İstanbul’daki et halinde skandal görüntü! ‘Burada çok büyük risk var’
Bayrampaşa’da 2 bini aşkın işletmenin yer aldığı kuru besin toptancı merkezi Mega Center’ın, et ve sakatat eserleri satışı yapılan dükkanların bulunduğu katında; etlerin özensizce koruma edildiği, işletmelerde ve koridorların birçok noktasında hijyen tedbirlerinin alınmadığı, kirli su, kan ve çöplerin etrafta sistemsiz biçimde bulunduğu görüldü. İstanbul’un birçok noktasına toptan et satışı yapılan işletmelerin çalışanlarının da bone, eldiven ve önlük takmaması dikkat çekti.
Et taşınan bir kamyonun iç tabanına bir işletme çalışanlarının günlük ayakkabıyla bastığı, kesilmiş yüzlerce toynağın çamur gibisi bir unsura bulanmış halde kamyon dorsesinde koruma edildiği imajlar cep telefonu kamerasına yansıdı. Birebir katta dükkanları bulunan farklı daldan işletmeciler de koku ve kirlilik konusundaki rahatsızlıklarını lisana getirdi. Mega Center idaresi ise sıklıkla kontrol yapıldığı, ilgili firmalara cezai süreçler uygulandığını belirterek, kuru besin halinde yer alan yapıların et satışı yapmaya müsait olmadığı ve katlarda masraf olmamasından kaynaklı koku ve hijyen sorunları yaşandığı bilgisini verdi.
“ET SATIŞI YAPANLARDAN ŞİKAYETÇİYİZ”
Mega Center İşletme İdaresi Müdürü Kenan Yüzbaşı, “Yönetim olarak et satışı yapanlardan biz de şikayetçi ve rahatsızız. Sebebi de şu; burası yapılırken kuru besin alım satım ve depolama yeri olarak yapılmış. Burası etçilere nazaran yapılmış bir yer değil. İdarenin çabasıyla yapılabildiği kadar paklık, kontrol ile işleri götürmeye çalışıyoruz. Devletin bu açıdan bir deva bulması lazım, etçilerin bir an evvel buradan çıkıp kendilerine nazaran bir yer yapması gerekiyor. Hem halk sıhhati açısından, hem paklık açısından burada et satışı yapılması büsbütün sağlıksız” diye konuştu.
“TEMİZLESEK DE KOKU VE PİSLİĞİ BİR YERE KADAR GİDEREBİLİYORUZ”
Kuru besin hali olarak hizmet veren yapının et satışına nazaran dizayn edilmediğini vurgulayan Yüzbaşı, “Biz uğraşıyoruz, ferdî olarak her yere şikayetlerimizi, baskımızı yapıyoruz. Bu et satışı yapanların sayısı eksileceğine artıyor, demek ki gidecek bir yerleri yok. Burada su sarfiyatı yok, burada uygun bir yapı yok. Bu halde tabi sıhhatsiz bir ortam meydana geliyor. Biz ne kadar temizlesek, kokuyu ve pisliği bir yere kadar önleyebiliyoruz. Biz buraya kirli su dökenlere 10 bin TL ceza uyguluyoruz lakin bu da yetmiyor. Kendilerine en uygun yeri burayı görüyorlar. Buzhaneleri şartnamelere uygun değil, su döktüklerinde kirli su alt dükkanlara akıyor. Hem altlarındaki işletmelere hem etrafa ziyan veriyorlar. Koku sorunundan şikayet eden öbür işletmeciler haklılar. Biz önemli bir idare olmasak bırakın bu hali, tüm Bayrampaşa kokudan geçilmez. İsmi üstünde burası kuru besin hali, et alım satım yeri olarak uygun değil” halinde konuştu.
