Fenerbahçe maçı sonrası Jorge Jesus yansısı: İki yıldızı kulübeye mahkum ettiğin için pişman mısın?

Fenerbahçe, Ziraat Türkiye Kupası Yarı Final ikinci maçında Sivasspor ile kozlarını paylaştı. Ülker Stadyumu’nda oynanan karşılaşmada Fenerbahçe, Sivasspor’u 3-0’lık skorla mağlup etti ve Türkiye Kupası’nda ismini 5 yıl sonra finale yazdırdı.

Sarı-lacivertlilerin golleri 47’de Ferdi Kadıoğlu’ndan, 58’de Batshuayi’den ve 85’te King’den geldi.

Milliyet Gazetesi muharriri Ercan İnanç müsabakayı değerlendirirken sarı-lacivertli takım için çarpıcı yorumlarda bulundu. İşte Ercan İnanç’ın yazısı

“ŞEYTANIN BACAĞI” ALÇIDA!.. / ERCAN GÜVEN

Dile kolay… Tam on dönemdir Sarı-Lacivert bayrakları rüzgarla yıkayarak caddelerde Fenerbahçe Marşı söylemek yerine, üzgün ve mahcup halde “Bir Kupam Bile Yok” müziği mırıldanan Fenerbahçe, nihayet bir kupanın kulpundan tuttu.

Hem de geçen dönemin Türkiye Kupası sahibi Sivasspor’u eleyerek finale çıktı. Şimdi “Şeytan’ın Bacağını Kıramadı” ancak “çatlatmıştır” muhtemelen!

Lig şampiyonluğunun hayalini bile kurmak zorken Avrupa’ya yan kapı açan Kupa talihi, ziyafet değil lakin Fenerbahçelinin midesini bastırır bir yandan.

Aslında Fenerbahçe Sivas’taki birinci maçta finale çıkmıştı!.. Yeterli oynamamıştı lakin güya beraberliğe razı Sivasspor ile golsüz tamamlayarak hesap kısmını Kadıköy’e bırakmıştı. Yani, Fenerbahçe’nin elini ayağına dolayan “kendi alanında değerli maç stresi” Trabzonspor galibiyeti ile geride kalmış Kadıköy’e…

Bu kere de bekleyerek, savunarak, temkinli oynayarak bahtını penaltılarda denemek planlamış bir Sivasspor vardı karşısında. Özellikle maçın başında… Fenerbahçe ağır baskı yaparken.

Uzun müddet yarı alanından bile çıkmayan Sivasspor karşısında Fenerbahçe üstündü, topa hakimdi, tempo ve baskı yapıyordu lakin Batshuayi kaleden uzak kalınca, gezgin santrafor Valencia orta alana sarkınca, sağda Arda, solda İrfan Can içeri girip oyunu genişletemeyince birinci yarıyı Batshuayi’nin 8. dakikadaki tek konumuyla kapattı Fenerbahçe.

Yine tempo/baskı ile durum istikrarını tutturamadı Fenerbahçe.

Oysa, Fenerbahçe’nin sürdürülmesi imkansız temposu yavaşladığı birinci yarının son kısmında iki net bir de hür vuruştan üç gol durumu yakaladı Sivasspor.

Yani birinci devrenin işvereni İstek Çalımbay’dı ve onun istediği oldu. Hem de sakatlanan Gradel tehlikesi yerini Ahmet Musa’ya bırakmasına rağmen. Fenerbahçe düzgün futbolu verimli hale getirecek -Valencia’nın ceza alanına daha çok girmesi, her atakta Ferdi’nin bile rakip kale önünde olması gibi- birkaç kritik ihtar ile çıkmış olmalı soyunma odasından.

Çünkü, ikinci yarı Batshuayi’nin kaleci Ali Şaşal ve direkten dönen topun tekrar Fenerbahçe atağına dönmesi ve en sonunda Ferdi’nin kaleye göndermesiyle 1-0 başladı.

Artık oyunun planları da değişti ve Sivasspor da gol aramak zorunda kaldı. Bu da Fenerbahçe forvetlerine açık alan manasına geliyordu ki, geniş alan ustası Valencia’nın şık pası Batshuayi’nin golüyle skor iki farka yükseldi çabucak.

2-0’dan sonra bu dönem 51. maçını oynayan Fenerbahçe’nin tekrar gol aramaya devam etmesi futbolcuların kupayı ne kadar istediklerini gösteriyordu güya.

Son çeyrekte sert şutu direkten döndükten sonra Valencia ve İrfan Can Kahveci çıkarken Rossi ile King girdi. Sivas’ta ise Çalımbay, Yatabare ile gol bahtını arttırmaya çalışırken, sağ bekte yetersiz kalan Robin Yalçın yerine Alaaddin’i koydu, risk aldı. Son bahtını kullandı. Lakin Batshuayi’nin al da at diye verdiği pası kaleye gönderen King skoru 3-0 yapınca Fenerbahçe finale kaldı.

Aslında Türkiye Kupası yarı final ikinci maçının ortaya çıkardığı enteresan bir durum daha var… Fenerbahçe kadrosu “yakın ödülü” görünce daha yürekten oynuyor güya. Galatasaray derbisinde şampiyonluk üzere “manevi bir ödül” fiilen ortadan kalkmışsa “maddi ödülü” etraflıca düşünmeli Fenerbahçe idaresi.

HEM MORAL HEM TESELLİ / FAİK ÇETİNER (FANATİK)

“Maç beklediğimiz üzere başladı. Topu alıp oynamaya çalışan Fenerbahçe ve tam kadro kapanan oynatmamaya çalışan Sivasspor’u izledik. Jesus son Trabzonspor maçının kazanan 11’ni bozmamış, yalnızca Rossi’yi kulübeye İrfan Can’ı alana sürmüştü.

Maç beklediğimiz üzere başladı. Topu alıp oynamaya çalışan Fenerbahçe ve tam ekip kapanan oynatmamaya çalışan Sivasspor’u izledik. Jesus son Trabzonspor maçının kazanan 11’ni bozmamış, yalnızca Rossi’yi kulübeye İrfan Can’ı alana sürmüştü.

İlk 45 dakikanın mutlak hakimi olmasına karşın Fenerbahçe’nin aşikâr bir oyun planı olmadığı için konum zenginliği de rafa kalkmıştı. “Önce durdur, sonra vur” fikriyle alanda yer alan Sivasspor’un devre sonuna yanlışsız yakaladığı konumlarda, yabana atılır cinsten değildi. Devre golsüz kapandı, Jesus atak yapmadı lakin ikinci yarının başında Ferdi’nin kusursuz golü gelince maçın gidişatı değişti.

JESUS PİŞMAN MIDIR?

Sivasspor’un öne çıkma planı Fenerbahçe’nin ekmeğine yağ sürdü. Oyunu dikine oynayan Ferdi, İrfan Can, Zajc ve özellikle Arda Güler ile Sarı-Lacivertliler hem durum zenginliğine hem de gollere kavuştu. Maçtan evvel Fenerbahçe favori dedik, yanılmadık. Final bileti elbet hem moral kazandırdı, hem de teselli oldu. Finalinde rakip kim olursa olsun favorisinin Fenerbahçe olduğunu söyleyip, Jesus’a bir soru ile yazıyı noktalayalım. Haftalardır Zajc ve Arda Güler’i kulübeye mahkum ettiğin için pişmanlık duyuyor musun?”