Karavana giren hırsızın aldıkları inanılmaz! ‘4 yıl sonra konutta uyuduk, başımıza neler geldi’
Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Çalışma hayatında tanışıp evlendiler. 10 yıllık evlilikleri sürecinde Melike Cansu (36) ve Murat Cansu (43), 6 yıl betonarme meskenlerde yaşadı ve son 4 yılda da ‘Tosbavan’ isimli karavanlarında yaşıyorlar. Şehirde 120 metrekare bir konutta yaşayan çift, şimdilerde 10 metrekare karavanları ve sonsuz bahçeleri içinde vakit geçiriyorlar. Melike, Antalya’da doğup büyüdü ve Akdeniz Üniversitesi Memleketler arası Bağlar mezunu. Lakin çalışma hayatını muhasebeci olarak devam ettirdi. Murat ise İzmirli ve eğitim hayatını Antalya’da tamamladıktan sonra işletme müdürü olarak vazife yaptı.
‘1 GECEDE KARAVANA TAŞINMAYA KARAR VERDİK’
Cansu çifti, karavan ömrüne başlamadan evvel yaklaşık 3 yıl boyunca müsaade günlerinde çadır kampı yaptı. Her hafta sonu cumartesi akşamı gece yola çıkıp hiç bilmedikleri doğal bir alanda, karanlıkta çadır kampı kurmaya gidiyorlardı. Pazar günü tabiatta vakit geçirip, gece konutlarına dönüyorlardı. Yıllık müsaade ve bayramlar artık tabiatta vakit geçirmeleri için kâfi gelmiyordu. Daima akıllarında gezmek, tabiatta uyanmak vardı. Kendilerine alternatif tabiat içinde bir hayat kurma fikrindeydiler. Bir de bunun üzerine çocuk yapmama kararı alınca ‘Neden Betonlar içinde bir meskenimiz var?’ diye düşünmeye başladılar. “Bir bayan olarak da başımda içinde çok vakit geçirmediğim konutu temizlemek, eşyaların kölesi olmaktan kurtulmak fikri vardı” diyen Melike, “1 gecede karavana taşınmaya karar verip 4 ay içerisinde karavanımızı yaptırıp meskeni kapatma süreciyle uğraştık. 4 yıldır tam vakitli yaz kış karavanda yaşıyoruz. Esasen konutumuz kiraydı. Karavanı kredi çekip aldık. Kira öder üzere karavanımızın borcunu ödedik. Her açıdan bizi keyifli edecek bir hayata adım attık. Yollarda ve tabiatta olmak, yeni kültürler ve yerler tanımak için yola çıktık. Birebir vakitte 24 saat karavanda sıkılmadan yan yana ömrümüz boyunca yaşayabiliriz” bilgisini paylaştı.
Aileleri, iş ömürlerini bırakana kadar karavan hayatına geçmelerine dayanak oldu. 2 yıl hem karavanda yaşayıp hem de tam vakitli çalıştılar. 2 yıl sonra işlerini bırakıp tam vakitli gezerek ve yolda para kazanmaya başladılar ki asıl hayalleri de buydu. Lakin aileleri, mesleklerini bırakmalarını istemedi. “Oysaki biz daha keyifli, hayalimizi yaşıyoruz” yorumunu yapan Cansu çifti, “Çevremizde genel manada karavan hayatına bakış açısı farklıydı. ‘Yapamazsınız’, ‘Sığamazsınız’, ‘Size nazaran değil’ diyen çok fazla insan oldu. Natürel onların ne düşündükleri değil, bizim fikrimiz değerliydi. Etrafı dinlemedik. Hayalimizin peşinden koştuk. 4 yıldır tabiatta, sokaklarda yaşıyoruz” açıklamasında bulundu.
‘MİNİMUM SUYLA İŞ YAPMA KONUSUNDA ZORLANDIK’
Minimal ömür, Melike-Murat Cansu’yu hiç zorlamadı ve çadır kampına alışık oldukları için karavan onlara lüks geldi. Hatta küçük bir alanda yaşamanın çok keyifli olduğunu lisana getiren aile, “Zamanınızın büyük bir kısmı size kalıyor. Natürel ki birtakım mevzularda fedakarlık denilmez ancak ahenk sağlamakta zorlandığımız su kısıtlaması oldu. Suyunuz meskendeki üzere şarıl şarıl akmıyor. Minimal suyla azamî iş yapmak tek ahenk sağlamakta zorlandığımız noktaydı” deyip ekledi:
“Tam vakitli karavanda yaşamak karavanın daima içerisinde olduğunuz mühlet boyunca inançlı. Bizim minik bir patili kızımız var. Karavanımızın alarm sistemi. Asla karavana yabancı kimseyi yaklaştırmıyor. Seyahatlerimizde ise daha çok köylerde tabiatta kalmaya ihtimam gösteriyoruz. Gündüzden gideceğimiz yere ulaşıp şayet kent merkezinde isek etrafı gözlemleyip kalıyoruz. İnançlı bulmadığımız hiçbir yerde de konaklamıyoruz.”
