Bakan Kurum ‘bayrama yetişecek’ diyerek duyurdu! Köy konutları teslim ediliyor

Habertürk’te gündeme ait soruları yanıtlayan Bakan Kurum’un açıklamalarından satır başları şöyle; 14 Mayıs seçimleri ülkemiz ve milletimiz için kritik ehemmiyete sahip seçim. 14 seçimdir kazanan AK Partimiz, sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde inşallah yeni bir yüzyıla başlangıcını yapacaktır. Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleri, milletimizin dayanağıyla İstanbul’dan aday olduk. İstanbul 1. Bölge, 1. sıra İstanbul’dan daha evvel sayın Cumhurbaşkanımızın aday olduğu yerdir. Bizim için çok erdemli yerdir. Gerçi Türkiye’nin her tarafı gururludur. İstanbul’un geleceği, çocukları ismine yapacağımız çalışmaları milletvekili olarak üzerimize düşen her türlü vazifeyi yerine getireceğiz. Hem milletimize hem sayın Cumhurbaşkanımıza bu güne kadar buüne kadar ortaya koyduğumuz anlayışı İstanbul’da da ortaya koymaya uğraş göstereceğiz. 14 Mayıs seçimlerinde Cumhur İttifakımızı ve Cumhurbaşkanımızı rekor oyla seçerek yeni yüzyılın başlangıcını daima birlikte yapacağız. Şu anda en değerli gündemimiz zelzele bölgesindeki vatandaşlarımız. Bu iki öncelik dışına orada sarsıntı bölgesindeki vatandaşlarımıza bir an evvel konutlarını yapmak ikinci önceliğimiz olacak. Biz hiçbir vakit emin olun ne bakanlık, ne genel müdürlük sürecinde hiçbir vakit vazife beklemedim. Daima verilen misyonu en güzel yapmak için çaba gösterdim. İstanbulumuzun dönüşümü bu noktada sahiden kritik değere sahiptir.

“100 BİN KONUTU BAŞLATMIŞ OLUYORUZ”

İstanbul’da atılması gereken adımları arkadaşlarımızla kıymetlendiriyoruz. 15 Mayıs itibariyle sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu vizyonu, yeni projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz. Ne bir belediye ne de öbür vazifeyle ilgili şu an için bir beklentimiz yok. Önümüzdeki işleri yapmamız lazım. Önümüzdeki Perşembe günü sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle temel atmaya devam edeceğiz. Bu süreçte de yapılması gereken iş ve süreçleri an ve an takip ediyoruz. Perşembe günü sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte zelzelenin üzerinden 66 gün geçmesine karşın 100 bin konutu başlatmış oluyoruz. Bu kıymetli muvaffakiyet. 100 bin konutu 4’le çarptığınızda 400 bin kardeşimizin evisi, yuvası, memnunluğu demek. Depremzede vatandaşlarımızı 1 yıl içerisinde başlayacağımız konutları etap etap teslim edeceğiz. Tıpkı anlayışla sarsıntı bölgesindeki sürecimizi yürütüyor olacağız. Burada olsak da gönlümüz, kulağımız, kalbimiz zelzele bölgesinde olacağız.

Bizim ülkemizde her yıl 600 bin konut yapılır. Bu istekle, uğraşıyla, dertlenmeyle alakalı. Biz bir taraftan zelzelenin birinci başına gidecek olursak, enkaz, arama kurtarma süreçleri yürütülürken öteki taraftan çadır kentlerimizi kurduk. Konteyner kentin altyapıları başlatıldı. O ortada TOKİ, Yapı İşleri, Emlak Konut’la yeni yerleşim alanların çalışmalarını başlattık. Sarsıntının üzerinden 15 gün geçti biz birinci temellerimizi attık. Orada her türlü teknik önlemi alarak yürütüyoruz. TOKİ 1 milyon 200 bin konut yapmışız. 143 bin konutumuzda hiçbir vatandaşımızın burnu kanamamış, enkaz altında kimse kalmamışla. Birebir anlayışla yapıyoruz. Kontrol elemanlarımız var. Demirimizi, kalıbımızı, betonomuzu teslim alıyorlar. Betonda, kalıpta rastgele kasvet, sorun varsa, demir imalatında bozulma varsa alınması gereken önlemi alıp, devam ediyoruz.

