Dönence son kısımda aşk alevleniyor! Kız kardeşlerin hengamesi damga vurdu

Başrollerinde Sümeyye Aydoğan (Gece) ve Caner Topçu’nun (Özgür) yer aldığı, takımında Emre Kınay (Cem), Atakan Hoşgören (Miro), Didem İnselel (Verda), Ogün Kaptanoğlu (Harun), İdeal Hilal Çiftçi (Gülce), Doğan Karakaş (Rüzgar), Nazlı Çetin (Sera) üzere başarılı isimleri buluşturan, Kanal D’nin yeni dizisi ‘Dönence’ nefes kesen üçüncü kısmıyla ekrana geldi.

Dönence’nin yeni kısmında; Miro ve Özgür hengame ederken jandarma grupları geldi. Takımlar Emir’i şahit olarak dinlemek için söze çağırdı. Ağabeyi Özgür’ü arbede ederken gören Rüzgar krize girdi. Özgür de arbede ettiği için kardeşinden özür diledi.

EMİR TABİR VERDİ

Kavga sonrası yaralanan Özgür’e Gece yardımcı olmak istedi. ‘Neden arbede ettiniz’ diye soran Gece’ye Özgür ‘Sevgilin arbede arıyor’ kelamlarıyla karşılık verdi. Gece, Özgür’ün başındaki yaraya birinci müdahaleyi yaptı. Özgür ise Gece’ye olan ilgisini fark etti. Kazada tek görgü şahidi olan Buyruk jandarma gruplarına tekrar tabir verdi.

ALİCAN’IN PEŞİNE DÜŞTÜ

Cem kızı Gülce’nin sevgilisi Alican’ın peşine düştü. Alican’la konuşmak isteyen Cem ‘Biraz evvel telefonda konuştuk, belediyeden aradım’ kelamlarıyla Alican’a yaklaşmaya çalışınca beklemediği bir reaksiyon aldı. Alican süratle olay yerinden kaçarken, Cem ensesinde hissettiği ağrıyla sendeledi. Sonunda Alican’ı yakalayan Cem kızına makûs niyetle yaklaşıp yaklaşmadığını sordu.

Gece, söz veren Emir’in yanına gidip sevgilisine neden arbede ettiğini sordu. Buyruk ise kendisini ‘Ben olmasaydım o kız orada ölmüştü’ kelamlarıyla reaksiyon gösterdi. Buyruk ve Gece’nin arbedesine Özgür de şahit oldu. Alican, Gülce’nin kaybolduğunu duyunca büyük şaşkınlık yaşadı. Cem ise Alican’ı tanımak istediğini fakat kızına ziyan verirse dünyayı yakacağını söyledi. Alican, Gülce ile arkadaşlık etmek istediğini ortalarında öteki bir şey olmadığını söyledi.

Cem ve Alican konuşurken Verda aradı. ‘Gülce ile tanışıp arkadaş olmak istiyorsan ailenle konuşup bize gelmenizi istiyorum’ dedi. Alican da teklifi kabul etti. Buyruk ve Gece’nin hengamesine şahit olan Özgür, Sera’ya ‘Gece’ye daima bu türlü mi davranıyor’ diye sordu. Sera ise ‘İstedikleri olmayınca’ yanıtını verdi.

Alican ile konuşan Cem konuta geri döndü. Verda eşine nerede olduğunu sordu. Alican’ı arayıp konuta davet ettiğini eşine söyleyen Verda beklemekten yorulduğunu belirtti. Konuşmalara şahit olan Gülce ‘Alican buraya mı gelecek’ diye sordu. Cem de ‘Telefonunu bulursa gelecek’ karşılığını verdi.

KAVGA ETTİLER

Gece ve Buyruk yol uzunluğu arbede etti. Sevgilisini kıskandığını belirten Buyruk, ‘Senin için her şeyi yaparım, buradan gitmeyerek kendimi nasıl bir riske atıyorum haberin yok’ kelamlarıyla reaksiyon gösterdi. Gece ‘nasıl’ diye sorunca Emir’in karşılığı ‘babam şirketin başına geçmemi istiyor’ oldu.

Cem eşi Verda’yla Alican’ı davet ettiği için tartışma yaşadı. Bu görüşmeyi gerçek bulmadığını söyleyen Cem, ‘Alican olağandışı değil Gülce üzere değil’ kelamlarıyla eşine reaksiyon gösterdi. Alican ise Gülce’yi arayıp ‘annen aradı beni, tanışmamızı istiyor’ dedi. Gülce de Alican’ı meskene davet etti. Cem’den korkan Alican, Gülce’den babası hakkında bilgi aldı ve konuşmalarının bilinmeyen kalmasını istedi.

