Kılıçdaroğlu: 418 milyar doları Türkiye’ye getirip sizlere vereceğim

CHP Genel Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu, DÜZGÜN Parti Genel Lideri Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş, CHP’nin Adana Uğur Mumcu Bulvarı’nda düzenlediği mitingde vatandaşlarla buluştu.

YAVAŞ: HER TÜRLÜ İFTİRA ATARAK SEÇİMLERE GİRİYORLAR

İlk konuşmacı olarak kürsüye gelen Mansur Yavaş, seçim sürecinde birçok iftiraya maruz kaldıklarını söyledi. Yavaş, “Bir oburunun daha düzgün yönetebileceğini kimsenin görmesini istemiyorlar. Hasebiyle insanları kutuplaştırıyorlar. ‘Bunları seçerseniz şöyle olur, bu türlü olur’ diyorlar. Kendilerini de muhafazakâr göstererek, diğerlerine da her türlü iftira atarak bu formda seçimlere giriyorlar. İnsanları kutuplaştırdıkları vakit insanların gözü kul hakkı yahut öbür bir şeyi görmüyor. O denli gözlerini bağladılar ki, tüm Türkiye’ye şunu duyurdular; ‘Adam çalıyor fakat çalışıyor.’ Bunu inançlı insanlara kabul ettirdiler zira bu türlü muhafazakarlık dini motiflerle ortaya çıkınca maalesef bizim insanımız öteki şeyi görmüyor” dedi.

İMAMOĞLU: O TAŞLARI BANA DEĞİL, MİLLETİMİZE ATTI, DEMOKRASİYE ATTI

Ekrem İmamoğlu ise Erzurum’da yapılan atağa değindi. İmamoğlu, “Dün malum, bahtsız bir olay yaşadık. Bu olay, 150-200 kişinin bir provokasyonla, bakın tertipli yapılmış, azmettirilmiş. Şurayı aydınlatalım. 150-200 kişinin bize yaptığı bir müdahaledir. Onlar, o taşları bana değil, milletimize attı, demokrasiye attı. O 150- 200 kişinin art planı elbette ortaya çıkacak. Bakın, orada elinde o canım bayraklarımızla birlikte çoluk çocuk, genç yaşlı bir aradaydık. Bize bütün teminatları vermiş olan valisi, emniyet müdürü ve o süreci provoke eden ne yazık ki seçilmiş belediye lideri kusurludur, hatalıdır. Bu olayın tozu bile Erzurumlunun üstüne konulmaz. Erzurumlu, Nene Hatun’un torunlarıdır, Erzurumlu dadaş memleketidir, merttir yiğittir lakin orada olan olay bir siyasi müdahaledir. Niçin biliyor musunuz? Zira kaybediyorlar. Bir avuç insan, kendini bu memleketin sahibi zanneden bir avuç insan, ‘Her şeyi ben bilirim, en akıllı benim, her şeyi ben yaparım, ben ne dersem o olur’ diyen o bir kişi, tek kişilik akıl. Ne olacak? Tıpış tıpış meskenine gidecek” diye konuştu.

MERAL AKŞENER: BAYANLARA ÇÜRÜK, SÜRTÜK, DÜŞÜK DENDİ

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener ise 30 yıldır faal siyasetin içerisinde olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