İzmir’de Bayraklı’da sarsıntı oldu. Hani ‘bedava konut dağıtacağız’ diyor ya Kılıçdaroğlu. 5 bin 61 konutu, 7 farklı proje alanında, o vakit pandemi süreci vardı, tedarik zinciri bozuktu, lakin biz gittik vatandaşımıza kelam verdik, birinci konutlarımızı 6 ay sonra bitirdik. Sözlerimizi Elazığ, Malatya, İzmir, Kastamonu’da yetiştirdik. Bunu yapabilen irade sarsıntı konutlarını da yapacak. Bütünlük içerisinde konutları yapacağız. Birinci gün sarsıntıdan sonraki süreçte Gaziantep’te üs kurduk. Türkiye’deki tüm inşaat materyal üreticilerini bir ortaya getirdik. Bize bu kadar demir, çimento, kalıp materyali lazım dedik. Hepsi kapasitelerinin yetebileceğini tabir ettiler; hatta artırım yapmayacaklarını söylediler. Seçime 34 gün var, harıl harıl ihalelerimizi yapıyoruz. 1 milyon 200 bin konutu nasıl yaptıysak o anlayışla çalışmalarımızı yürütüyoruz. Rastgele bir sorun yaşayabileceğiz. Ticaret Bakanımız da sağolsun teğe bir süreci takip ediyor. Kalıp, emekçi, materyalde sorun yaşar mıyız diye bakıyor ve ona nazaran önlemimizi alıyoruz.

“BİZ PROJELERİMİZ, YAPITLARIMIZIN ÜZERİNDEN ESER SİYASETİ YAPTIK”

Boş vaat vermek çok kolay, hele hele seçim sürecinde. Nasılsa sırtınızda küfe yok, yapamayacağınız, gerçekleştiremeyeceğiniz bütün hayalleri vatandaşınıza söyleyebilirsiniz. Lakin biz hiçbir vakit bu türlü bir siyaset yapmadık. Biz projelerimiz, yapıtlarımızın üzerinden eser siyaseti yaptık. Gerçekleştiremediğimiz hayali, oradaki kardeşlerimizi istismar edecek hiçbir vaatte bulunmadık. Madem sayın Kılıçdaroğlu fiyatsız yapmak istiyor. İzmir’de sarsıntı oldu. Neden orada parasız konut yapıp, depremzedelere vermedi. Elinden tutan mı vardı? İstanbul’da neden yapılmadı. Ankara’daki toplumsal konut, sarsıntı dönüşüm işi ne olacak? Bunu kendi belediye liderine sor. Biz arkadaşlara daima ‘doğru dönüşüm örneği yapın millet sizin arkanızan gelir’ diyecektir. Ben kimin vaatlerini tuttuğuna bakarım. Yapamayacakları vaatleri verenlerin peşinden koşmam. 14 seçimde bu türlü oluyor. Biz yapabildiklerimizi söylüyoruz. Afet konutlarında devletimiz yüzde 50-60 altyapıyla birlikte sübvansiyonu sağlıyor. Arsa parasını almıyoruz, altyapı bedelini almıyoruz, konut fiyatında yüzde 50’sini sübvanse ediyoruz. İzmir’de 2+1 konutlara 160-180 bin lira borçlanma çıkmış. 2 yıl ödemesiz toplam 20 yılda ödeyecek. İzmir’in aylık taksidi 3+1 konutları Bin 20 lira. İnanın aidat parası bile değil.

Hasar tespiti yapıyoruz. Enkazı, binaları inceliyoruz. Burada bir teknik tespit sonucunda hak sahipliği süreci yürüyor. Hak sahibi olamayanları da, bugün orta hasarlılarla ilgili olarak sayın Cumhurbaşkanımız ‘bunları da ağır hasarlı üzere kabul edeceğz’ dedi. Burada ulusal servet var. 5 tane dairesi yıkılmışsa, olağanda AFAD’da hak sahipliği 1 konuttur. Vatandaşımız mağdur olmasın diye 5 dairesinin 1’ini AFAD, 4’ünü ise kentsel dönüşümden verdik. Yıllardır ülkemizde zelzele oluyor. Kendisi devlet yönetmediği için boş vaatler veriyor. Sarsıntının hasarına baktığınızda Kahramanmaraş Pazarcık merkezli; lakin Hatay’dan itibaren konutları yapacağımız yeri değerlendirirken hasar tespitlerini yapıyoruz. Bütün sonuçlar dijital tablolarımıza işleniyor. Sıvılaşma riskleri var mı, yok mu? Fay sınırlarını da bilim insanlarımızla çalışıyoruz. Bunları da haritalara işliyoruz. Kentin neresinde yıkım daha çok fazla olmuş tespit edip projelendirme süreci yürütüyoruz.

