Bakan Çavuşoğlu: Türkiye yalnızca bölgesel bir güç değil global bir aktördür
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Sakarya’da katıldığı iftar programında hemşehri dernekleriyle bir ortaya geldi. Programda konuşan Çavuşoğlu, asrın felaketi olan zelzelede devletin tüm imkanlarının bölgede sefer olduğunu aktardı. 14 Mayıs’ta gerçekleşecek olan seçimle ilgili konuşan Çavuşoğlu, koalisyonun ülkeyi kaosa sürükleyeceğini söyledi.
“6 Şubat’ta meydana gelen zelzele, tarihimizin en büyük felaketidir”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Maalesef buruk bir ramazanı geçiriyoruz. 6 Şubat’ta meydana gelen zelzele, tarihimizin en büyük felaketidir. Yalnızca asrın değil insanlık tarihinin de karşı karşıya kaldığı en büyük doğal afetlerden bir adedidir. Ben de zelzele bölgesine gittiğim vakit 54 plakalı araçları çokça gördüm, adeta bir seferberlik var. Hakikaten de o bölgeyi en uygun anlayan sizlersiniz. 1999 sarsıntısında ben de Sakarya’daydım kaideler oburdu. Lakin bugünkü kaideleri devletimiz, milletimizle bir arada el ele vererek daha birinci saatlerinden itibaren kentlerimizde depremzede kardeşlerimizle bir olduk. Ben sabah kalktığımda çok erkendi, telefona baktım zelzele. Sonra televizyonu açtım başta İçişleri Bakanımız, Etraf, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız olmak üzere tüm bakanlarımız bölgedeydi. Çabucak AFAD merkezine gittik, tüm kurumlarımız oradaydı el ele verdik gece gündüz çalıştık. Depremzede kardeşlerimizin yanında olduk. Lakin artık gayemiz var, daha düzgününü yapmak daha sağlamını yapmak, daha etrafa hassas, daha hoş kentler yapmak Cumhurbaşkanımızın vaadidir. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla tüm arkadaşlarımız gece gündüz çalışıyor. İnşallah bir sene içinde kentlerimizi ayağa kaldıracağız” dedi.
“Önümüzdeki seçim Türkiye için bir dönüm noktasıdır”
Seçimlere vurgu yapan Bakan Çavuşoğlu, “Evet önümüzde bir seçim var kıymetli bir seçim. Halkın iradesinin yansıması bakımından değerli bir seçim. Milletimiz devleti ve milleti kim yönetecek? Kim hizmet edecek onu belirliyor hür iradesiyle, yurt dışındaki vatandaşlarımız da artık Türkiye’deki, idareye yani seçim yoluyla kimin yöneteceğine katkı sağlıyor. New York bölgesini, New Jersey bölgesinde dolaştım. Oradaki vatandaşlarımız bizden çok daha heyecanlı Türkiye’deki seçimle ilgili. Zira son 20 yıldır Türkiye’nin geldiği noktayı en âlâ onlar kıyaslıyor. Biz bazen içinde yaşadığımız için göremiyoruz bunu ve bazen de görmek istemiyoruz. Daha doğrusu görmek istemeyenler var. Türkiye’nin prestijinin nasıl arttığını o ülkede yaşayan vatandaşlarımız çok daha yeterli görüyor. Önümüzdeki seçim Türkiye için bir dönüm noktasıdır. Türkiye son 20 yıldır kazanımlarıyla Atatürk’ün amaç gösterdiği muasır medeniyetler düzeyine ve üstüne çıkmak için değerli bir uzaklık kat etmiştir” diye konuştu.
“Türkiye yalnızca bölgesel bir güç değildir, global bir aktördür”
Türkiye’nin geldiği noktalara değinen Çavuşoğlu şöyle konuştu:
Bugün Türkiye yalnızca bölgesel bir güç değildir, global bir aktördür ve dünyanın neresinde nasıl bir problem varsa kesinlikle ve kesinlikle Türkiye oradadır. İnsani yardımlarıyla bakın işte yaşadığımız sarsıntıda bir dayanışma diplomasisi 90 ülkeden 11 bin 320 arama kurtarma grubu geldi Türkiye’ye. 3 gün sonra tabiatta en az gelişmiş ülkeler toplantısına katıldım. Dünyanın en güçlü ülkeleri de en yoksul ülkeleri de Türkiye’yle dayanışma için birbiriyle yarışıyorlar. Elbette sarsıntının büyüklüğünün bunda tesiri var.