“Allah’ına kurban Adana. Ancak siz burayı, hani birisi diyor ya, ‘Lebaleb doldurmuşsunuz.’ Artık bakacaklar, bakacaklar, küfürler artacak. Bozmuşsunuz yeniden birilerinin hudutlarını. 30 yıldır faal siyaset yapıyorum, siyasi bir ailenin kızıyım, 50 yıllık bir hafızam var, bayanlara bu kadar hakaret eden, berbat bir lisan kullanan, gençlere hakaret eden ve muhalefete küfür eden, iftira atan, tehdit eden bir lisanla birinci sefer bir seçime gidiyoruz. Pek çok seçime şahit oldum ancak milletine darbeci diyen bir zihniyete hiç şahit olmadım. Milletine ‘işgalci’ diyen bir siyasala, bir lisana hiç rastlamadım. Propaganda faaliyetleri için, kendimizi anlatmak için gezdiğimiz yerlerde muhalefeti maksat gösteren bir lisana hiç rastlamadım. Bakın, evvel bayanlara çürük dendi, sürtük dendi, düşük dendi. Gençlere süfli dendi, millete işgalci dendi, darbeci denildi ondan sonra gaye gösterildik. Sonra biri çıktı evvel bizi ‘Gabar’a gömdüler. Sayın Kılıçdaroğlu ile ikimizi, birimizi Gabar’a, bunları diyen, Recep Beyefendi ve yandaşları. Birimizi Gabar’a, birimizi Cudi’ye. Benim mezar kazılırken petrol bulundu, Gabar’da. Artık daha öteki bir şey var. Milletine kitapsız diyen, Allahsız diyen, dinsiz diyen bir lisanla de hiç karşılaşmadık. Ve diyor ki ‘Biz Allah’tan buyruk alırız.’ Arkadaş, bu nasıl bir iştir, bu nasıl bir makûs pis lisandır, yakında peygamberliğini ilan ederse hiç şaşırmam. Bakın başlar gitti. Bir an önce 14 Mayıs akşamı bu işi bitirmeliyiz. Birinci tıpta bitirmeliyiz. Hakikaten psikiyatristlerin tedavisine muhtaç beşerler bu ülkeyi yönetiyor. Hasebiyle, her bir arkadaşım, her bir kardeşim, evladım, yalnızca kendisini ailesini değil, sizden rica ediyorum bütün arkadaşlarınızı, komşularınızı, akrabalarınızı sandığa götürüyorsunuz ve birinci çeşitte 14 Mayıs’ta 13’üncü Cumhurbaşkanı seçiyoruz ve Recep Beyefendi ile arkadaşlarını da emekli ediyoruz. Türkiye’nin bu türlü bir rezil lisanı taşıması mümkün değil. Demokrasi için, yargının bağımsızlığı için, haksızlığa sebep olan, harama el uzatanların bu ülkenin idaresinden gitmesi için 14 Mayıs’ta birinci tıpta hem Cumhurbaşkanlığını hem de meclisi almak durumundayız. Bir tanesi çıktı dedi ki, çok enteresan, sonra da Erzurum’da oluşan, yapılan, bizatihi yaptırılan, sonra da CHP’liler yaptı denilen provokasyondan bahsedeceğim ancak kısaca bir şey söyleyeyim. Bir ağabey var, biz kazanırsak ne olacakmış biliyor musunuz? Şampanya patlatacakmışız, onlar kazanırlarsa tertemiz alınlarıyla secdeye varacaklarmış. Sayınlar, o alnın pak olması için harama el uzatmamanız lazım, kul hakkına girmemeniz lazım. Gencecik çocukların hakkını yememeniz lazım. 82 puan alıp öğrencileri atamayıp, 52 puan ile dayısı olanları atayıp kul hakkı yememeniz lazım. Sizin alınlarınız kapkara, neresi pak? Münasebetiyle, birinci kez bu türlü bir seçimle karşı karşıyayız. En son Erzurum’da, Erzurumlu kardeşlerimi de çok üzen, Dadaşları çok üzen, Atatürk’ün kenti Erzurum’da Ekrem İmamoğlu’na yapılan, taşlama, linç etme ve provokasyonun karşısında bu ülkenin Cumhurbaşkanı, bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış bir şahıs, şayet kalkıp da Ekrem İmamoğlu ve CHP’yi suçluyorsa artık sözler bitmiştir. Münasebetiyle 14 Mayıs’ta bu işi kaybettiğini anlayıp artık son olarak işi zorbalığa vurmuş demektir. Yani seçimi kaybettiklerini gördüler. Halbuki bir arkadaş daha var o da çok şecaat gösterdi fakat biliyorsunuz değil mi biz kazanırsak asayişten sorumlu arkadaşa nazaran biz erkekler ile erkekleri evlendirecekmişiz. Ya lakin bir şey daha var. Bak Adanalılar zıpladı ha. Bitmedi, bir şey daha var. Adamın bir fantezisi daha var. Ne biliyor musunuz? Hayvanlar ile erkekleri evlendirecekmişiz. Fantezide hudut yok. Artık, biraz önce Mansur Beyefendi geldi buraya. Çok enteresan, anlatmamıştır muhtemelen. Bir de jeliboncu arkadaş var. Habire ahlak dersi verir ancak bir Anka Park yaptı 16 milyar lirayı 3 kişinin cebine koydu gerisi cebellezi. Amma velakin 16 milyar lira ile bu ülkenin öğrencilerinin, gençlerinin, KYK borçları affedilebilirdi. Kaç tane fabrika yapılabilirdi, yurt yapılabilirdi. İşte bu türlü bir haram sistemini, bu türlü bir düzenbaz sistemi 14 Mayıs’ta helal oylarımızla, emekli edecek miyiz?”