“TÜRKİYE’NİN EN UYGUN MİMARLARIYLA BÜTÜN TASARIMLARIMIZI YAPTIK”

Defne’de taban sıvılaşmasından kaynaklı yumuşak tabana dönüyor ve binalar yıkılma yahut devrilme, göçme riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu tespitleri hocalarımızla paylaştığımızda inanın şaşırdılar, ‘bu tespit bizde yok’ diyorlar. Bu anlayışla yeni yerleşim alanlarını belirliyoruz. Gittik tek tek binaları inceledik. 5 milyon 919 bin bağımsız kısmın teğe bir yerinde incelemesini yaptık. Bizim kentin çeperinde başlattığımız konutları süratli bir biçimde bitirmemiz lazım ki, o kentleri ayağa kaldırmamız lazım. İnsanların konutlarına dönmesi lazım. Neden yıkıldı? Yoğunluk nerede? Bu tespitleri yapmak durumundayız. Neden yıkılmış, yıkılma sebepleri nedir birebir inceledik. Kentin içinde hiçbir şey yapmayacak değiliz. Sıvılaşmanın olduğu yerde bina yapılır; ancak tekniğine uygun yapılır. Denizin üstünde de tekniğine nazaran yapabilirsiniz. Rezerv alanda taban etüdleri, bilim insanlarımızın görüşleri doğrultusunda, TOKİ projeleri ve Türkiye’nin en yeterli mimarlarıyla bütün tasarımlarımızı yaptık. Oradaki kültür, demografik yapı, doğayı, iklimi, çevreyi de içine alacak dizaynla projelendirdik.

“BAYRAMDA İLK BAŞLATTIĞIMIZ KONUTLARIMIZ TESLİM EDİLECEK”

11 ile gittik grubumuzla birlikte. STK’larla, kanaat liderleri, belediye liderlerimizle görüştük. Sanayi, ticareti hepsini konuştuk. Vatandaşımızın talebi, beklentisi ne? Burası rezerv alanlar için ön etüdlerini yaptığımız yerler sizin için de uygun mudur? dedik. Birtakım yerlerde sorun vardı, değiştirdik. Sonuçta süreci başlattık. 11 vilayetimizin birbirinden farklı özellikleri var. Hatay’daki demografik yapı ile Adıyaman’daki demografik yapı farklı. Hem iklim kaideleri, kültürel pahalar, gereksinimler farklı. O yüzden 4 vilayetimizi 4 başka mimara verdik. Oralarda yeşil yollar, toplanma alanları yapılacak. İnşallah bayramda da sayın Cumhurbaşkanımızın da iştirakiyle birinci başlattığımız konutlarımız teslim edilecek. Köylerde konutlarımızı bitireceğiz. Bunlar tek katlı konutlar. Köy meskenleri. Mesela bir köyün tamamı bitecek, bayrama yetişecek. Bittikçe de vatandaşlarımıza teslim edeceğiz.

“DEPREM BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ”

Ben bir tek makus kelam duymadım. ‘Devletimiz varolsun, Allah devletimize zeval vermesin’ dediler. Birinci günden beri. Kesinlikle eksiklerimiz vardı. Fakat vatandaşımız şunu net bir formda görmüştür; devletimiz birinci andan itibaren üstüne koya koya bu çabayı vermiştir. AFAD, alandaki vekiller, belediye liderlerimizle vermiştir. Kızılay’dan gelen vatandaş vardı. Sivil toplum örgütü vardı. Vatandaşlarımız bunu gördü, şahit oldu. 14 milyon vatandaşımızı ilgilendiren mevzudan bahsediyoruz. Elimizden gelen tüm çabayı yaptık. Her şey dört dörtlük oldu demiyoruz. İnanın öteki ülke enkazın altından daha vatandaşını çıkaramazdı. Biz tek yürek olduk. Enkazın bir tarafından tuttuk. Bir taraftan çadır kurduk, barınma muhtaçlığını karşılayacak adımlar attık. İaşe gereksinimlerini karşıladık. Sonuçta afet, Allah’tan gelene ne diyebilirsiniz? Vatandaşımız bize direkt söylüyor ‘Aman ha aman! Önümüzdeki seçimi siz almanız lazım; yoksa 6+1 masa gelirse konutlarımızı yapmaz, biz açta açıkta kalırız’ diyor. 21 yıldır sayın Cumhurbaşkanımız milletimize ne kelam verdiyse tutmuş. İnşallah birebirini İstanbul’a taşıyacağız. Sarsıntı birinci önceliğimiz. İstanbul’u dönüştürmek zorundayız.