“KOKUYU GİDERME TALİHİ YOK, SARFİYAT YOK”
Kahvaltılık eser satışı yapan Serkan Demiral, “Yapacak bir şey yok, burası uzun vakittir bu halde. Kara sistem var burada. El otomobilleriyle et taşıyorlar, sırtlarında et taşıyorlar. Birtakım lokantacılar geliyor otomobillerinde soğutma düzeneği olmamasına karşın araçlarına eti koyup gidiyorlar. Şikayet de ediliyor, olağanda bu et satışı yapanları kaldıracaklardı buradan. Piyasa burada dönüyor, buraya et dolu tırlar geliyor. Gördüğünüz tüm sokak büyük et toptancılarıyla dolu. Kokuyu giderme talihi da yok, bakteri de ürer. Buraları yıkamak da yasak. Yeri yıkayamıyoruz zira masraf yok. Yıkama yaptığımız vakit bize ceza kesiliyor” Tabirlerini kullandı. İşletmeci Yaşar Akbulut ise, “Görüyorsunuz burası kokuyor, su sarfiyatı yok, yatırım yok, hizmet yok. Biz et dalında değil farklı bir bölümdeyiz ama burada yaşanan rezaletleri görüyoruz. Paklık yok, su sarfiyatı de olmadığı için bu koku oluşuyor” dedi.
İSTANBUL’DA KASAPLAR ET TEDARİĞİNİ ÇOĞUNLUKLA BURADAN YAPIYOR
Et satışı yapan işletmeci Aytaç Ertaç, “İstanbul’da kasaplar et tedariğini çoğunlukla buradan yapıyor. Burada 500-600 esnaf var. Et fiyatları uygun olduğu için burası tercih ediliyor. İstanbul Bölgesi dışında Trakya’ya da buradan et gidiyor. Lokanta biçimi müşteriler de geliyor ancak ekseriyetle kasaplar geliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan kontrollere geliyorlar paklık bakımından, denetlemelere uymayanlara ağır cezai yaptırımlar uygulanıyor, cezalar kesiliyor. Genelde kurallara uyuluyor. Beşerler hijyene ehemmiyet veriyor” dedi.
ETLERİN BAKTERİYEL ENFEKSİYON YAYMA RİSKLERİ VAR
İstanbul Veteriner Doktorlar Odası Lideri Erdinç Orhan ise , “Etin, depolanma, parçalanma, nakil ve tüketime sunulmasının belirlendiği bir besin hijyeni yönetmeliği var. Bu yönetmelik ayrıntılı bir halde bu kuralları belirtmiş durumda, buna uygun olmak gerekiyor. Manzaralarda ise buna uygun olmayan şartlar var. Önemli hijyen problemleri var. Son tüketicinin yüz yüze olduğu riskler var. Zira burada etler soğuk zincirle taşınmıyor ya da soğuk taşıma zincirinde en azından kopukluklar var. Etler hijyen kurallarında sarılmıyor. Çalışanlar hijyen kurallarına gereğince uymuyor. Çıplak ayakla içeride dolaşılıyor, eldivensiz etlere dokunuyor. Burada kıymetli problemler var etlerin kontamine (enfeksiyon etkeninin obje, beden, ortam yüzeyinde bulunması) olma ve bakteriyel enfeksiyon yayma riskleri var. Bu mesela besin zehirlenmelerine yol açabilir, son tüketici açısından riskler saymakla bitmez” tabirlerini kullandı.
SON TÜKETİCİYE TAŞINMA RİSKİ VAR
Hijyen eksikliğinin toplum sıhhati açısından risk oluşturduğunu belirten Orhan, “Zeminin ve duvarların hijyene uygun olması gerekir. Dükkanlarda tertipli olarak dezenfeksiyon yapılmalı. Biriken hayvansal atıkların haşere ve sinek üremesine müsaade verilmemesi de gerekiyor. Bunlar etraf sıhhati açısından sıkıntılardır. Toplum sıhhati ve tüketicinin korunması gerekiyor. Bu mevzuda Bakanlık ve lokal idarelere sorumluluklar düşüyor. Et ve parçalama tesisleri, hayvansal besinin toplum sıhhatine uygunluğunun kontrolleri sırf veteriner doktorlar tarafından yapılmalı. Burada çok büyük risk var, ayakla dışarıda getirilen her türlü şeyin o etlere bulaşma, bu vesileyle son tüketiciye taşınma riski var” dedi.