Ama temel Türkiye’nin yıllardır nerede bir mazlum varsa, nerede bir afet olduysa onların yardımına koşan birinci ülke olmasıdır. İnsani yardımlarda ulusal gelire nazaran dünyada birinciyiz. Lakin insani yardım yetmez. Kalkınma yardımlarında da ulusal gelire nazaran dünyada birinci üç ülke ortasındayız. İşte bunun karşılığını görüyorsunuz. Türkiye nerede bir sorun varsa o sorunun tahlil için gece gündüz çalışıyor. Ukrayna Savaşı’nda barış için, gerçek manada uğraş sarf eden ülke hangisi? Türkiye’den öbür bir ülke var mı? Herkesin kendi ajandası var bugün Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin hayatımın en büyük başarısı dediğin olay nedir? İstanbul tahıl antlaşmasıdır. Genel Sekreter çok düzgün bir insan, dostumuz, Birleşmiş Milletler dünyanın çatı kuruluşu. Birleşmiş Milletler ve Genel Sekreter Türkiye olmasaydı, Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı bu muahedeyi imzalayabilir miydi? Bunun sebebi ne pekala? Niçin bu kadar bizden daha güçlü ülkeler var yapamadı biz yapıyoruz. Bu bir itimat sıkıntısıdır. İstikrar sorunudur, hürmet sıkıntısıdır.
“Türkiye’nin birinci asrı başarılı bir biçimde tamamlandı ancak bu yetmez”
Türkiye’nin maksatları istikametinde ilerlediğini belirten Çavuşoğlu, “Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nda ve de İslam İşbirliği Teşkilatında barış için orta buluculuk dostlar kümesinin eş başkanlığını yapan tek ülke Türkiye bu tesadüf olabilir mi? Yeniden merkez bankasının yaptığı bir araştırmada diplomatik misyonlarımızın açıldığı yerlerde ihracatımız en az yüzde otuz artmış. Zira iktisat diplomasisi. Bu kadar uğraş sarf ediyoruz savaşlar var, krizler var yanlışsız. Çatışmaların yüzde altmışı bizim etrafımızda. Krizlerin yüzde altmışı bizim etrafımızda Afganistan’ın da dahil edecek olursak. O yüzden biz teşebbüsçü ve insani dış siyaset istemek zorundayız. Bunları çözmek için uğraş sarf etmek zorundayız lakin bu krizlerle bir arada ortaya çıkan fırsatlar var. Bu fırsatları da başta milletimizin çıkarı olmak üzere ülkemizin ve bölgemizin çıkarı için çok düzgün kullanmamız lazım işte güç krizi maalesef bir yansıma artık şu anda güç kaynakları inşallah Sakarya havzasını şeyinden parselinden gelecek doğal gazla bağlanacak yakında sisteme girecek ancak bu daha başlangıç ancak hala ithal ediyoruz. Gücümüz gereksinim duyduğu yüzde seksenin yüzde doksanını ithal eden bir ülke olarak nasıl oluyor da güçte en kıymetli bir aktör oluyoruz? Son yirmi yılda yaptıklarımızla Türkiye’nin birinci asrı başarılı bir halde tamamlandı lakin bu yetmez. Türkiye’nin ikinci yüzyılını ikinci asrını Türkiye yüz yılı, Türk yüzyılı, Türk dünyası yüzyılı yapmanız lazım” tabirlerini kullandı.
“Türkiye’yi eski koalisyon günlerine götürmek Türkiye’ye kaos getirmek demektir”
Koalisyonların ülkeyi kaosa sürüklediğini aktaran Bakan Çavuşoğlu, “Bağımsız bir devlet ve millet demek. Bunların hepsi bir vizyon bir inanmışlık bir adanmışlık ve gece gündüz çalışmayla Türkiye’yi ikinci asrının Türkiye’yi yüzyılı olabilmesi için çok çalışmamız lazım. O yüzden Cumhur İttifakı giderek güçleniyor. Yedili masalardan Türkiye’ye bir şey gelmez, hayır gelmez. Niyetleri diyelim ki büsbütün düzgün. Türkiye’yi eski koalisyon günlerine götürmek Türkiye’ye kaos getirmek demektir. Hepimizin geçmişte Ak Parti kurulmadan evvel oy verdiği, çalıştığı, üye olduğu, partiler olduğu, hükümetler de kuruldu, uygunu vardır, berbatı vardır. Lakin sistemin kendisi yanlış. Bu ortada cumhuriyetimizin yüzüncü yılını kutluyoruz lakin hariciye teşkilatımızın temeller önüne atılmasının