Bakan Kirişci: Besin arz güvenliği ulusal savunma kadar kıymetli

Toplantıda konuşan Bakan Kirişci, Aydın’da kıymetli bir ziraî üretim merkezi olması, besin arz güvenliği için büyük değer taşıması hasebiyle yeni siyasetlerin ön plana çıkarılması emeliyle uğraş gösterdiklerini söyledi. Son periyotta etraf ve doğal kaynakların kıymetinin arttığını belirten Bakan Kirişci, “Bu yüzyılın dünya ajandasındaki ortak gündemi global ısınma ve iklim değişikliğinin tesirleri, pandemi, kuraklık, doğal afetler, nüfus artışı, besin arz güvenliği, ülkeler ortası savaşların besin arzına tesiri. Besin arz güvenliği tüm dünyada ‘milli güvenlik’ problemi haline geldi. Geçtiğimiz yüzyılda yeraltı kaynakları ön plandaydı. Bu yüzyılda da tarım alanları, su ve besin ön planda olacak. Ziraî siyasetlerimizin temel ekseni; stratejik eser planlaması, verimli ve sürdürülebilir kaynak kullanımı idi. Son 20 yılda tarım ve orman alanında güçlü bir ziraî üretim altyapısı oluşturduk. Bu ülkenin daha düne kadar bir Tarım Kanunu yoktu. Bu ülkeyi bir tarım ülkesi olarak tanım ederken Tarım Kanunu’nun olmadığını bildiğimiz halde bu bizim devrimizde 2002 sonrası mevzuata kazandırılmış oldu. Yeniden tarım sigortası, tohumculuk kanunu, lisanslı depoculuk üzere 12 adet mevzuat kazandırılmış oldu” dedi.

‘AVRUPA, ASYA VE AFRİKA’NINYANİ 3 A’NIN KESİŞTİĞİ BİR COĞRAFYADAYIZ’

Tarladan sofraya kadar besin güvenliğinin sağlanması konusunda önemli çalışmaların olduğunu belirten Bakan Kirişci, “Kıtaların ve çıkarların kesiştiği güçlü bir coğrafyadayız. Örneğin şap hastalığı Avrupa’daki bir ülke için gündemde bile yok fakat bizim etrafımızdaki ülkeler ve bulunduğumuz coğrafyadan kaynaklı olarak şapla uğraşımız kaçınılmazdır. Avrupa, Asya ve Afrika’nın, yani 3 A’nın kesiştiği bir coğrafyada bulunmak daha ihtimamlı olmamızı gerektiriyor. Türkiye, ziraî üretimde bölgesinde önder, dünyada kelam sahibi pozisyonda olan bir ülke. Gayrisafi hasılada Avrupa’da birinci, dünyada birinci 10’dayız. Türkiye Yüzyılı’nda, bu liderliğimizi korumak için bulunduğumuz periyodun koşullarını yeterli okumamız gerekiyor. Global ısınma; bulaşıcı hastalıklar, iklim değişikliği, göçler ve besine ulaşımda yaşanacak gelişmeler nedeniyle, yer küredeki ekosistemin sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. İklim taahhütleri, dünyayı bu yüzyılın sonuna kadar 2,4 – 2,6 derecelik sıcaklık artışıyla karşı karşıya bırakıyor. Bu durum; Akdeniz Havzası’nda yer alan ülkemizi de kıymetli derecede etkileyecektir” diye konuştu.

‘GIDA ARZ GÜVENLİĞİ ULUSAL SAVUNMA KADAR KIYMETLİ OLDU’

Dünyada görülen pandemi, savaşlar ve doğal afetlerin besinin değerini her geçen gün artırdığına dikkati çeken Bakan Kirişci, şöyle devam etti:

“Bu risklerin dışında 2050’de bugün 8 milyar olan dünya nüfusunun 10 milyara çıkacağını, kentleşme oranı, ülkeye gelen turist sayısını dikkate aldığımızda kıymetli bir gayretin içinde olmamız gerektiği açıktır. Tüketim alışkanlıklarının değişmesi, gelir artışı, toplu tüketim yerlerinin artması, konutta tüketim yerine toplu tüketim yerlerinde tüketim alışkanlıkları dikkate almamız gereken bir konu. Besin arz güvenliği, ‘milli savunma’ kadar değerli oldu. Ülkeler, artık ziraî üretimde müdafaacı siyasetler uygulamaya başladı. Çin ihraç ettiği eserlere yasak getirmiştir. Biz bu durumu 2002 yılında iktidara geldiğimizde biliyorduk. 2002’deki projeksiyonumuz sayesinde, besin arz güvenliğinin değerinin artacağını öngördük. Biz de bu doğrultuda AK Parti hükümetleri olarak her alanda olduğu üzere tarımda da amaçlarımızı belirledik. Plan ve programlarımızı, mevcut durumumuzu ve potansiyelimizi dikkate alarak hazırladık. Türkiye’de ziraî üretimde dünyada birinci 10’lara çıkardık.”