KILIÇDAROĞLU: MÜLAKATI KALDIRSANA ELİNDEN TUTAN MI VAR

Son olarak Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu kelam aldı. Tüm konutları ve işyerlerini zelzeleye sağlam inşa edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, bunun için bir kuruş para alınmayacağını söyledi. İnsanların bir kabahati olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Onlar, 23 evrakta, 43 imzayı gördüler. Binalar zelzeleye güçlü diye satışına müsaade verdiler, o da gitti tapuda tek imza attı ve dairesini satın aldı. Hasebiyle, sorumlu varsa o binaların hakkını hukukunu teslim etmeyen yani binaları sarsıntıya dirençli halde yapmayanlardır. O nedenle onların hakkını teslim edeceğim, bir kuruş almadan konutları kendilerine teslim edeceğim” dedi. 5 milyon 300 bin gencin birinci defa sandığa gideceğini hatırlatan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:

‘DÜNYA SİYASET TARİHİNE KIYMETLİ BİR ARMAĞAN BIRAKACAKSINIZ’

“Benim de size kelamım var. Sizin hayalleriniz Bay Kemal’in gayesi olacak. O amaçları gerçekleştireceğim. Birinci defa sandıkta gidip oy kullandığınızda, dünya siyaset tarihine değerli bir armağan bırakacaksınız. Zira dünya siyasetini yazanlar şöyle yazacaklar; ‘Türkiye’de otoriter bir yapı vardı, baskıcı bir idare vardı, gençler niyetlerini özgürce açıklayamıyorlardı lakin birebir gençler demokratik yollarla otoriter bir idaresi değiştirdiler.’ Bu bizim gençliğimiz açısından yani sizler açısından dünya siyaset tarihine bırakılacak en kıymetli armağandır, bu armağana sahip çıkın. Gençlerin öteki bir sorunu var, işsizlik. Onu pek düzgün biliyorum. Size kelamım var işsizliği çözme konusunda. Bütün köy okullarını tekrar açacağız. Cumhuriyetin 100’üncü yılında 100 bin öğretmen atayacağız. O denli torpilli morpilli olmayacak. KPSS’ye girecek, o denli atamasını yapacağız. Tekrar en büyük şikayetiniz mülakatı, eleniyordunuz. Onu da kaldıracağız. Güya beyefendi yeni iktidara geliyor, o da kelam vermiş. Kaldırsana. Elinden tutan mı var. Vilayetle benim söylemem mi gerekiyor? Kaldıracağız. Size düşündüğünüzden daha düzgün imkanlar sağlayacağız, göreceksiniz. En süratli internet erişimine nasıl ulaşılıyor göreceksiniz, yatırımlar nereye gidiyor onu da göreceksiniz. Birinci aracı aldığınızda ÖTV’nin olmadığı bir Türkiye’yi de göreceksiniz. Emekliler size de bir çift kelamım var. Sizler çalıştınız, alın teri döktünüz, sigorta primlerinizi ödediniz ve vakti geldi emekli oldunuz. Olağanda emekli olan birisinin insan üzere yaşaması lazım. Yani ‘ay başını nasıl getireceğim’ diye hesap yapmaması lazım. 2015’ten beri diyorum ki emeklilere Ramazan ve Kurban bayramlarında taban fiyat kadar birer maaş ikram verin dedim. Vermediler. Evvel bin lira verdiler artık 2 bin lira yaptılar. Size kelamım, önümüzde Kurban Bayramı var, Allah nasip eder sizlerin oylarıyla cumhurbaşkanı olduğumda emekliler bankaya gidip aylığınızı çektiğinizde 15 bin lirayı orada göreceksiniz. Soruyorlar, ‘Sen nereden bulacaksın parayı?’ diye. Sen 5’li çetelere çalışırken para var, yandaşlara çalışırken para var, havuz medyasına çalışırken para var, emekliye gelince ‘parayı nereden bulacaksın?’ Söke söke 5’li çetelerden alacağım ve size vereceğim.”