‘BİR MÜHLET GÖRÜŞMEYELİM’

Sevgilisi Gece ile ortasını düzelten Buyruk arabasıyla ışıkta beklerken motosikletini gördü. Gece’ye motosikletinin kazadan evvel çalındığın söyleyen Buyruk, palavrası ortaya çıkmasın diye kırmızı ışıkta geçti.

Gece, sevgilisinin bu hareketine büyük reaksiyon gösterdi. ‘Ben sana Özgür’den bahsederken tekrar çıldırdın’ deyip otomobilden inmek istedi. Gece, Emir’e ‘bir mühlet görüşmeyelim’ çıkışında bulundu.

Annesi meskene çağırınca çabucak kardeşinin yanına giden Gece, Gülce’nin ‘Alican bize gelecek’ kelamlarıyla büyük şaşkınlık yaşadı.

Cem ise eşi Verda’yı bu görüşmenin olmaması için ikna etmeye çalıştı. Verda da ‘Gülce’nin erkek arkadaşı olsun istiyorum’ kelamlarıyla kızına takviye olmak istedi. Kızının geleceğini düşünen Verda eşini ikna etmeyi başardı.

Kızlarını sörf kulübüne bırakan Cem, Gece ile konuşmak istedi. Baş başa konuşan baba kız Gülce hakkında fikir alışverişinde bulundu. Cem kızı Gece’den kardeşine Alican’ı unutturmasını istedi.

Sörf kulübünde Özgür ile karşılaşan Gece denize açılamayacaklarını öğrendi. Özgür de bugünü toplumsal münasebetler günü olarak ilan etti.

Özgür’ün bu davranışı Gece’nin güzeline gitti. Özgür de kardeşi sayesinde hayata bu kadar olumlu baktığını söyledi.

Özgür, Gece’den toplumsal bağlantılar gününde kendisine yardım etmesini istedi. Gece de teklifi kabul etti.

Birlikte Foça’yı gezen grup restorana gidip Yemek yedi. Özgür ve Gece yaşananlardan sonra daha çok vakit geçirmeye başladı.

Emir ise çalınan motorunun peşine düştü. Bir aile yakınından yardım isteyen Buyruk, olayın gizlice çözülmesi gerektiğini söyledi.

EMİR’İ TERK ET!

Gece arkadaşına, sevgilisi Buyruk ile yaşadığı tartışmayı anlattı. Kırmızı ışıkta geçtiğini Sera’ya söyleyen Gece, ‘Emir’i terk et’ karşılığını aldı.

Rüzgar topladığı taşları Gülce’ye armağan etti. Gülce ise Rüzgar’ın ikramını kabul edip ‘bu son olsun’ diye ikazda bulundu.

Sera ve Gece’nin konuşmalarına şahit olan Özgür sessiz kaldı.

Özgür ise ‘sevgi anlayışımız biraz farklı’ kelamlarıyla Gece’ye reaksiyon gösterdi. Gece de ‘Ben senin eğittiğin çocuklar üzere değilim her şeyin farkındayım’ yanıtını verdi.

Özgür ise Gece’ye ‘Seni üzmek istemedim. Yalnızca kendi bedelinin değerini bilmeni isterdim’ dedi. Gece ve Özgür’ü konuşurken gören Buyruk sessiz kaldı.

‘SEN O DAVETİ UNUT’

Alican ise Gülce’nin hasta olduğunu arkadaşına anlattı. Kararsız olan Alican karşısında Cem’i görünce şaşkınlık yaşadı. Davet olayına tahlil bulmaya çalışan Cem, Alican’ı uyardı. ‘Sen o daveti unut, Gülce’yi de unut’ dedi. Alican’a ne söylemesi gerektiği konusunda bir kağıda not yazıp verdi. Sevgilisinden bahseden Gülce’ye Alican’ı unutturmaya çalışan Gece ‘Alican senin sevgilin değil, o çocuk yüzünden kayboldun’ dedi. Gece, bu mevzuda Özgür’den yardım istedi.

Elinde balonlarla sörf kulübüne gelen Buyruk, öğrencilere balon dağıttı. Daha sonra Rüzgar’dan ve Özgür’den özür dileyip el uzattı. Özgür ile durumu toparlayan Buyruk daha sonra tekrar sevgilisinin gönlünü almaya çalıştı.

AİLEM GÖRÜŞEMİZİ İSTEMEDİ

Cem ile muahede yapan Alican, Verda’nın telefonuyla ne yapacağını şaşırdı. Ailesiyle konuştuğunu söyleyen Alican, ‘Ailem Gülce’nin durumu yüzünden görüşmemizi istemiyor’ kelamlarıyla telefonu kapattı. Verda büyük hayal kırıklığı yaşayıp gözyaşlarına boğuldu.