‘636 PROJEYE 115 MİLYON LİRA DESTEK’

Son 20 yılda Aydınlı çiftçilere toplam 38 milyar lira ziraî takviye verildiğini belirten Bakan Kirişci, “Aydın’a verilen bu takviye ve yapılan yatırımlarla; bitkisel üretim yüzde 120, büyükbaş hayvan varlığımızda yüzde 149, küçükbaş hayvan varlığımızda yüzde 96, kanatlı hayvan varlığımızda yüzde 47, arılı kovan varlığımızda yüzde 177 artış gerçekleşmiş oldu. Kırsal kalkınma alanında; ‘Genç Çiftçi Projemiz’ kapsamında; 636 projeye tam 115 milyon lira takviye sağladık. Ormanın Köylüleri (ORKÖY) kapsamında 1843 projeye tam 209 milyon lira hibe ve kredi verdik. Kırsal kalkınma dayanakları kapsamında ise bugüne kadar 369 projeye 740 milyon lira hibe dayanağı sağladık. Bu dayanak ve hibelerle toplam 9 binden fazla bireye istihdam oluşturduk. Bütün bu takviyeler, alın teriyle birleşti ve Aydın’ın ziraî hasılası yüzde 496 artarak 9 milyar liraya yükseldi. Ziraî ihracatı da 8 kat artışla 290 milyon dolara çıktı. Ayrıyeten yaptığımız su yatırımlarıyla, toplamda 494 milyon metreküp biriktirme hacmine sahip, 26 baraj ve göleti hizmete aldık. Barajlar sayesinde, Aydın’da 555 bin dekar bereketli tarım toprağı sulanmaya başladı. 3,2 milyar lira zirai gelir artışı oldu. 55 arazi toplulaştırma projesi ile 341 bin dekar alanda çalışma yürüttük. 99 derenin ıslahı ve taşkın projesini yaparak vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini sağladık. Aydın’ın yeşiline yeşil katmak için 124 milyona yakın fidanı toprakla buluşturduk. Vatandaşlarımızı tabiatla buluşturmak amacıyla 1 ulusal park, 4 tabiat parkı, 15 devlet avlağı, 1 genel avlak alanı tesis ettik” dedi.

‘BU HOŞ KENTİMİZE YAPTIKLARIMIZ ORTADA’

Ayrıca bölgedeki bal üretimini geliştirmek için 9 bal ormanı oluşturulduklarını kaydeden Bakan Kirişci, “Orman köylerimizde yaşayan vatandaşlarımızın gelirlerini artırmak hedefiyle ‘Gelir Getirici Orman Projesi’ kapsamında ceviz, badem, kestane, zeytin üzere ağaç fidanları dikerek gelir getirici ormanlar kurduk. Aydın’da da yaklaşık 137 köyde, 683 bin gelir getirici fidanı toprakla buluşturduk. Bu hoş kentimize yaptıklarımız ortada. Ancak bunlar bizim için kâfi değil. Yaptıklarımız, yapacaklarımızın garantisi ve müjdecisidir.” diye konuştu.

KENT TARIMINA DİKKAT ÇEKTİ

Kent tarımını taze ve ucuz eser, kayıp ve israfı tedbire, lojistik maliyetlerin azalması, karbon ayak izini düşürmek ismine çok önemsediğini belirten Bakan Kirişci, “Tarımda dijitalleşme ve e-devlet entegrasyonu konusunda, bildiğiniz üzere e-devlet üzerinden Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) ile ilgili süreçlerimizi yapar hale geldik. 1 Ocak itibariyle ‘Tarım Cebimde’ uygulamasını devreye aldık. Pazarlama probleminin olmadığı bir kontratlı üretim usulünü daha çok gündemimizde tutmamız gerekir. Sürdürülebilir hayvancılığın garantisi, aile işletmesidir. Bir öteki yeni uygulamamız; Gelir Muhafaza Sigortası. 2006 yılında başlayan Tarım Sigortası Uygulaması’nı geliştirdik. Global ısınmanın tesirlerine karşı çiftçiyi müdafaa dahil gelir müdafaa sigortasını devreye aldık. Evvel Konya’nın ilçelerinde, daha sonra bütün Türkiye’de yaygınlık kazanacaktır. Tarımda örgütlenme dereceleri konusunda çalışmalarımız bulunuyor” dedi.

‘TDİOSB İLE 20 BİN TON ZERZEVAT ÜRETİMİ’

Aydın-Efeler’de, 776 dekar alanda kurulacak Jeotermal Kaynaklı Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin (TDİOSB), 2020 yılında hukukî kişilik kazandığını belirten Bakan Kirişci, “TDİOSB’nin genel yerleşim planı onaylanmıştır. Buna misal organize sanayi bölgelerini de Türkiye’nin dört bir yanında kurmaya başladık. TDİOSB’nin faaliyete geçmesiyle yıllık 20 bin ton zerzevat üretimi ve direkt bin bireye istihdam sağlanması hedeflenmektedir. Tarım Cebimde uygulaması şu an bakanlığa ilişkin süreçlerin cep telefonu üzerinden yapılmasını sağlayan bir sistem. Bitkisel üretim, hayvansal üretim, desteklemeler, e-devlet hizmetleri, dayanak takvimi, eğitim-yayın ve yararlı bilgiler başlıkları altında vatandaşlar muhtaçlık duydukları bilgilere anında erişim sağlıyor. Evvelden bu tıp süreçlerin birçok için vilayet, ilçe müdürlükleri ziyaret ediliyordu. Kontratlı üretim çiftçinin hasat devrinde pazarlama sorunu yaşamaması, endüstricinin istediği ölçü ve kalitede hammaddeye ulaşması, fiyat dalgalanmalarının önlenmesi, talebe nazaran planlı üretim yapılması amaçlarımızı gerçekleştirecek bir üretim modelidir. Talebe nazaran üretim yaparak pazarlama sorunu yaşamayacak, fiyat evvelden belirleneceğinden üreticinin fiyat riski olmayacak, temel girdilere ve krediye daha kolay ulaşacak, yeni teknolojilere ve üretim modellerine süratli ahenk sağlanmış olacaktır. Kontratlı üretimden kazandığı deneyim ile yeni pazarlara üreticilerimiz açılabilecek, markalaşmanın da önü açılacak” diye konuştu.