Kamu Başdenetçisi Malkoç: Türkiye, 15 Temmuz’dan sonra yenilendi
Kamu Başdenetçisi Erdem Malkoç, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün 7’nci yıl dönümünde DHA’ya açıklamada bulundu. Malkoç, Türkiye’deki demokrasinin yolunun değişik tarihlerde darbelerle kesildiğini, 15 Temmuz’un bu darbe planlarından birisi olduğunu anımsattı.
Malkoç, “15 Temmuz’un amacı Türkiye’yi işgal etmek, akabinde da bölüp parçalamaktı. 15 Temmuz 2016 gecesi müthiş bir darbe teşebbüsünde bulunuldu ve milletimiz canı değerine kahramanlık göstererek onu önledi. Olağan milletimizin harekete geçmesinde en değerli etken Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın milleti alanlara çağırması, demokrasiye sahip çıkmaya, hukuka sahip çıkmaya, anayasaya sahip çıkmaya ve Türkiye’nin geleceğine sahip çıkmaya davet etmesi oldu” diye konuştu.
‘TÜRKİYE ADETA KENDİNE GELDİ’
Malkoç, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin kendini yenilediğini söyleyerek “Özellikle darbecilerin yargılanması, FETÖ’ye karşı gayret, PKK’ya karşı uğraşta çok değerli aralıklar aldık. Türkiye içindeki bu darbecilerin, yurtdışı irtibatları da vardı. Onlar dünyadaki değişik örgütlerden, devletlerden hatta bizim NATO’daki müttefiklerimizle de bir arada çalışıyorlardı. Bunu bütün cümle alem biliyor. Hem FETÖ’cüler temizlendi, hem de onların yurtdışındaki irtibatları kıymetli ölçüde Türkiye’de temizlendi. Ve Türkiye adeta kendine geldi. Savunma endüstrinde yakaladığımız muvaffakiyet 15 Temmuz’dan sonra oldu. Darbeyi Türkiye önledikten sonra içindeki onu engelleyen yabancı istihbarat örgütlerinin elemanı olan insanları defettikten sonra, Türkiye’nin yumuşak gücü bütün dünyada gelişti ve büyüdü. Savunma sanayindeki muvaffakiyetler ve Türkiye’nin yumuşak gücünün artması bizi birebir vakitte Libya’da, birebir vakitte Karabağ’da ve Suriye’de, Irak’ta ne kadar başarılı yaptığını daima birlikte gördük. Dost ve müttefik dediğimiz kimi ülkelerin yüzünü çok daha açık ve net gördük, tutumlarını açık ve net gördük. Türkiye bunu gördükten sonra 15 Temmuz’la birlikte stratejilerini, planlamalarını ona nazaran yaptı. Fırat Kalkanı, Zeytin Kısmı, Barış Pınarı Harekatlarının 15 Temmuz’dan sonra olması rastlantısal değildir. Dost ve düşmanı yine tanımlamamızın neticesindendir” sözlerini kullandı.
‘NATO VE AB İLE DAHA SAĞLIKLI İLİŞKİLER’
Malkoç, 15 Temmuz’dan sonra Türkiye’nin NATO’yla ve AB ile ilgilerinin daha sağlıklı bir tabana oturduğunu da lisana getirerek, “Artık NATO’ya körü körüne bir aşk, AB’ye gözü kapalı bir bağlılık yok. Biz bütün memleketler arası bağlarda NATO’yla da AB ile de nimet-külfet istikrarında, yani göz hizasında, göz arasında iş görmeye başladık. Bunun en somut örneği işte 11-12 Temmuz’da yapılan NATO Tepesinde çok açık ve net görüldü. Sayın Cumhurbaşkanımızın Türkiye Cumhuriyeti’nin tutumu çok açık ve net ortaya çıktı. Ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu dönüşümler, bu değişimler, bu gözden geçirmeler sayesinde savunma endüstrinde güçlenirken, içeride demokrasiyi daha sağlam hale getirirken de hem bölgesel bir güç oldu, hem de etrafındaki bütün olaylarda çok daha kuvvetli kelam sahibi oldu. Bugün Doğu Akdeniz’de bir argümanımız varsa 15 Temmuz’dan sonra Avrupa ve Amerika’yla bağlantıları gözden geçirmemizden oldu. Şayet bugün Cudi’de, Gabar’da petrol arayıp bulabiliyorsak yahut Karadeniz’de doğal gaz çıkarabiliyorsak içeride FETÖ’cülerin yahut FETÖ’nün ilişkisi olan yabancıların engellemelerinden markajından kurtulmamızdan oldu” sözlerini kullandı.
’15 TEMMUZ ÖTEKİ ÜLKELERDE DE ALARM OLDU’
Malkoç, Kamu Denetçiliği Kurumu’na 15 Temmuz’a ait müracaatların da geldiğine değinerek, “Ombudsmanlık olarak olağan 15 Temmuz’la ilgili bize birçok müracaatlar oldu. Şehitlerin yakınlarından müracaatlar oldu, gazilerimizden müracaatlar oldu. Yahut öbür mağduriyet yaşayanlardan müracaatlar oldu. Biz bunları vakit zaman yönetimle, idarecilerle görüşerek hallettik bir kısmını. Bir kısmına da tavsiye kararı vererek yolumuza devam ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız FETÖ’nün faaliyet yaptığı her ülkenin yöneticilerini uyardı. Şayet Türkiye FETÖ’ye karşı gayret vermeseydi, FETÖ’cüler muhtemelen bugün Kırgızistan’da devleti ele geçirmiş olabilirdiler. FETÖ’cüler birtakım ülkelerde çok daha güçlüydü. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ ile yapılan gayret yalnızca Türkiye’deki hukuka ve demokrasiye değil bütün dünyada bilhassa FETÖ okullarının yaygın olduğu ülkelerde de bir bakıma alarm oldu. Türkiye o manada milletlerarası alanda da hoş bir hizmet yapmış oldu. Şayet bugün bizim Özbekistan ile münasebetimiz güzel bir noktaya gelmişse Özbekistan ile aramızı bozan FETÖ’cülerden sonra olmuştur. FETÖ’cüler Özbekistan ile Türkiye’nin ortasını bozdular. Şayet bugün Türk Devletleri Teşkilatını kurmuşsak 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’cüleri def etmemizin sonucundadır bu” değerlendirmesinde bulundu