‘AİLE DAYANAKLARI SİGORTASI GETİRECEĞİZ’

Gıda mühendislerinin, taşeron çalışanların meselesini bildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:

“Devlet taşeron emekçi çalıştırmaz bunu biliyorum evet. Bir şey daha, aile dayanakları sigortası getireceğiz. Annelere sesleniyorum. Mesken hanımlarına sesleniyorum. Hiçbir fakir meskende hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiçbir fakir meskende hiç kimsenin elektriği kesilmeyecek. Kimsenin doğalgazı kesilmeyecek. Hiç kimsenin suyu kesilmeyecek. Herkesin huzur içerisinde yaşadığı bir Türkiye inşa edeceğim. Genç arkadaşlarım, Türkiye düşündüğünüzden daha varlıklı bir ülke. Türkiye’de her şey var aslında. Sizler ekmek alırken vergi ödüyorsunuz, musluğu açarken 4 çeşit vergi ödüyorsunuz. Elektrik düğmesine bastığınızda 5 çeşit vergi ödüyorsunuz. Herkes vergi ödüyor. Bu vergilerin nereye gittiği muhakkak değil. Nasıl harcandığı belirli değil. 5’li çetelere gidiyor, onlar da yurt dışına gönderiyorlar. Onların yurt dışına gönderdikleri parayı biliyorum. 418 milyar dolar 20 yılda götürdükleri para. O paranın tamamını alacağım, Türkiye’ye getireceğim ve sizlere vereceğim. Sanıyorlar ki Bay Kemal bunların hepsini unutacak. Asla unutmayacağım. Her gittiğim yerde söylüyorum, Bay Kemal kul hakkı yemez ve yedirmez. Artık, Allah aşkına Cumhur İttifakı’ndaki genel liderlerden birisi çıkıp ‘Biz kul hakkı yemeyiz ve yedirmeyiz’ diye bir şey söyleyebilir mi? Niçin söyleyemiyor? O vakit ben tüm mütedeyyin kardeşlerime seslenmek isterim. Kul hakkı yemek en büyük günahsa, en büyük günaha ortak olma kardeşim. Giderken sandığın başına elini vicdanına koy ve ona nazaran oyunu kullan. Kâfi artık yiye yiye bitiremediler, Türkiye’yi tükettiler, asla ve asla kim kul hakkı yediyse hesabını verecektir. Hiç tasa etmeyin. Sevgili anneler, sevgili hanımlar. Sizler mutfaktaki yangının hem tanıklarısınız. Bu yangını en acı yaşayanlarsınız. Binlerce meskende, milyonlarca meskende gerçek dürüst çorba bile olmaz. Bunun da farkındayım. Çocuklarınızı okula gönderirken sanki beslenme çantasına neler koyayım diye düşünürsünüz. Çocuğun çantasına somun ekmeğin yarısını kesip, salça sürüp beslenme çantasına koyan anneleri de biliyorum. Büyük dramların yaşandığını da biliyorum. Sizler bu ülkenin büyümesi ve kalkınmasıyla bir arada huzur içerisinde yaşamayı hak ediyorsunuz. Diyorlar ya ‘Bay Kemal gelince yardımları kesecek’ Niçin keseyim? O denli yapmayacağım. Tam karşıtını yapacağım. Her bayanın bankada hesabı olacak ve onun durumuna nazaran en az taban fiyat kadar fakir ailelerde hanımın banka hesabına her ay nizamlı bir para yatacak. Personel, memur, emekli üzere gidecek parasını alacak çoluk çocuğunun rızkını sağlayacak. Bunlar ne yapıyorlar? Yoksul aileleri diziyorlar, ondan sonra yardımları yapıyorlar, televizyon kameralarını çağırıyorlar, bakın yardım yapıyoruz diye. Tam aykırısını yapacağım. Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek. Hasebiyle huzur içerisinde gideceksiniz, en büyük teminatınız toplumsal devlet olacak. O nedenle diyorum, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, hoş bir Türkiye’yi bütün anneler için inşa edeceğim. Bunun kelamını veriyorum size.”