Rezerv konutlarımızı 3+1, yaklaşık 90 metrekareye yakın neti olan, brütü de 120-130 metrekarelere kadar değişen projeler yapıyoruz. Burada aslolan vatandaşımızın barınma muhtaçlığını karşılamak. Bunu da çeşitlendiriyoruz. O bölgedeki demografik ve toplumsal yapıya uygun halde. Vatandaşımızın yerinde konutları yapmıyorsak, yeri aslında kendisine kalacak. Yerde yerle, yapılaşmayla ilgili sorun varsa burayı kısıtlayacağız. O kısıtlamaya ait kamulaştırma, yeşil alan muhtaçlığı varsa o alanın arsa bedeli neyse vatandaşa ödeyeceğiz. Projeyi yerinde yaptık diyelim. Orada evvelce 20 daire vardı diyelim. Artık 10 daire yaptık. Yapamadığımız alana ait, kimin yerini değerlendiremiyorsak o arsa bedelini vatandaşımıza ödeyeceğiz. Trampa isterse diğer yerden arsa olabilir. Rezerv konuttan da olabilir. Vatandaşın hakkını yemezseniz, vatandaşınız da yanınızda olur. Biz bina bazında değerlendireceğiz. O adada diyelim ki 100 daire vardı. Biz o adaya 50 daire yaptık. Kullanamadığımız kısımda ‘Biz sizin arsa bedelinizi ödeyeceğiz, ister para alın, ister rezerv alandan alın’ diyeceğiz. AFAD’daki hak sahipliği değil bu, farklı bir şeyi anlatıyoruz. Kentsel dönüşümde 1 bina sağlam da olabilir. Biz o binayı da hakkını ödeyerek alacağız. Şu an 6306 sayılı yasa ile bu konuştuklarımızı yapabiliyoruz. Vatandaşlarımıza kurayla hakkaniyet çerçevesinde en yakın yerde, hatta katına en yakın yerde dağıtımını yapmak suretiyle süreci yürüteceğiz.

Biz 2013 yılıydı. Sayın Cumhurbaşkanımız ‘bedeli ne olursa olsun kentsel dönüşümü yapacağız’ sloganıyla İstanbul Gaziosmanpaşa’da kentsel dönüşüm seferberliğini başlattılar. Teğe bir yıkılan yapıların yüzde 96.4’ü 99 öncesi yapılan yapılar. AK Parti iktidara geldiğinde yapı kontrol düzenlemesini hayata geçirdik. Binaların teknik ve bilimin ışığında kontrol düzenlemesini hayata geçirdik. Zelzele yönetmeliklerini değiştirdik 3 sefer. Yapı kontrol sistemi, zelzele yönetmeliği, 1 milyon 200 bin konutla dönüşümü sağladık. Yalnızca ve yalnızca İstanbul’da 695 bin konutun dönüşümünü yaptık. Zelzele riski olan konutu yenidelik. Şu anda İstanbul’un 39 ilçesinde, 93 bin konut devam ediyor. Daha da bu iradeyi güçlendirerek ortaya koymak zorundayız. 1,5 milyon acil, öncelikli dönüşmesi gereken konut var. Yüzde 20’si çok acil. Bu konutlarla ilgili bizim kentsel dönüşüme koyduğumuz iradeyi çok daha güçlü koymak zorundayız.

Ülkemizin ulusal güvenlik, istikbal, istiklal sıkıntısıdır İstanbul. Ulusal gelirimizin neredeyse yüzde 50’sini, dış ticaretimizin yüzde 58’ini İstanbul’dan alıyoruz. Ek bir nüfus getirmemeliyiz. Hizmet ve finansın, kültür ve sanatın kenti hale getirmek zorundayız. Kısmi sanayi de olacak ancak bacalı sanayi değil teknolojik. ARGE, üniversitelerimizin olduğu yer. İnşallah sayın Cumhurbaşkanımızla Ataşehir’de finans merkezini açacağız. 2,5 milyon metre kare alanı var. 50 bin kişi istihdam edilecek. Buradaki arkadaşlarımız istihdam olacak. İstanbul şu an finans merkezi pozisyonunda aşikâr başlı alanda zati hizmet veriyor. Ancak burada ayrıcalıklar olacak. Muafiyetler olacak. Hizmet kesiminin ağır yaşandığı, üretimin, istihdamın ağır olduğu bir kent haline getireceğiz. Yakın kentleriyle Bolu, Düzce, Sakarya, Bursa, Yalova, Tekirdağ, Kırklareli, Edirne, Çanakkale ile birlikte düşünmek zorundayız.

22 NİSAN’DA TEMEL ATILACAK

Biz 1,5 milyon riskli konutumuzun 500 binini olduğu yerde yapacağız. Kalan 500 bin konutumuzu da uydu kentler kuracağız. Bunun da birinci temellerini inşallah 10 bin konutun temelini ayın 22’sinde sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifi ile atacağız. Anadolu ve Avrupa yakasında planlıyoruz. İyiler’in kuzeyinde Başakşehir hudutları içinde, Sultangazi ile Başakşehir ortasında askeri alan var. MSB ile protokol yaptık. Bu alanı rezerv alan olarak kullanacağız. O alanda rezerv konutlarımızın temelini atacağız. Anadolu yakasında Tuzla, Pendik, Maltepe’de alanlarımız var. Hepsi askeri alanlar değil. O alanlarda projelerimizi yapıp, rezerv konutları inşa ettikten sonra vatandaşlarımızı etap etap taşıyacağız. İsteğe dayalı yapacağız. “Sizin riskli konutunuzu verin bize” diyeceğiz.