Kılıçdaroğlu: Bu ülkeye adaleti, huzuru, liyakati getireceğim

CHP Genel Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ve İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu ile Denizli 29 Ekim Bulvarı Özay Gönlüm Meydanı’nda ‘Millet Buluşması’ kapsamında vatandaşlarla bir ortaya geldi. Vatandaşlara seslenen Kılıçdaroğlu, “Bu ülkeye ne kıymetine olursa olsun kesinlikle adaleti getireceğiz. Birlikte ve birlikte çok hoş şeyler yapacağız. Kâfi ki ülkemizi düşünelim. Ferdî olarak bir çıkış yok. Bir arada toplumsal bir çıkış yapmak zorundayız. Kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısıyla, genciyle daima bir arada birlikte çalışacağız. Zira o kadar güç şartlar var ki. Pazara gittiğinizde esasen bunu görüyorsunuz. Alışveriş yaptığınızda zati bunu görüyorsunuz. Büyük dertleri yaşıyorsunuz. Bizim bu ezaları aşmamız lazım. Türkiye’nin bir değişime gereksinimi var. Türkiye’nin değişime muhtaçlığı varsa bu değişimi birlikte gerçekleştireceğiz. Birlikte sandığa gideceğiz ve oyumuzu kullanacağız. Geleceğiz lakin halkın iradesiyle geleceğiz. Baskıyla değil, şiddetle değil. Demokrasi iradesiyle geleceğiz. Demokrasi içinde ülkemizi büyüteceğiz” dedi.

‘5 MİLYON 300 BİN GENÇ BU ÜLKENİN YAZGISINI DEĞİŞTİRECEK’

Konuşmasında yeni oy kullanacak olan gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “5 milyon 300 bin genç, bu kere sandığa gidecek ve birinci kere oy kullanacak. Türkiye’nin mukadderatını değiştirecek olan sizsiniz. Sizlerin oylarıyla koltuğa oturduğumda sizler için çalıştığımı göreceksiniz. Bu ülkenin gençlerine nasıl umut verdiğimizi göreceksiniz. Ancak sizler kesinlikle sandığa gidin. 5 milyon 300 bin genç bu ülkenin bahtını değiştirecektir. ‘Oyumuzu kullanacağız ve otoriter idaresi demokratik yollarla değiştireceğiz’ diyeceksiniz ve değiştireceksiniz. Sevgili anneler size bir kelamım var. Artık bundan sonra beslenme çantaları olmayacak. Çocuklarınız okulda suyunu, sütünü içecek, yemeğini yiyecek ve meskenine tok dönecek. Bunun kelamını veriyorum. Bütün çocuklarımız okulda hoş beslenecek. Ne annelere yük olacaklar ne bir diğerine. Toplumsal devlet misyonunu yerine getirmiş olacak” diye konuştu.

‘HALK ÜZERE YAŞAYACAĞIM’

Tarlada, bahçede çalışan bayanların toplumsal garantisi olacağını belirten Kılıçdaroğlu, “Kırsalda, tarlada çalışan yani tütün içinde çalışan bütün bayanların ve bütün gençlerin toplumsal güvenlik primlerini devlet ödeyecek. Ve tarlada çalışan bütün bayanlar vakti gelince emekli olacak. Hiç kimse bu ülkede aç ve açıkta kalmayacak. Hiçbir çocuk bu bereketli topraklarda asla yatağa aç girmeyecek. Aile Takviyeleri Sigortası’nı getireceğiz. Hiçbir ailenin geliri taban fiyatın altında olmayacak. Onun yoksulluğunu toplumsal devlet dışında kimse bilmeyecek. İnsanın onurunu koruyacağız ve asla afişe etmeyeceğiz. Göreceksiniz anneler. Hiçbir fakir ailenin elektriği, doğal gazı, suyu asla kesilmeyecek. Bunlar insan hakkıdır, bu üç temel hizmetin hiçbir şart aranmadan aileye sunulması lazım. O vakit toplumsal devlet nerede kaldı? Toplumsal devlet yoksulun, fukaranın yanında duran devlettir. 5’li çetenin yanında duran devlet değil. 5’li çetenin yanında duran devlet olsa olsa saray devletidir. Ben sizden, halktan birisiyim. Evvelden neysem artık de aynıyım. Mütevazi konutumda oturuyorum. Esasen mutfağımı hepiniz biliyorsunuz. Hasebiyle benim saraylarda oturmak üzere bir alışkanlığım yok. O denli çok güçlü bir aileden de gelmedim. Siz nasıl yetiştiyseniz aşağı üst ben de o denli yetiştim. Münasebetiyle beni seçerseniz saraya değil Gazi Mustafa Kemal’in Çankaya’sına gideceğim. Halk üzere yaşayacağım” sözlerini kullandı.