Verda’yı takıntı haline getiren Harun uzaktan Verda’nın ağladığını görünce çabucak bir mazeret bulup yanına gitti. Oğlu Ata’nın yaptığı bir resmi Verda’ya veren Harun Verda’nın oturma teklifini kabul etti. Kızı Gülce ve Alican’ın durumunu anlatan Verda, Harun’dan takviye aldı.

Emir’in yaklaşımına karşı uzaklıklı olan Gece sessiz kaldı. Buyruk ise İstanbul’a dönme kararı aldığını söyledi. Sevgilisine veda öpücüğü veren Buyruk, Gece’nin başını karıştırmayı başardı. Alican’ı soran Gülce sorusunun yanıtını bekledi. Konut halkı ise Alican’la ilgili tek söz etmedi. Gülce masadan kalkınca, Verda yaşadığı hayal kırıklığını ailesiyle paylaştı.

Babasıyla gizlice konuşan Gece, Alican ve Gülce’nin arkadaşlığına karışmaması konusunda ikazda bulundu. Cem ise ‘Sen bile hakikat adamı bulamamışken Gülce’den bunu bekleyemeyiz’ dedi. Gece’ye bir ikram paketi geldi ve babasına Sera’ya gitmesi gerektiğini söyledi. Sürpriz paketi açan Gece içinde kırmızı bir elbise ve not buldu. Paketin Özgür’den geldiğini düşündü.

Berkay ise platonik aşk yaşadığı Ceren ile tanışma provası yaptı. Berkay’a bu süreçte Sera takviye oldu. Restorana gelen Buyruk, Berkay’a ‘Senin hoşun nişanlıymış, sen unut o işi’ dedi. Berkay duydukları karşısında büyük hüzün yaşadı. Buyruk, Berkay ve Sera’yı Alaçatı’ya davet etti.

ÖZGÜR ÇOK ŞAŞIRDI

Kıyafetleri giyip saat 9’da sörf kulübüne giden Gece, Özgür’le karşılaştı. Gece’yi karşısında şık bir halde gören Özgür ne yapacağını bilemedi. Gece’den etkilenen Özgür ‘çok hoş olmuşsun’ kelamlarıyla iltifat etti. Tam o sırada Berkay ve Sera ile sörf kulübüne gelen Buyruk, Gece’yi alıp oradan uzaklaştı. Gece ise büyük şaşkınlık ve hayal kırıklığı yaşadı.

Emir ve Gece ortalarındaki buzları eritti. Birlikte Alaçatı’ya eğlenmeye giden grup bir partiye katıldı. Özgür de kardeşi Rüzgar’la Fatma Baba’nın restoranına gitti. Rüzgar, Fatma Baba’ya ağabeyinin üzgün olduğunu söyledi. Mahallenin balıkçısı Özgür’ü kaçakçılık yapması için ikna etme çalıştı. Özgür ise bu işi muhakkak yapmayacağını söyledi.

Morali bozuk olan Berkay’a Sera dayanak oldu ve birlikte dans ettiler. DJ koltuğuna geçen Buyruk, sevgilisinden müzik söylemesini istedi. Gece de sahneye çıkıp ‘Bak Bana’ müziğini söyledi.

Ağabeyine takılan Rüzgar yaptığı latifeyle şaşırttı. Özgür, Rüzgar’a ‘Sen Emir’e neden yayaya’ diyorsun diye sordu. Rüzgar da jandarmalardan duyduğunu söyledi. Kardeşine olan sevgisini lisana getiren Özgür ‘Sen neredeysen ben de oradayım’ kelamlarıyla onu çok sevdiğini belirtti.

Özgür Alaçatı’dan dönen Gece ve Emir’i sabah denize girerken gördü. Birlikte eğlenen sevgilileri izleyen Özgür denize girmeden geri döndü. Özgür’ün en büyük destekçisi ise kardeşi Rüzgar oldu. Ağabeyinin sıkıntı günler geçirdiğini anlayan Rüzgar onu güldürmeyi başardı.

Sabah Gece’yi bekleyen Gülce ablasının konuta gelmediğini görünce telaşa kapıldı. Alican’ın da gelmediğini söyleyen Gülce, ‘Alican buraya gelecekti, kendi söyledi’ karşılığıyla Verda’nın başını karıştırdı. Verda da ‘Alican’a bir gün daha verelim bakalım ne olacak’ kelamlarıyla Gülce’yi sakinleştirdi.

Emir’le Alaçatı’ya giden Berkay, Özgür’in reaksiyonuyla karşılaştı. Özgür, Berkay’a neden Emir’le gittiğini sordu.