reisulküttaplığın kurulmasının 500. yılını kutluyoruz. Bugün Avrupa’da herkes diyor ki, ‘Fransa beş yılda bir seçim diyor yarı başkanlık sistemi’ bugün en düzgün ülkelerde bile bu sistem çalışmıyor. Benim bakanlık dönemimde bugüne kadar çalıştığım İtalyan Dışişleri Bakanı ya sekizinci oldu ya dokuzuncu oldu yani ortalama bir yılın o beşerler da makûs beşerler değil. Koalisyonlar ne kadar uygun niyetli olursa olsunlar bu sistem çalışmaz. Ancak uygun niyetli olup olmadığını da sizler benden daha güzel biliyorsunuz. Nasıl oluyor da tüm terör örgütlerinin hepsi tıpkı anda bu yedili masayı destekliyor. Bu da tesadüf olabilir mi? Bu yedili masaların başından beri yedili olduğunu da biliyorduk. Her toplantıdan sonra ortaya çıkardıkları metni birtakım Büyükelçilerine gösterip okuttuklarını da biliyoruz. İçişleri Bakanımız da geçmişte açıkladı. Yani Türkiye’nin bu yedili masaya teslim edilmesi Türkiye’nin farklı güçlerin eline geçmesi demek. Ne demek FETÖ’cüleri mahpustan çıkaracağız, işlerine geri döndüreceğiz? Meclisi bombalayan, külliyeyi bombalayan insanların üzerinden tankla geçen bu teröristleri tekrar onların eline mi vereceğiz? Lakin bunların maksadı bu kim yaptırıyor bunları? Mahallî seçimler öncesinde de dedik HDP demek PKK” dedi.
“Seçimle ilgili bir endişemiz yok”
14 Mayıs’ta gerçekleşecek seçim hakkında konuşan Çavuşoğlu, “Önümüzdeki seçim her bakımdan Türkiye için bir dönüm noktası olacak. Yani biz bunları söylüyoruz. Seçimle ilgili bir kaygımız yok. Lakin milletimizin de şeffaf bir halde kimin ne niyetle ne yapacağını bilmesi lazım biz ortaya vizyon koyuyoruz Cumhur İttifakı olarak. Pekala bu yedili masanın ortaya bir vizyon koyduğunu gördünüz mü? Eski siyasetçiler üzere, “Söz veriyorum” bizim çocukluğumuzda o denli dedi. Ben yirmi yıldır siyaset yapıyorum. Yani bir kere, iki sefer çok kıymetli bir noktada bu türlü olmuştur lakin hiç bu türlü kelam veriyorum siyaseti yapmıyorsun. Neye kelam veriyorsun? Ne politikan var, ne vizyonun var. Ülke için ne yapacaksın? Daima, ‘Hesap soracağız, yıkacağız, yakacağız, durduracağız, satacağız’ diğer bir şey duydunuz mu siz? Kimden hesap soruyorsun? Ülkede yargı var, hukuk var. Herkes hukuk önünde eşittir. Hesap vermesi gereken kim varsa hesabını da verir. Sen kime güvenerek tehdit ediyorsun bizi? Ağa babalarına mı güvenerek tehdit ediyorsun? Senin ağa babalarına karşı bu millet 15 Temmuz’da ne yaptığını gördü. Sonuçta bunların bu memlekete bir yararı olmaz. Nefret üzerine, kin üzerine kurulmuş hiçbir ittifak, hiçbir inisiyatif, hiçbir adım sonuca götürmez. Kendilerini de götürmez, milletimizi de götürmez. Lakin bizim vizyonumuz ortada. Ülkemiz için milletimiz için çalışacağız” diye konuştu.
“Dünyanın en büyük sıkıntılarından birisi İslam düşmanlığı”
İslam düşmanlığına dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, “Bugün dünyanın en büyük sıkıntılarından birisi İslam düşmanlığı, ırkçılık. Buna karşı da çabayı yapan biziz. Neden Danimarka’da öbür yerlerde bu sapkın beşerler Kur’an-ı Kerim’e, kutsal kitabınıza hakaret ederken, bunu Türk büyükelçiliğinin önünde yapıyorlar. Neden? Zira onlar da biliyor bu gerçeği. Hem Kur’an-ı Kerim’i hem de ulu bayrağımızı birebir anda. Bunun bir sebebi var. 14 Mayıs’ta inşallah bu iş bitecek. Birinci çeşitte Cumhurbaşkanımız sizlerin güçlü oylarıyla tekrar cumhurbaşkanı olarak seçilecek. Cumhur İttifakı olarak biz ülkemizi, milletimizi kalkındırmak için var gücümüzle, daha çalışacağız, daha çok çalışacağız ve Türk’ün Türk dünyasının şahlanış devri inşallah gerçek manada başlamış olacak” formunda konuştu.