Bahçeli’den İmamoğlu ve Yavaş çıkışı: Ahlaken koltuklarından düştüler
Bahçeli’nin açıklamaları şöyle; Aziz vatandaşlarım, pahalı dava arkadaşlarım, saygıdeğer hanımefendiler, beyefendiler, siyaset ve demokrasi tarihimizin stratejik mahiyeti olağanüstünün fevkinde olan 14 Mayıs seçimlerine 20 gün kala Kastamonulu kardeşlerimin huzurundayız. Hepinizi en içten muhabbet ve hürmetlerimle selamlıyorum. Bizleri kavuşturan Allah’a şükrediyorum. Siyasi, ideolojik ve fikri eğilimi nasıl olursa olsun, Kastamonu’da yaşayan bütün vatandaşlarımı hasretle kucaklıyorum. Bu açık hava toplantımızın düzenlenmesinde emeği geçen bütün dava arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Cumhuriyet Meydanı’ndaki demokrasi şölenimize güzel geldiniz, sefalar getirdiniz diyorum.
“GANİMET AVCILIĞINA HEVES EDENLER FIRSAT VERMEDİK”
Çok kıymetli vatandaşlarım, aziz dava arkadaşlarım, Türkiye’miz 2018 yılından buyana pek çok felaketle uğraş etti. Yeri geldi yandık, yeri geldi salgın hastalıklarla boğuştuk, yeri geldi zelzelelerle sarsıldık, yeri geldi sel ve su taşkınlarına maruz kaldık. Hamd olsun tüm felaketlere karşı inançla direnç gösterdik, hiç birisine boyun eğmedik. Ülkemizin zora girmesine bıyık altından gülenlere, bu suretle ganimet avcılığına heves edenlere fırsat vermedik. Siyasi, ekonomik ve toplumsal kriz yolu gözleyenleri, bu kapsamda ayin yapanları hayal kırıklığına uğrattık.
“HAKİKATEN ÜLKEMİZ ÇETİN İMTİHANLARDAN GEÇTİ”
Bilhassa 11 Ağustos 2021 tarihinden itibaren Bartın, Sinop ve Kastamonu’nun da bulunduğu Batı Karadeniz’de çok yağışlar hayatın olağan akışını çok olumsuz etkilemiş, 100’e yakın vatandaşımız da hayatını kaybetmişti. Kastamonu’nun kimi ilçelerinde sel ve su taşkınlarının acıklı ve ağır sonuçları görülmüştü. Elbette son bir asrın en büyük felaketlerinden birisini de 6 Şubat 2023 tarihinde milletçe yaşadık. Pazarcık ve Elbistan merkezli ikiz sarsıntıda 50 bin 500 kardeşimiz ebediyete irtihal etti, 110 bine yakın kardeşimiz de yaralandı. Sahiden ülkemiz çetin imtihanlardan geçti.
“TARİHİ SEYAHATİMİZİ KARARLILIKLA SÜRDÜRECEĞİZ”
Ancak hiçbir felakete teslim olmadık. Hepsinin yaralarını el birliğiyle sardık, sarıyoruz, buna da devam edeceğiz. Yıkılanın yerine çok daha sağlamını yapacağız. Yananın yerine çok daha hoşunu dikeceğiz. Eksilenin yerine daha uygununu koyacağız. Allah’ın müsaadesiyle de tarihi seyahatimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Zelzele, yangın, hastalık, sel ve su taşkınlarında hayatlarını kaybetmiş kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmetler niyaz ediyorum.
İnanıyorum ki, Cumhuriyet’in yeni yüzyılında, güçlü ve muktedir devleti daima birlikte ihya edeceğiz. Devletin gücü, milletin ferasetiyle her mahzuru birlikte aşacağız. Bugüne istikrar, yarına huzur diyerek daima birlikte başaracağız. Ulusal birlik ve kardeşlikle daima birlikte yaşayacağız. Yeni hayatı, yeni Türkiye’de daima birlikte kuracağız.
DEPREM BÖLGESİNE GÜÇLÜ KONUTLAR
Bizim anlayışımızda, evvel ülkem ve milletim, sonra partim ve ben unsuruyla birlikte devlet ve milletiyle her şeyden evvel Türkiye kavrayışı hakimdir. 6 Şubat 2023 Pazarcık ve Elbistan merkezli zelzelelerin üzerinden 2 ay 18 gün geçmiştir. Bu mühlet zarfında dünyada çok az görülecek bir seferberlik ruhuyla felaketin derin izleri süratle silinmiştir.
“BU TABLO BÜYÜK BİR DİRİLİŞ HAMLESİDİR”
Depreme güçlü konutların temelleri atılmış, 319 bini bir yılda bitirilmek üzere 650 bin inançlı konutun yapılarak hak sahibi depremzede kardeşlerimize teslimi planlanmıştır. Zelzele bölgesinde birinci etapta 105 binden fazla konutun üretim süreci de başlamıştır.
Bu tablo büyük bir diriliş atılımıdır. Bu gelişme Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin müstesna gücüne işarettir. İmanın olduğu yerde imkan da vardır ve ortadadır. Bizim için imkansız diye bir şey yoktur. Hayatını kaybetmiş insanlarımızı geri getiremesek de, onların anılarına hürmet duymamız, geride bıraktıkları yakınlarını ve ailelerini kutlu bir emanet üzere görüp onların acil gereksinimlerini karşılamamız mümkün ve mukadderdir. Cumhur İttifakı’nın özü sağlamdır, kelamı senettir, duruşu yerli ve ulusaldır.
