Bakan Soylu: 81 ilin valisi bayramın 1. günü sarsıntı bölgesinde olacak

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Haber Global’de gazetecilerin gündeme dair sorularını yanıtlıyor. İşte Bakan Soylu’nun açıklamalarından öne çıkan satır başları:

4-5 günlük kısa tedavi ile aşabiliyorum. Kahramanmaraş’ta bir fizikçim vardı. L4, L5’te fıtık var dedim. Bu fıtık 35 yıllık arkadaşım benim. Üşütmemek lazım. Şanlıurfa’da sel oldu. Terleyince çabucak üstümü değiştiririm. Çocuklarla fotoğraf çektirirken ben tutmam çocukları korumalarım fiyat. Zira bir anda kitlenebilir. Orada da ayaklarım ıslandı. O denli bir hastalık atlattık.

DEPREM BÖLGESİNDE SON DURUM

6 Şubat’taki sarsıntısı şöyle tanımlamak lazım. Bizim bilim insanlarımız var. Onların söylediği bir şey var; biz 3 faya kadar çalıştık fakat burada 7 fay kırıldı. 26 binin üzerinde enkaz var. 120 bin kilometrekare alanda sarsıntı oldu. Hollanda’dan büyük. Kahramanmaraş’a inmek istedik, inanamadık. Gaziantep’e indim. Oradan Maraş’a giderken Nurdağı’nda yollar kırıktı. Birinci 3 günü şöyle pahalandırmak lazım. Devletin harekete geçmesi gerekir ancak oradakiler de depremzede. Herkes harekete geçti. Devlet bütün ögeleriyle yola çıktı. Şimdiye kadar çok tatbikat yaptık. Bu zelzele yerkürenin en büyük zelzelesi. Bu sarsıntıdan Tekirdağ’dan İstanbul’a kadar tüm kamu ve kuruşların arama kurtarma araçları yola çıktı. Sonuç itibariyle 26 binin üzerinde enkaz var. Herkes büyük bir gayretin içerisindeydim. O gün 5 buçuk üzere AFAD’a geldik ve 4. düzey davet yaptık. Bu milletlerarası bir davettir. 4. düzey alarmını alan herkes harekete geçti.

“TOPLAM ÇADIR ÖLÇÜSÜ 762 BİNİ AŞTI”

Burada iki kademe var. Birinci basamağımız süreksiz barınmadır. İkinci etap konteynırdır. Paklık, sıhhat üzere tüm gereksinimlerin karşılanması gerekiyor. Kent ne kadar boşaltılırsa, o kadar rahat çalışabileceğim mutabakatına vardık. Sonra ‘Evim Yuvam Olsun’ kampanyası başladı. Tahliye 3,5 milyonu aştı. Onlar kentin dışına çıkarıldı. Şuana kadar toplam çadır ölçüsü 762 bini aştı. Çadırlarda kalan insan sayısı 3 milyonu geçti. Gidenlerin bir kısmı geri geldi. Burada çadırlarda kalanların hepsi binaları yıkılanlar değildi. Hafif hasarlı olanlar da kaldı. 28 bin artçı sarsıntı oldu. Bu sayı arttıkça vatandaş korktu. Doğalgazlar açıldıkça vatandaşların olağana döndüğünü varsayıyoruz. Tuvalet, duş kurduk. Her çadırkentte ve konteyner kentte tabibimiz, öğretmenimiz var. Bunları söylerken bunların da depremzede belediye olduğunu hatırlamak lazım. En değerli yerlerden biri de köyler. Ne talepleri varsa büsbütün yapabilecek bir kabiliyet ortaya koyduk. Esnaf tabi yıkıldı. Bir kısmını tamir ettik. İkinci olarak da boş sanayi siteleri bulduk ve esnafı oraya getirdik. Şuana kadar 7 bin 500 dükkan oldu, çarşıların içindeki dükkan sayısı.

