Bakan Soylu: CHP, PKK ve Kandil ile yakınlaşmasının faturasını gördü
TGRT Haber’e konuk olan Bakan Soylu’nun açıklamalarından satır başları şöyle; (Kılıçdaroğlu telaffuzunu değiştirdi halinde yorumlar var. Milliyetçilik ve göçmenlik eklendi… Bu değişiklik sandığa nasıl yansır? Siz nasıl yorumlarsınız?)
Bu seçimin sonuçlarına bir bakmak lazım Bu seçim Türkiye’ye ne veriyor, dünyaya ne veriyor. Bu seçimde kim ne dedi? Seçmen kimin ne dediğine nasıl karşılık verdi? Bu seçimin iki tane sonucu var. Bir Cumhurbaşkanlığına ilişkin bir sonuç. Başkası ise parlamentoya ilişkin. Zira iki oy kullandık.
Bir sefer parlamentoya ilişkin seçimde Cumhur İttifakı 323 sandalye aldı. Bilhassa seçimden evvel çok vakit evvel… Millet İttifakı’nın bir ortaya gelme sebebi olan, sebebi olduğu bedellendirilen parlamenter sisteme geri dönme anlayışını yahut isteğini millet veto etti. Millet dedi ki; ‘Ben bu türlü bir maceraya girmek istemiyorum ve ben Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni gerek başlangıç prestijiyle daha sonrasında da attığı adımlar prestijiyle dünyada yaşanan krizlerle karşı karşıya kalmamıza karşın (pandemi, Rusya, ekonomik dalgalanmalar) ben burada burada ortaya konulan bu idare biçimini benimsiyorum ve buna devam ediyorum’, ‘Sizin teklifiniz parlamenter sistemdi. Ben parlamenter sistemde zihnimde bugünkü Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni kıyas ettim, karşılardım. Ve karşılaştırdığım bu sisteme de yönelik de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni devam ettirme kararı aldım’
Meclis’te verdiği oyla. Neden Meclis’te verdiği oyla? Zira hükümet sisteminin değişebilmesi için parlamenter sisteme geçebilmesi için elbette anayasal değişikliğe gereksinim var. Bu anayasal değişiklik konusunda da bırakın çoğunluk vermeyi, var olan ittifaka azınlık bir oy vererek ona yalnızca Meclis’te bir kontrol vermiş oldu.
“275 BİN OY DAHA VERSELERDİ…”
49,52 oy ile Cumhurbaşkanı Erdoğan, ve ondan 2 milyon 500 bin oyla Kılıçdaroğlu. Orada da millet sonuç ortaya koydu. 275 bin daha oy verselerdi Cumhurbaşkanı Erdoğan seçilecekti fakat ikinci cinse götürdü millet. Türkiye iştirakiyle birlikte dünyanın seçime en çok iştirak sağlayan ülkesi yoktu. Demek ki Türk halkının seçime katılma konusunda tasası kelam konusu değil. Kendi iradesini ortaya koyabildi. Dünyadaki demokrasiyi kendisine rehber edinen ülkelerden çok daha büyük olgunlukla süreci yönetti Türkiye.
“CHP, PKK İLE KANDİL İLE YAKINLAŞMASININ FATURASINI GÖRDÜ”
Millet ‘Ben parlamenter sistemi kabul etmiyorum’ demişse cumhurbaşkanlığı seçiminde de dedi ki; ‘Kuzey Irak’ta Mehmetçiği çekmek istiyorsunuz, LGBT’yi öneriyorsunuz. 15 Temmuz’un faiilerini Türkiye’nin başına getirmek istiyorsunuz. Koruculuğu kaldıracaksınız. Bunu hakikat bulmuyorum’ dedi.
HDP’ye oy verenlerin hepsi CHP’ye kaybı bu seçimde. Kılıçdaroğlu CHP Genel Başkanı’yken Doğu ve Güneydoğu’da bu oyu alabiliyor muydu? Hayır. Ben bunu tehlikeli bir iş birliği olarak görüyorum. HDP-PKK bandında, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de Mehmetçiğimizi geri çekmek ve orayı terör devleti haline getirmeye çalışanları milletimiz reddetti.
Şimdi ikinci çeşide gidiyoruz. CHP PKK ile, Kandil ile yakınlaşmasının faturasını gördü. Anladığım kadarıyla yeni bir ocak teşkilatı kuracaklar. Başına da İstanbul Vilayet Lideri Canan Kaftancıoğlu’nu getirecek. Yani milliyetçi-sağcı bir ocak kurma hassasiyetine girişmişler. Bunların hepsi acınası işler.