekleşmiş. Muhalefet ne dedi, bunların hiçbirisiyle ilgilenmeyiz. Muhalefet bizim perspektiflerimizden istifade edersek bundan son derece mutlu oluruz.
“MÜLAKAT KALDIRILMASI YANLIŞSIZ OLAN YANLIŞSIZ ADIM”
Devlet memurlarının gerektirdiği birtakım imtihanlar var. Burada imtihan sonuçlarına nazaran insanları yerleştirmenin daha gerçek, daha adil olduğu. Genç kardeşlerimizin ‘Bana haksızlık mı yapılıyor’ hissinin bütünüyle ortadan kaldırılması lazım. Kamunun nerelerde gereksinimi varsa bunların imtihanlara alınması en doğrusu. Pratikte bu yapılmış. KPSS’de 80 alana mülakatta da 80 verilmiş. Aşağı üst o sıralama esasen bozulmamış. Fakat bu büyük bir haksızlık duygusu yaşatıyor. Bunun kaldırılması bu tartışmanın ortadan kaldırılması gerçek olandır.
“15 MAYIS’TAN SONRA TAMAMLAYICI SÜREÇ OLACAK”
“Yaptığımız her şey yüzde 100 doğrudur” bu olmaz. Toplumsal tertipler da kusursuz değildir. Partiler, hükümetler de bu türlü değildir. Yüzlerce değerli adımlar atmışız. Anayasal ıslahatlar başta olmak üzere adım atmışız, statükoyu önemli halde ortadan kaldırmışız, vesayeti çöp tenekesine atmışız. Kendi kendimize ‘keşke yapabilseydik’ diye gönül içerisinde konuştuğumuz hususlar var. Mülakat sorunu tıpkı halde. Bu tıp mevzuların aşılmış olması gerekirdi. AK Parti’nin 2003-2007 ortası kendisini o zamanki statükoyla uğraş ederek kendisini sağlama periyodu. Ondan sonraki süreç içerisinde AK Parti reformcu yönetimine sahip çıktı. Çabanın odak noktası o zamanki vesayetle uğraş etmekti. 15 Mayıs’tan sonraki süreç tamamlayıcı ıslahatlar süreci olacaktır.
“BÜTÜN TEHDİTLER BÜYÜK ORANDA BERTARAF EDİLDİ”
Türkiye PKK, DEAŞ, bir taraftan FETÖ. Çabucak çabucak neredeyse ramak kalmış. Alışılmış ki bir güvenlikçi siyaset ortaya çıktı. Allah rahmet eylesin şehitlerimize. İnanılmaz bir uğraş verildi. Bugün Türkiye’de güvenlik tehditleri büyük oranda bertaraf edildi. Türkiye’nin terörle, terörün memleketler arası hamileriyle çabasında bir milim taviz vermeden, yurttaşlarımızı esasen eşit ve özgür vatandaşlar olarak kabul ediyoruz. Bununla birlikte yüksek standartlı demokrasimizi inşallah gerçekleştireceğiz. Görünür haksızlığı ve adaletsizliği karşımıza aldık. Özgürlükçü, kuşatıcı anayasadan bahsediyoruz. Adalet mülkün temeli budur aslında. Şu anda Türkiye’de birbirinden külliyen bağımsız olarak yasama, yürütme ve yargı hareket ediyor. Uygulamada yanlışlıklar varsa bunların ortadan kaldırılması. Yargı ıslahatı var bu beyannamede.
