Kılıçdaroğlu: Bu milletin vicdanına güveniyorum

Seçim çalışmaları kapsamında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lideri Ekrem İmamoğlu ile Zonguldak’a gelen Kılıçdaroğlu, halka hitap etti. Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ı bir vakitler ’emeğin başkenti’ olarak hatırladığını lakin emekli kentine dönüştüğünü belirterek, Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 5 bin personel alacaklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, “TTK’da 5 bin emekçi, çalıştığında en çok esnaf kazanmış olacak. 6 önderin kelamı var; esnafı sahipsiz bırakmayacağız. Onların bakanlığını da kuracağız. Esnaf bakanlığımız da olacak. Herkesin kazandığı hoş bir Türkiye’yi inşa etmek için yola çıktık. Kırsaldaki bayanın problemini da biliyorum. Karadenizli bayanın, yürekli bayanın nasıl çalıştığını ürettiğini, nasıl kazanmak istediğini çok uygun biliyorum. Türkiye’nin bir değişime gereksinimi var. Türkiye’nin huzura gereksinimi var. Türkiye’nin ayrışmaya, hengameye değil; bir arada olmaya, birlikte olmaya, birlikte çalışmaya gereksinimi var. Her meskende, her mutfakta rahmete gereksinimi var. Birlikte yaşamaya muhtaçlığımız var. Bütün köy okullarını tekrar açacağız ve 100 bin öğretmenin atamasını yapacağız. Beşerler, evlatlarını okutmak için kentlere geliyor. Köyün öğretmeni olacak” dedi.

‘İNSANCA, HAKÇA SİSTEMİ GETİRECEĞİZ’

Eski başbakanlardan Bülent Ecevit’in kelamını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Rahmetli Ecevit, buranın da milletvekiliydi. O ne diyordu; ne ezen ne ezilen insanca, hakça bir nizam. İnsanca, hakça bir nizamı getireceğiz. Hiç kimsenin kaygısı olmasın. Evvelce Zonguldak çalışanların, üretenlerin başşehriydi. ‘Karaelmas’ın başşehriydi. Artık emeklilerin başşehri olmaya, yolunda süratle ilerliyor. Bu tabloyu inşallah değiştireceğiz. Emekli de geçinemiyor. 2015 yılından bu yana daima ısrar ettim. Emekliye Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye verin. Taban fiyat kadar olsun. En azından torunu, çocukları gelirken; 5-10 lira harçlık koyar, sokağa çıkar, kahveye sarfiyat. Kahvede arkadaşlarına bir çay ısmarlar. Evvel ‘parayı nereden bulacaksın’ dediler. Bir sürü laf ettiler. Gerisinden 1000’er lira verdiler, sonra ısrar ettim. Seçim geliyor, biraz daha artırdılar. Kelamım söz; minimum fiyat kadar Ramazan ve Kurban Bayramı’nda emeklilere birer ikramiye vereceğiz. Kurban Bayramı’nda. Bankaya gidecek emekli kardeşim, bakiyesine bakacak. On beş bin liralık ikramiyesini görecek. Bay Kemal’in kelamı, Bay Kemal’in. Bay Kemal, kelamından dönmez. ‘Parayı nereden bulacaksın’ diyorlar. Devasa bir bütçemiz var. Bütçede paranın nereye harcanması gerektiğine siyasi iktidar karar verir. Siyasi iktidar derse ki; işçiye az verin Bütçeden para az verilir. Derse ki; 5’li çetelere çok verir. Herkese para var. Emekliye gelince nereden bulacaksın. 27,5 yılımı devlete harcadım. Bütçe nasıl yapılır, pek güzel bilirim. Devletin ne olduğunu da çok âlâ bilirim. Paranın nerelere harcanması gerektiğini de pek yeterli bilirim. Savurganlığı önlemenin nasıl olması gerektiğini çok uygun bilirim. Emekliye para verilecek derseniz; bütçeye ödeneği koyarsınız. 418 milyar doları dışarıya götürenler, size de kelamım söz. Götürdüğünüz paranın tamamını getireceğiz ve bu millete vereceğiz. Hiç tasa etmeyin. Onlar sanıyorlar ki; Bay Kemal devleti bilmez, devleti tanımaz. Devlet bakidir, devlet adalet üzerine inşa edilir. Devlet, parti değildir. Parti devletine dönüştürdüler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, liyakatli insanların yöneteceği bir devlet olacak” diye konuştu. Öğretmen ataması yapacaklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, “Ücretli ve kontratlı öğretmen var. Takımlı öğretmen var. Birebir işi yapıyorlar. Biri 100 lira alıyor. Biri 300 lira alıyor. Biri 5 bin lira alıyor. Olmaz; öğretmen, öğretmendir. Takımlı öğretmen ve kendi kıdemlerine nazaran de aylık almaları gerekir. Her şeyin adaletini düşünüyorum. Her şeyi adalet üzerine inşa etmeye çalışıyoruz. Bundan emin olmanızı isterim” dedi.