‘BENİM MAL VARLIĞIMI ARAŞTIRMAZSANIZ NAMERTSİNİZ’ DERDİM’

Kılıçdaroğlu, milliyetçiliğinin sorgulandığını söyleyip, “Siz kimsiniz? Milliyetçilik kim? CHP’nin iki temel kırmızı çizgisi vardır. Bir; vatanımız, iki; bayrağımız. Biz vatan ve bayrağımız için gözümüzü kırpmadan mevte gideriz. Tarihin bize yüklediği sorumluluktur bu. Biz avukatların ofislerinde dilekçe ile kurulan bir parti değiliz. CHP tarihi kökleri olan bir partidir. Bakınız beka sorunu diyorlar. Beka sorunu şu; gelecek sorunu, ülkenin geleceği. Şayet bir ülkenin cumhurbaşkanı, hâkim bir gücün devlet lideri ‘Bak beni kızdırma senin mal varlığını millete açıklarım’ dediğinde şayet sesini çıkaramıyorsa orada bir beka meselemiz var demektir. Zira onun iradesi teslim alınabilir demektir. Halbuki bu bana sorulsaydı ‘Benim mal varlığımı araştırmazsanız namertsiniz’ derdim. Hiç meraklanmayın. Bizim verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Biz bu ülkeye adanmış bir gelenekten geliyoruz” dedi.

‘POLİSLER 8 SAAT MİSYON YAPIP, MESKENLERİNE GİDECEK’

Konuşmasında polislere de seslenen Kılıçdaroğlu, “Onlar nitekim de çok güç şartlarda vazife yapıyorlar. Onlar anlatamıyorlar lakin ben onların hangi koşularda vazife yaptığını biliyorum. Bazen 24 saat meskenlerine bile gidemiyorlar. Onu da çok düzgün biliyorum. Polis intiharlarını da biliyorum. Bu mesleğin güç bir meslek olduğunu da biliyorum. Polisler de birer insan. Onların da aileleri var. Onlar da tatil yapmak, meskenlerine huzur içinde gitmek isterler. Polis kardeşlerime de kelamım var. 100 bin güvenlik vazifelisi alacağım, polisler 8 saat vazife yapıp, meskenlerine gidecekler. Esnaf, orta direk. Merhum Özal sizin için ‘Orta direk’ sıkıntısı. Esnafı perişan ettiler. İktidar olduğumuzda aldığınız kredilerin faizlerini sileceğiz ve ana parayı tekrar yapılandıracağız. Esnaf şu anda sahipsiz. Esnaf Bakanlığı kuracağız. Hiç tasa etmeyin. Büyük alışveriş merkezlerini haftada bir gün kapatacağız ve o gün herkes alışverişini esnaftan yapacak” açıklamalarında bulundu.