Kızı Gece’yi almak için Sera’nın meskenine gelen Cem, Özgür’le karşılaştı. Cem, kızı Gece’yle konuşurken Buyruk ‘Sevgilim beni neden uyandırmıyorsun’ kelamlarıyla konuşmaya dahil oldu. Emir’i karşısında gören Cem büyük şaşkınlık yaşadı.

Hayal kırıklığına uğrayan Cem kızına reaksiyon gösterdi. Gece ise babasının gönlünü almaya çalıştı.

Daha sonra sörf kulübüne giden Buyruk, Ceren’in babasıyla karşılaştı. Ceren’in durumunu soran Buyruk sıhhat durumu hakkında bilgi aldı.

Kaza sonrası vicdan azabı çeken Buyruk, hastaneye Ceren’in yanına gidip çiçek bıraktı. Emir’i gören Ceren onunla tanışıp sohbet etmek istedi.

Sörf kulübüne gelen icra memurları Özgür’ün teknesini arayacaklarını ve mahkeme kararı olduğunu söyledi.

Teknesine el koyan haciz memurları Özgür’ü güç durumda bıraktı. Sörf kulübünün sahibi Harun ise olaya müdahil oldu.

GECE VE GÜLCE HENGAME ETTİ

İstedikleri olmayınca sörf kulübünde kriz geçiren Gülce ablasına reaksiyon gösterdi. Gece de kardeşine ‘Siz Alican’la sevgili değilsiniz, o senin üzere değil’ kelamlarıyla karşılık verdi.

Abla-kardeşin hengamesi Rüzgar’ı da etkiledi. Kendine hakim olamayan Rüzgar, Gece’yi itip yere düşürdü. Özgür ise hem Rüzgar’ı hem de Gülce’yi sakinleştirmeye çalıştı.

Emir ile sohbet eden Ceren, kendisi hakkında bilgi aldı. Buyruk ve Ceren konuşurken hemşire öğlen yemeğini getirdi. Ceren’e yemek yedirme işi Emir’e düştü. Ceren, Emir’in davranışlarından etkilendi.

Kardeşi ile arbede eden Gece deniz kenarına gitti. Tek başına ağlayan Gece güç anlar yaşadı.

Gülce ve Rüzgar’ı sakinleştiren Özgür ikiliyi Fatma Baba’nın yerine götürdü ve çocukları Fatma Baba’ya emanet etti.

Emir ve Ceren birlikte basket maçı izledi. Ceren’e takviye olan Buyruk, bu gece tekrar ziyarete geleceğini söyledi.

Sahilde tek başına oturan Gece’nin yanına giden Özgür onunla sohbet etmek istedi.

Gece’ye dayanak olmak isteyen Özgür, ‘Ben seni hakikaten anlıyorum. Ben de senin üzereydim, hatta senden daha kötüydüm’ kelamlarıyla Gece’ye kıssasını anlattı.

“Annemle babamın nerede olduğunu sormuştun. Hala bunları anlatırken çok zorlanıyorum. Ben annem ve babamı bir yangında kaybettim. Elektrik kontağından çıkmış. İkisi de uykuda yakalanmışlar, Rüzgar da ne hikmetse tavukların yanındaymış. İtfayeciler onu tavuk kümesinde bulmuşlar. Krizi giderek daha artmış. Ben haberi aldığımda okyanusun ortasındaydım. Buraya varmam günler sürdü. Rüzgar’ı hastaneye yatırmışlar, sakinleştirici vermişer uyandığında da krize girmiş. Onu birinci gördüğümde bu dünyadan değil üzereydi. Beni tanımadı. Annem ve babanım öldüğünü bilmek kabus üzereydi. Tekrar de kardeşimin hayatta olduğunu bilmek beni teselli ediyordu lakin kardeşimi o halde olduğunu görünce bu beni daha üzdü. Günlerce ona ulaşmaya çalıştım. Rüzgar artık kardeşim olmaktan çıkmış, çözülemez bir soruna dönüşmüştü. Günlerce ona ulaşmaya çalıştım. Bana bakması, beni görmesi bir sefer abi demesi için… Aslında yapmam gereken karşısında durmak değil yanında durmakmış. Kendimi kaybolmuş bir yelkenli üzere hissediyordum. Hangi istikamete gideceğimi bilmiyordum. Sonra yelkenlerimi açıp kendimi Rüzgar’a bıraktım. Artık onu değil kendimi düzgünleştirmeye çalışıyordum.”

Gece ise kıssayı dinledikten sonra ‘Seninle karşılaşmak Gülce’nin mi, yoksa benim mi bir talihim onu bilmiyorum işte’ kelamlarıyla Özgür’e dayanak oldu ve elini tuttu.