“SANDIKTAN HANGİ SONUÇ ÇIKARSA ÇIKSIN”
Biz demokrasiyi içselleştirerek, demokrasi konusunda hengameleri vere vere bugünlere kadar ulusal siyaset geleneğinin bugünkü temsilcileriyiz. Yeri geldi merhum Menderes darağacında asıldı, yeri geldi merhum Özal ‘Çankaya’nın düşmanı’ dendi. Türkiye’de iktidar partileri, ana muhalefet partisi kapatıldı. 27 Nisan muhtırasını bir cümle ile geçiyoruz fakat o günün e-muhtırayı verenler telefonları kapatıp, kaçtı gitti. Ta ki hükümet net karşılarında durdu, o vakit Genelkurmay, Başbakanlık’la irtibata geçti. Bu çabayı biz verdik, Türkiye’nin ulusal siyaset geleneği verdi. Sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği bir şey var, biz kefenlerimizi giydik, siyaset yaptık. Tarihî bir hesaplaşmanın içine girmek istemem. 27 Mayıs, 28 Şubat, 27 Nisan’ın üstündeki örtüyü açtığınız vakit antidemokratik güçlerin kimler olduğu, Cumhuriyet mitinglerinde orduyu kimin misyona çağırdığı ayan beyan ortadadır. Milletin üstünde bir tek kelam söylemedik, bundan sonra da söylemeyiz. Sandıktan hangi sonuç çıkarsa çıksın. O karara saygılıyız.
“4 SİYASİ PARTİ CUMHURBAŞKANIMIZ İÇİN SAMİMİ”
Bizimle MHP ortasında Cumhur İttifakı problemsiz biçimde işliyor. Onun temel nedeni, Cumhur İttifakı öteki partiler BBP; Yine Refah Partisi katılınca orada alver pazarlığı olmadı. Sana cumhurbaşkanı yardımcılığı, sana milletvekilliği, sana bakanlık üzere bir at pazarlığı mutlaka olmadı. Sayın Bahçeli’ye bu davranışından dolayı teşekkürü borç biliyorum. Birebir biçimde Yine Refah Partisi’yle de olmadı. Bu partilerin her birisi farklı siyasi programları olan lakin bir fikir etrafında birleşmiş olan siyasi partiler. Türkiye’nin bağımsızlık yanlısı ekonomik ve politik tercihlerinde bulunmasında, Türkiye’nin kendi ayakları üstünde durabilecek güçlü ülke olması üzere ana paradigmada buluşmuş olan ittifaktan bahsediyoruz. Burada Cumhurbaşkanlığı seçiminde 4 parti sayın Cumhurbaşkanımız için nitekim samimi bir uğraşın içerisindeler. Burada 50 +1’i üst çıtaya çıkartan AK Parti’dir. Milletin kahir ekseriyetinin teveccüh ettiği, seçtiği kişinin sandık günü Cumhurbaşkanı seçilmesi, yürütmenin sandığın açıldığı akşam tespit edilmesi. Bu büyük bir ihtilaldir. Bunun getirdiği zorunluluklar var. İttifak sıkıntısı buradan doğdu.
“MUHALEFET PARLAMENTER SİSTEMİNİ GETİRMEZ”
İnşallah 14 Mayıs’ta hem Cumhurbaşkanımız kazanacak hem Cumhur İttifakı çoğunluğu kazanacaktır. CHP’de liste pazarlıkları ortaya çıkınca sorun parlamenter sistem ya da güçlendirilmiş parlamenter sistemi değil. Muhalefetin varsayımsal olarak kazansa bile güçlendirilmiş parlamenter sistemi uğraşında olmayacaktır. Şu ana kadar ortaya koydukları aksiyonlar aslında niyetlerini de gösterir. Bu kadar çok fazla milletvekilliği verilmesi Cumhurbaşkanlığı sıkıntısını teminat altına almaktır. Bu millet attığı hiçbir adımı geri almadı. Cumhurbaşkanı istedi diye biz bu sisteme geçmedik. Hükümet krizleri, çift başlılık vesaire, millet dedi ki ‘ben yeni sisteme geçiyorum’. Muhalefet asla parlamenter sistemi gündeme getirmeyecektir.
DOLAR SEÇİMDEN SONRA YÜKSELİŞE GEÇER Mİ?
Bir taraftan dolar üzerinden birtakım spekülasyonlar bir taraftan seçim güvenliğiyle ilgili spekülasyonlar yapılıyor. Türkiye’de siyasi ve ekonomik istikrarın sürdürülebilmesi için herkesin azami uğraş sarf etmesi lazım. İnşallah Cumhurbaşkanımız tekrar seçilecek. Cumhur İttifakı da seçimi sağlanacak. Bu tıp spekülasyonların algı operasyonu olduğunu düşünüyorum.