KHK’LILARIN PROBLEMİNİ ÇÖZECEĞİM

Kemal Kılıçdaroğlu, KHK’lıların sıkıntısını da çözeceğini vurgulayarak şunları söyledi:

“Kim haksızlığa, zulme uğradıysa ben her vakit oy versin yahut vermesin, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır, benim ideolojim budur. Kim haksızlığa uğradıysa onun yanında olacağım. Emine Şenyaşar’ın yanına gittim. Yani, çocukları ve eşi öldürülen Emine Şenyaşar’a gittim. 8 savcı dava açamıyordu endişeden. Gittim. Milletvekili arkadaşlarımı görevlendirdim ve savcılar dava açmak zorunda kaldılar ve onun hakkını, hukukunu bu kardeşiniz savundu. Savunmaya da devam edeceğim. Göreceksiniz KHK’lılar adalet istiyor diyorsunuz, adalet çok soylu bir kavramdır. Hiç unutmayın, adalet için 450 kilometre yürüdüm, o yürüyüş bir başlangıçtı, artık daima bir arada adalet için devam ediyoruz. Askere gidenler bilirler. Hudut kapılarında bir tabela vardır. ‘Hudut namustur’ diye müellif. Yani buradan hiç kimse geçemez demektir. Fakat müsaade alınarak geçilir. Lakin artık hudutları yol geçen hanına döndürdüler. Her önüne gelen geliyor. Bakıyorsunuz Afganlar da geliyor Suriyeliler de geliyor. Her yerden gelen var. Kelam verdim bir daha kelam veriyorum. Kelamım söz, bütün Suriyeli kardeşlerimizi en geç 2 yıl içerisinde ülkelerine uğurlayacağız. Asla ırkçılık yapmadan, onların bütün gereksinimlerini karşılayarak Avrupa Birliği fonlarıyla ve bizim müteahhitlerimiz yapacak. Onların can ve mal güvenliğini de sağlayarak kendi ülkelerine göndereceğiz. İstek ederlerse Türkiye’ye turist olarak gelebilirler, düğünlerini burada yapabilirler. Aslında bizim rastgele bir meselemiz yok, siyaseti de 180 derece değiştireceğiz. Yandaşlardan yana değil, çevireceğiz, vatandaştan yana oyumuzu kullanacağız, vatandaştan yana hizmet vereceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız. Oylarımızı bölmeyeceğiz, sandığa gideceğiz ve birleşe birleşe gideceğiz. Bakın biz 6 partinin önderi bir ortadayız. Tek dileğimiz var Türkiye’nin huzura kavuşması, demokrasinin gelmesi. Bakın gençler bir tweet attığında anneleri babaları çabucak uyarıyorlar. ‘Aman ha sakın yapma ya başın belaya girerse ya seni alır götürürlerse’ diye. Gençler size kelamım var, Allah nasip eder Cumhurbaşkanı olduğumda en rahat benim aleyhime tweet atabilirsiniz, en rahat beni eleştirebilirsiniz. Bunun kelamını veriyorum size. Size demokrasiyi getireceğim. Özgürlüğü getireceğim. Ekmeği, aşı, işi getireceğim. Yolsuzluk yapanların da burnundan fitil fitil getireceğim.”