‘BAY KEMAL KUL HAKKI YEMEZ VE KUL HAKKI YEDİRMEZ’

Kılıçdaroğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“5’li çeteler ve uyuşturucu baronları. İkisiyle de gayret edeceğim. Uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Gencecik evlatlarımızı zehirliyorlar. Hudutlarımız yolgeçen hanına döndü. En geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimi Suriye’ye uğurlayacağım. Ve bir şey daha Bay Kemal kul hakkı yemez ve kul hakkı yedirmez. Onları da söylesinler. Niçin dillendiremiyorlar? Onların ne yediklerini pek uygun biliyorum. O denli mal varlığını alacaksın, Amerika’ya götüreceksin, gökdelen dikeceksin, Muhammet Ali’nin çiftliğini alacaksın, İngiltere’de, Londra’da villalarda oturacaksın, Bay Kemal bunu yemez. Bakın 20 yılda 418 milyar dolar parayı götürdüler o parayı son kuruşuna kadar getirip, bu millete sunacağım.”

‘ARTIK BU NİZAMI DEĞİŞTİRMEMİZ LAZIM’

Millet İttifakı başkanlarının Türkiye’nin sıkıntılarını bildiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Akılla, mantıkla, bilgiyle, liyakatle, faziletle çözeceğiz. ‘Ben geldim, istediğimi yaparım’ diye değil. Bir devlet bir bireye teslim edilemez. Siz adaleti sağlarsanız, her şeyi çözersiniz. Bu ülkeye adaleti, huzuru, liyakati getireceğim. Çok ayrıştık, çok kutuplaştık. Birbirimizi düşman üzere görmeye başladık. Niye? Neden böyleyiz? Birlikteyiz, çok hoş, çok güçlü bir ülkemiz var. Paralar bir yerlere birilerinin cebine gidiyor, birileri malı götürüyor. Artık bu nizamı değiştirmemiz lazım. Sistemi bu ülkeye getireceğiz” sözlerini kullandı.

İMAMOĞLU: DAHA DA GERİ GİDİYORUZ

İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu ise “Paramızı pul ettiler. Bir anda milletimizi bütün kazanımlarıyla yerle bir ettiler. Emeklisinden personeline, memurundan sanayicisine, tarımla uğraşanından emeklisine herkesi ne yazık ki mağdur ettiler. Bakın bu iktidar fazla değil, 15 yıl evvel 2023 yılında Cumhuriyet’in 100’üncü yılında kişi başı geliri 25 bin dolar açıkladılar. Bugün 3’te 1’inden bile bile daha aşağıdayız. İktidarı devraldıklarında dünyanın 16’ncı ekonomisiydik. Bugün 21’inci iktisadı durumundayız. Daha da geri gidiyoruz. 86 milyon ismine söylüyorum, benim inancımı da benim milliyetçiliğimi de ölçecek kişi bu memlekette anasından doğmadı” dedi.

YAVAŞ: MERAK ETMEYİN BU ÜLKENİN SAĞLAM SAHİPLERİ VAR

Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş da “Buraya gelirken yolda bir pankart açılmış gördüm. ‘Denizli vatanını böldürmez’ Kandil, ABD, Rusya böleceğim diye uğraştı bölemedi. Artık diyorsunuz ki ’80 terörist kaldı’ o mu bölecek? Niçin bu türlü korkutuyorlar? Lüks villaları bırakmak istemiyorlar. Kolay karları bırakmak istemiyorlar. Seçime gelirken çabucak milliyetçilik, muhafazakarlık dozu artıyor. Siz değil misiniz milliyetçiliği ayaklarınız altına alan? Artık muhafazakarlığa gelince Sayın Bakan, ’14’ünden sonra seçimi kazanırlarsa alnı secdeye değenler mi yoksa şampanya patlatanı mı tercih edeceksin’ diye vatandaşın dini hisleri ile oynuyor bıktık. Yalnızca kendilerini inançlı sanıyorlar. Siz Allah mısınız? Şirk koşuyorsunuz. Allah’tan öbür kimse bilmez. Merak etmeyin bu ülkenin sağlam sahipleri var. Bizler varız. Hiçbir şey olmaz, Türkiye’yi böldürmeyiz. 40 yıldır bölemediler artık mi bölecekler?” diye konuştu.