Her vakit güzelsin ‘Aziz İstanbul’
Seray Şahinler – Dünyanın en hoş kentlerinden İstanbul, binlerce yıllık geçmişiyle dünyayı büyülemeyi sürdürüyor. Günümüzde yedi zirvesiyle, Boğazı’yla, yüzlerce yıldır ayakta kalmayı başarmış çayırları, korularıyla dünyanın göz bebeği olan İstanbul, mazisiyle de cazipliğini koruyor. Ve bu maziyi tekrar hatırlatan sanat yapıtları kentin tarihinden izler sunarak geçmişin izlerini yaşatıyor. ‘İstanbul panoraması’ sunan yeni bir stant daha sanatseverlerle buluştu. Vehbi Koç Vakfı ile Athanasios ve Marina Martinos Vakfı (AMMF) iştirakiyle düzenlenen “Aziz İstanbul” standı Galata Rum Okulu’nda ziyarete açıldı.
Geçmişte bienallere ve solo stantlara konut sahipliği yapmış Galata Rum Okulu bir müddettir onarım sürecindeydi. Athanasios ve Marina Martinos Vakfı, okulun onarımı için Koç Topluluğu şirketlerinden Ark İnşaat ile anlaşınca standın de temeli atılmış oldu. Sıhhat, eğitim, spor ve kültür sanat alanında hizmet veren iki vakıf açılışı bir stantla taçlandırmaya karar verdi ve her iki vakfın koleksiyonlarında yer alan sanat yapıtları eşliğinde İstanbul’a yine bakma fikri ortaya çıktı. Dr. Fani-Maria Tsigakou ve Hülya Bilgi’nin küratörlüğünde düzenlenen stantta, AMMF koleksiyonlarından 18. ve 19. yüzyıldan Avrupalı ressamların İstanbul’u resmettiği yağlı boya-sulu boya tablolar ile Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonunda yer alan, birebir periyotta İstanbul’daki atölyelerde kiliseler için imal edilen gümüş ve sedef eserler var.
Hafızayı canlı tutuyor
Peki, stantta nasıl bir İstanbul görüyoruz? Bugün kentin en sevdiğimiz, en nostaljik noktalarına 1800’lerin gözünden bakıyoruz her şeyden evvel. Ve bu köşelerdeki günlük hayattan enstantanelere. Kılıç Ali Paşa Camii önünde kurulmuş bir pazar, çeşme başında duran latife ve bayan, Pera’dan Galata’ya bakan taraçada bir Osmanlı paşasına kahve ikramı, Göksu Çayırı ve Mihrimah Sultan Çeşmesi, Pera’dan Topkapı Sarayı görünümü, Ayasofya ve III. Ahmed Çeşmesi, Selimiye Kışlası, Kağıthane Çayırı, Beşiktaş’tan Haliç’e bakış, Üsküdar ve Kız Kulesi, Sultan III. Selim’in portresi (1805), kutsal yağ kapları yansıyor tablolara. Ortak konusu “İstanbul” olan bu iki eser kümesi, bir ortada, izleyiciye Osmanlı İstanbul’unun kelam konusu periyottaki ihtişamını, çok taraflılığını ve cazibesini yansıtıyor. Bu birliktelik, milletlerarası kültür dünyasında itibarlı bir pozisyona sahip olan İstanbul’un yerini daha da güçlendiriyor.
AMMF koleksiyonlarından stantta yer alan 34 eser ortasında Amadeo Preziosi, Joseph Schranz, Michel-François Préault, Clara Barthold Mayer, Louis Lottier, Anton Ignaz Melling, Louis-François Cassas, Konstantin Kapıdağlı üzere ressamların çalışmaları var. Yapıtların birden fazla, 19. yüzyılın başından son çeyreğine kadar İstanbul’da yaşamış sanatkarlar tarafından üretilmiş. Ayrıyeten 17. yüzyıldan iki adet çok ender panorama, 18. yüzyıldan iki yağlı boya panorama ve 19. yüzyılın ortalarına yanlışsız yapılmış çizimlere dayanan üç taşbaskı panoramaya yer veriliyor. AMMF Vakfı Sözcüsü Fani-Maria Tsigakou’nun tabiriyle panoramalar, portreler, gerçek ömürden sahneler bir periyoda ilişkin hafızayı canlı tutuyor. Stant 12 Kasım’a kadar Galata Rum Okulu’nda ziyaret edilebilir.