HEPSİNİN KÖKÜNÜ KAZIYACAĞIZ

Kapanan küçük belediyeleri, adliyeleri yine açacaklarını da kaydeden Kılıçdaroğlu kelamlarına şöyle devam etti:

“Kapanan belediyeler var o mevzu da malum. Kapanan belediyeler ne olacak diye. Referandum yapacağız. Halk istiyorsa belediyeyi açacağız. İstemiyorsa hiçbir problemimiz yok. Kapanan adliye binaları var. Küçük beldelerde, kazalarda kapanan adliye binaları var. Adaleti vatandaşın ayağına götüreceğiz, kapanan bütün adliye binalarını tekrar açacağız, vatandaş gidecek hakkını, hukukunu orada arayacak, diğer bir yerde değil. Havaalanı meseleniz var değil mi? ‘Havaalanını kapatacağız’ diyorlar. Oy vereceksiniz, Bay Kemal gelecek, Adana Havaalanı çalışmaya devam edecek. Hayır, niçin kapatıyorsunuz? Öbür yerde de havaalanı yapabilirsiniz, niçin kapatıyorsunuz burayı? Zira burası büyük bir rant alanı olabilir, birileri malı götürebilir, Bay Kemal bunu seyredecek. Yemezler. Hiç kaygı etmeyin. Kapattırmayacağız orayı. Zeydan lider metro yapmak istiyor onay alınmıyor. Onların da nasıl olduğunu, onayın da nasıl olduğunu göreceksiniz. Ekrem lider, Mansur lider da Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacaklar, o müsaadesi alamayan, Zeydan lidere müsaadesi verilmeyen bütün olayların, bütün yatırımların müsaadesini alacak ve Adana’ya hizmet edecek. Benim Cumhurbaşkanlığımı istemeyen 2 temel aktör var. Bunlardan birincisi 5’li çeteler. 5’li çeteler ‘Aman, aman ha, ne olursun Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı olmasın, olursa halimiz perişan olacak.’ Söylüyorum, ister 5’li çete olun ister 55’li çete olun, kim kul hakkı yediyse, kim soyduysa kim yiye yiye doymadıysa hepsinin hesabını soracağım ve o paraların tamamını getireceğim. Gidecekler beyefendiler Amerika’da, Manhattan’da gökdelen yapacaklar. Muhammed Ali’nin çiftliğini satın alacaklar, İngiltere’de Londra’da, en değerli yerde Chelsea’da villalar yapacaklar, Bay Kemal bunu seyredecek. Yerler mi? Yemezler. Hepsini son centine kadar getireceğim. O nedenle beni istemiyorlar. Ben sırtımı oraya dayamadım ki. Benim güvendiğim halk var, bu ülkenin namuslu, dürüst insanları var. İkincisi, beni istemeyen ikinci küme, uyuşturucu baronları. Size kelam veriyorum o uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Bizim evlatlarımızı zehirleyen uyuşturucu baronlarının kökünü kazıyacağım. Hiç telaş etmeyin. Daima birlikte kökünü kazıyacağız.”

SARAYDA OTURMAYACAĞIM

Sarayda oturma üzere fikrinin olmadığını da kaydeden Kılıçdaroğlu, “Benim saraylarda oturma üzere bir fikrim yok. Siz seçtiğinizde gidip oturacağım yer Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya’sı olacak. Sizler üzere yaşıyorum. Evlatlarımla, eşimle bir arada sizler üzere yaşıyorum. Sade bir vatandaş üzere yaşıyorum. Mala, mülke, dünyalığa hiç muhtaçlığımız yok. Çok şükür 3 evladım var 3’ünün de eli ekmek tutuyor çalışıyorlar bir yerlerde, geçinip gidiyorlar. Lakin malı alayım, vatandaşın hakkını alayım götüreyim falan yok. Zati mutfağımı da en uygun siz biliyorsunuz, neler yaptığımı da aşağı üst biliyorsunuz. Sizin için çalışacağım, sizin için uğraş edeceğim. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını kimseye yedirmeyeceğim. Ve son kelam, her şey çok hoş olacak. İnanın her şey çok hoş olacak. Birlikte, her şeyi ancak her şeyi çok hoş yapacağız kâfi ki birlikte dayanışma içerisinde birlikte yola çıktık ve finali bitirelim. Sandığa giderken, geçen periyot AK Parti’ye yahut MHP’ye oy vermiş arkadaşınızı, dostunuzu bir halde ikna edeceğiz, onlarla birlikte gideceğiz ve onlara şunu söyleyeceksiniz ‘Türkiye’nin huzura kavuşması için oyunu Bay Kemal’e vereceksin’ diyeceğiz” diye konuştu. (DHA)