“81 İLİN VALİSİ BAYRAMIN 1. GÜNÜNDE ZELZELE BÖLGESİNDE OLACAK”

72 bin 813 konteyner kuruldu. Her gece 2 milyon iftar veriyoruz. Her gün 1,5 milyon ekmek dağıtılıyor. LGS ve YKS imtihanına çalışan çocuklarımıza o konteyner alanının dışında alanlar oluşturduk. Servislerle taşıdık. Çocuklarımız, imtihanlarına diğer yerlerdeki çocuklar üzere hazırlanma fırsatı bulsunlar diye. Bütün bu süreçlerle ilgili her sabah bütün vilayetlerde toplantılar yapıldı. Her ayrıntısı tek tek takip ettik. Hala da takip ediyoruz. Kalıcı konutlar konusunda da süratli davranılıyor. 85 milyon topyekün büyük bir uğraş içeresinde olduk. Herkes elinden geleni yaptı. 3 milyon besin kolisi dağıttık yalnızca. Bağışçılar hiç durmadılar. Biz kalıcı konuta geçene kadar bu yardım devam etmeli. Yemeğin 1 yıl devam etmesi lazım. Kuru besin temel gereksinim. İç çamaşır gereksinimi çoktu fakat şuan azaldı. Kahvaltılık söyledim. Beşerler sabahları çorba içiyorlar. Beşerler olağanda çorba içmiyorlar. Vatandaş bir mühlet sonra kahvaltılık istemeye başladı. Ben de sıralama yapıyorum. Kahvaltı da önceliklerden bir tanesi. Kimin ne söyleyip ne söylemediği değerli değil. Türkiye’de birkaç kurum TOKİ aracılığıyla kalıcı konut yapmaya çalışıyor. Bayraktar bunlardan bir tanesi. 81 ilin valisi bayramın 1. gününde sarsıntı bölgesinde olacak.

“TÜRKİYE YÜKSELDİKÇE DALGALAR SERT VURMAYA BAŞLADI”

Biz Cumhuriyeti kurduktan sonra bir slalom içerisine girdik. Siz bu ülkeyi nasıl kurarsınız diye. 300 yıldır birinci defa bu topraklar toparlanıyor. Birinci sefer üst yanlışsız ivmelenmeye başladık. Türkiye yükseldikçe dalgalar sert vurmaya başladı. Birinci denemesi Seyahat olaylarıydı. İkinci deneme 17-25 Aralık’tı. Daha sonra 6-8 Ekim olayları geldi. Bundan 80 yıl evvelki olayların birebirleri fakat türevleri değişmiş. 6-8 Ekim olayları da devletin otoritesine yönelik bir akındı. 15 Temmuz hadisesini yaşadık. Bu o dalganın gemi uzunluğunu aşmış haliydi. 15 Temmuz’u kim yaptıysa, Gezi’yi de o tetikledi. Türkiye, kendi özgürlük ve hürriyet bandını genişlettikçe dalgaları sertleştiriyorlar. Bu iklimi çok örselemişlar. Birileri buralardan istismar oluşturmaya çalışmışlar. Kürt sorunu üzerinden, Alevilik sorunu üzerinden. Burada bir taban oluşturmuşlar. Ben buna fay çizgisi diyorum. Tayyip Erdoğan 2002’de bunun tedbirlerini aldı. Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin düşünmeyeceği fersah fersah adımlar attı. Bu sorunların hepsi bir vesileyle karşı karşıya kalındığı andan itibaren içimizde ve dışımızda da tehdit oluşturuyor. 3 milyon 420 bin göçmen var. 300 bin de öbür milletlerden var. 1 milyonun üzerinde de ikametliler var. Onlar olağan burada çalışıyor. Türkiye’nin altyapısının güçlülüğünü gören dış dünya, Kapalı Maraş’ın açık Maraş’a haline getirilmesini gören dış dünya telaşlanıyor. Darbeyle, Seyahatle yapmak istediler olmadı. Artık daha evvelden beri olan tüm güçleri harekete geçirdi. PKK’lılar var, LGBT’ciler var, bir grup müellif çizer ve sanatçı tayfası var. Kimle irtibat kurmuşsa şuanda alana sürmüş durumda. Bu bir Amerikan aklıdır.