‘TAHMİNEN AYLIK MASRAFIMIZ 5 İLA 10 BİN LİRA ARASINDA’
Çift, karavanda 2 yıl tam vakitli mesleklerini yaparak geçimlerini sağladı. 2 yıldır da tam vakitli işlerini bırakıp yolda para kazanmaya başladılar. Doğal taştan takı dizaynlarını, deniz kabuğundan yaptıkları tabloları yolda müsait alanlarda, şenliklerde, şenliklerde satarak geçimlerini sağlıyorlar. Karavanda meskendeki kadarharcamalarının olmadığına dikkat çeken çift, “Her şey minimal. Bir tişört alırken dahi 40 kere düşünüyoruz. Yalnızca besin, yakıt ve araç için harcamalarımız oluyor. Elektrik, su, doğal gaz, kira, aidat, TV masraflarımız yok. Aylık harcamalarımız son vakitte hiç hesaplamadık. Tahminen yaklaşık 5 ila 10 bin lira ortasında masrafımız var” sözlerine yer verdi.
Yola çıktıkları için hiç pişmanlık duymadıklarını kelamlarına ekleyen Cansu çifti, “Hemen çabucak her gün yeterli ki bu hayatı yaşıyoruz diyoruz. Artan kira fiyatları, elektrik, su, doğal gaz artırımlarını gördükçe daha da seviyoruz ömrümüzü. Tam vakitli konutta yaşasaydık şayet son süreçte enflasyondan ötürü artan fiyatlar yüzünden işin içinden çıkamayacak boyuta gelirdik. Fakat artık başımızı sokacak yürüyen, her gün görünümü değişen minik bir meskenimiz var” halinde konuştu.
‘ARTIK KARAVAN ALMAK ÇOK ZORLAŞTI’
Karavanın ulaşım masrafları hesaba katılsa dahi kirada yaşanıyorsa meskene nazaran daha az maliyetli alternatif bir ömür olduğuna vurgu yapan Melike-Murat Cansu, “Tabii bu sizin nasıl yaşamak istediğiniz bütçenizle orantılı. Elektrik, su, doğalgaz, TV, aidat, kira üzere barınma için ödenecek kalemler hayatınızda yok. Yalnızca minimal masraflarımız var. Mesken eşyası, kıyafet üzere harcamalarınız da en az seviyede. Şayet karavanda yeriniz var ise o denli bu üslup şeylere para harcıyorsunuz. Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Artık karavan almak zorlaştı. Fiyatlar pandemiden ve sonrasında gelen yüksek enflasyondan ötürü çok arttı. Neredeyse bir konutla başa baş gidiyor. Yıllar öncesinde karavan aldıysanız şanslısınız” açıklamasında bulundu.
‘4 YIL SONRA KONUTTA UYUDUK, ONDA DA KARAVANA HIRSIZ GİRDİ’
Ancak Cansu çifti, bu hoş karavan yaşantısında geçtiğimiz günlerde bir hırsızlık olayı yaşadı. Murat Cansu bel fıtığından acil ameliyat olmak zorunda kaldı. Aile de düzgünleşme sürecinde onun daha rahat etmesi için annelerinin meskeninde kalmaya başladı. 4 yıldır birinci sefer karavanlarının dışında bir meskende uyudular. Ameliyattan 1 hafta sonra da yan binadan bir komşuları karavanlarının art penceresinin açık olduğunu söylediğinde aslında başlarına geleni anladılar. Aşağıdaki karavanlarına indiklerinde art penceresini açılmış, akordiyonlu tel ve perdelerinin de yırtılmış olduğunu gördüler.
Etrafa bakıp ufak tefek şeylerin çalındığını tespit edince polise haber vermektan vazgeçtiler. Zati konuta çıkarken bedelli eşyalarını aslında yanlarına almışlardı.Ancak sonradan akıllarına, ruhsatlı silahları geldi. “Bir baktık ki silahımız çalınmış” diyen Melike Cansu, “Hemen polisi arayıp haber verdik. Parmak izi aldılar ancak şimdi bir haber yok. Karavanda baş fenerlerimiz, aile yadigarı eşimin saatleri, kimi hırdavat materyalleri, buzluktaki kendi tuttuğumuz balıklar ve et çalınmış. Hatta benim altın takı kutumu hırsız almış ve ön tarafta unutmuş. Şuurlu ve profesyonel bir hırsız olduğunu düşünmüyoruz. Şayet o denli bir durum olsaydı bizi oldukça ziyana uğratabilirdi. Ayrıyeten birkaç gün bizi takipten sonra yapılmış bir hırsızlık diye düşünüyoruz. Yoksa kimse içinde insan olan bir karavana girmeye yürek edemez. Çok fazla ziyanımız yok lakin ruhsal açıdan bizde bir dehşet yarattı. Hırsızlık olayından sonra elbette alışkanlıklarımız değişti. Daima aracı kilitledikten sonra denetim ediyoruz. Şu an karavanımıza döndük ve rastgele bir tedbir almamıza gerek kalmadı. Ayrıyeten kentten uzaklaştık. Antalya’nın bir köyündeyiz. Köyler ve tabiat her vakit çok güvenli” deyip şöyle devam etti:
“Bu hırsızlık olayı beni ruhsal açıdan biraz yıprattı. Bir bayan olarak tek başıma eşim hastanede yatarken karavanda yalnız kalabiliyordum. Lakin artık buna yürek edemem. Eşimde rastgele bir etkilenme durumu kelam konusu değil. Ziyadesiyle itidalli bir yapısı var. ‘Biz karavanda olsaydık bunlar olmazdı’ deyip duruyor. ‘Korkma bir şey olmaz’ diye hayatına devam ediyor. Rastgele bir tedbir dahi almadı. Karavanda yaşayan değil de karavanını park edip konutunda yaşayan dostlara tavsiyelerimiz var. Alarm ve kamera sistemi muhakkak takılmalı. Son periyotta park halindeki araçlara çok fazla hırsız girdiği tarafında polis bize bilgi verdi.”