‘BU MİLLETİN VİCDANINA GÜVENİYORUM’

Türk gençlerinin işsiz olduğunu söz eden Kılıçdaroğlu, “3 milyon 600 bin Suriyelimiz var. Sizlerin oylarıyla Allah nasip ederse; en geç 2 yıl içinde bütün Suriyeli kardeşlerimizi kendi ülkelerine göndereceğim. Bize diyorlar; Bay Kemal, milliyetçi değil. Ya vatanını seven kim? Bay Kemal. Yabancıları göndermek isteyen kim? Bay Kemal. Yabancılardan medet uman kim? Onlar. Her türlü berbatlığı yapanlar, onlar. Lakin hatalı Bay Kemal oluyor. Bu milletin vicdanına güveniyorum. Bu milletin ahlakına, bu milletin faziletine yöneliyorum. Bir arada bu ülkeyi değiştireceğiz. Artık bir değişime muhtaçlığımız var. Bir değişim olsun artık, kâfi artık. 22 yıldır, kâfi. Memleketi ne hale getirdiniz? Ya bu memleket Allah aşkına bir kuru soğana muhtaç haline gelir miydi? Bir kuru soğan alamaz hale geldik. Yazıktır, günahtır. Mutfaklarda yangın var. Şunu çok düzgün biliyorum. Ekmeğin ortasına salça sürüp, evladının beslenme çantasına koyup, okula gönderen anneler biliyorum. Yazıktır, günahtır. Bu evlatlar, bizim ve evlatlarımızın karnı doysun istiyoruz. Çocuk beslenme çantası olmadan okuluna gidecek. Suyunu içecek, sütünü içecek, arkadaşlarıyla birlikte yemeğini yiyecek ve konutuna dönecek” diye konuştu. Yatırımların duracağı argümanlarına karşılık veren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Filyos Limanı’nı CHP gelirse, Kılıçdaroğlu gelirse; yapmayacak. Niçin yapmayalım? Hayır niçin yapmayalım? Sizin babanızın malı mı? Orası Türkiye Cumhuriyeti devletine ilişkin. Yapacağız, daha hoşunu yapacağız. Daha güzelini yapacağız. Karadeniz’de tersaneler var. Tersanelerin büyümesi lazım. Evet büyümesi lazım. İstihdam yaratması lazım. Yapmıyorlar. Paran nereye gidiyor? 5’li çetelere gidiyor. 5’li çeteler ne yapıyor? ‘Şu Kemal Kılıçdaroğlu’nun ayağını nasıl kaydırabiliriz? Nasıl bunu cumhurbaşkanı yapmaktan vazgeçirebiliriz?’ Sen saraylara güvenirsin, ben halka güvenirim. Sen 5’li çeteler için çalışırsın, ben halk için çalışırım.”

‘BİZE MİLLİYETÇİLİK DERSİ VERENLERİN MİLLİYETÇİ OLMASI LAZIM’

Milliyetçilik vurgusu yapan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “Bize milliyetçilik dersi verenlerin gerçek manada milliyetçi olması lazım. Kuzey Irak’ta askerin başına çuval geçirilirken bunlar ne yaptılar Allah aşkına? Ne yaptılar? Seslerini bile çıkaramadılar. Bu kardeşiniz, Sinan Ateş cinayetini pek yeterli takip ediyor. Hiç kaygı etmeyin. Belgeyi kapatmaya çalışıyorlar. O belgeyi kapattırmayacağım. Katilleri yakalayacağım ve teslim edeceğiz. Birebir biçimde Gaffar Okkan için de birebir fikrim var. Bir Suriye teskeresi var. Diyorlar ki; Kılıçdaroğlu, Suriye teskeresine niçin hayır dedi. Suriye teskeresinde ne vardı? Terör örgütleriyle gayret için yabancı askerleri Türkiye’ye davet etme hakkı vardı. Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı veren ve o gelenekten gelen bir anlayışın siyasetçisi olarak kendi ülkemde hiçbir vakit bir yabancı asker postalı istemiyorum. Bahçeli’ye sordum. Bu yabancı askerler kimi davet edeceksiniz? Hangi yabancı askeri davet edeceksiniz. Erdoğan’a sordum. Hangi yabancı askerleri davet edeceksiniz? Terörle çabada bizim güvenlik güçlerimiz tarih yazmışlardır ve terörle gayrette büyük muvaffakiyetler elde etmişlerdir. Onların hepsinin eli öpülür. Sen kalkıyorsun, ‘terörle uğraşta yabancı askerleri davet edeceğim’ diyorsun. Vallahi de billahi de her şey çok hoş olacak. 85 milyonun cumhurbaşkanı olacağım. Hiçbir ayrım yapmayacağım. Hangi partiden, kimlikten, inançtan olursa olsun 85 milyonu barıştıracağım. Arbededen bıktık ayrışmadan bıktık, yetmez mi artık? Niçin hengame ediyoruz? İşimiz olsun, gücümüz olsun, hoşluklar olsun, dünyanın en hoş ülkesinde, huzur içinde ve barış içinde yaşayacağız.” (DHA)