“MİLLETİMİZ NE DİYORSA ONU SÖYLER, ONU SAVUNURUZ”
Biz diğerlerine benzemeyiz, diğerleri üzere yerimizde saymayız. Boşa sallayıp dolu tutmanın peşinden hiç koşmayız. Yaptık mı adam üzere yaparız, milletimiz ne diyorsa onu söyler, onu savunuruz. Zira tarafımız Türkiye’dir. Zira tarafımız mazlum gönüllerdir. Geçtiğimiz Cumartesi günü inşası projelendirilen 143 bin köy konutundan bir kısmının tamamlanmasına Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte mahallinde memnuniyetle şahit olduk.
“HER VAADİMİZİ YAPTIK, HER KELAMIMIZI TUTTUK”
Gaziantep’in Nurdağı ilçesinde üretimi biten köy meskenlerinin teslim merasiminde umut dolu geleceğimizin aydınlığını gördük. Kelamımız kelamdır, hiçbir insanımızı açıkta bırakmayacağız. Bugüne kadar her vaadimizi yaptık, her kelamımızı tuttuk, hiçbir insanımıza sırt çevirmedik, bundan sonra da çevirmeyeceğiz. Türkiye’nin önü açıktır, istikbal Türk milletinindir. 14 Mayıs’tan sonra eser ve hizmet siyaseti kesintiye uğramamalıdır. Ülkemiz bir yol kazasına mahkum olmamalıdır. Yazılan dış menşeli karanlık senaryoda figüranlığa talip olan zillet partilerine Kastamonu’dan çığ üzere bir reaksiyon gelmelidir. Şimdi siz söyleyiniz, şu sorularıma okkalı bir yanıt veriniz:
– Sel ve su taşkınlarını istismar edenleri 14 Mayıs’ta şaşkına çevirecek misiniz?
– Zelzeleden siyasi rant düşü kuranlara haddini bildirecek misiniz?
– Nerede bu devlet diye amaçlı ve marazi soru soranlara dünyanın kaç bucak olduğunu öğretecek misiniz?
“SİNSİ TUZAKLARI BOZACAĞIZ”
Bu evetlerin ilhamıyla iç ve dış kuşatmayı yaracağız. Bu evetlerin sayesinde sinsi tuzakları bozacağız. Bu evetlerle Türk ve Türkiye Yüzyılını gerçeğe dönüştüreceğiz. Daima birlikte Türk milletiyiz, her şeyden evvel de Türkiye’yiz.
Aziz vatandaşlarım, pahalı dava arkadaşlarım, 14 Mayıs 2023 tarihinde, 13’üncü Cumhurbaşkanıyla birlikte 28’inci Devir Türkiye Büyük Millet Meclis’i ulusal iradenin emsalsiz tercihiyle aşikâr olacaktır. Kastamonulu kardeşlerim tertemiz iradeleriyle ülkemizin mukadderatı ve geleceği üzerinde takdir haklarını kullanacaklardır. Tarihin her şiddetli devrinde Kastamonu vatanına sahip çıktı. Kastamonu zillet karşısında hiçbir vakit duyarsız kalmadı. Eziyet karşısında suskunluğa gömülmedi. Tarihi gerçekleri bilenler bilir, zillet çatısı altında toplananlar ise kuşkusuz bu gerçeklerden bihaberdir. İnebolu’dan Ankara’ya Türk milletinin hasretleri rahmetle yad ettiğimiz kahraman jenerasyon marifetiyle taşınmıştı.
“O TARİHLERDE SOĞAN EDEBİYATI YAPAN, PATATES TANTANASI ÇIKARAN YOKTU”
“Kayıkla Kağnının” işbirliği Türk’ün çaba ruhunu harekete geçirmiş, buradan Anadolu’ya ulaştırılan silah ve mühimmatlar Kurtuluş Savaşı’nın seyrini değiştirmişti. Dikkat edin, o tarihlerde soğan edebiyatı yapan, patates tantanası çıkaran yoktu. O tarihlerde, bir lokma kuru ekmekle öğün geçirenler vatanımızı geçmeyi hedefleyen işgalcilere inanç ve iradeleriyle direnmişlerdi.
“ŞERİFE BACI HEPİNİZİN, HEPİMİZİN ORTAK GURURUDUR”
Elde yok, avuçta yoktu; lakin bir vatan, bir bayrak, bir bağımsızlık aşkı vardı ve kahramanlarımızın iliklerine kadar işlemişti. Şehit olmayı göze almış, soğukta donma ihtimaline bile aldırmadan yollara düşmüş Kastamonulu civanmertler tarih yazmışlardı. İş başa fikir, yağmur demeden, çamur demeden, kar-kış demeden kağnılarını aziz milletimizin bekası için seferber eden elleri öpülesi Kastamonulu bayanlar Ulusal Mücadele’ye mühür vurmuşlardı. Malumunuz, Şerife Bacı hepinizin, hepimizin ortak gururudur.
Sırtında çocuğu olmasına karşın, İnebolu’dan aldığı cephaneyi Kastamonu’ya yetiştirmeye çalışan anamız, bacımız Şerife Hanımın yaşadıkları, o kadar sene geçmesine karşın hala gözlerimizi nemlendirmektedir. Yağışlı havada kağnısındaki mühimmatın ıslanmaması için çocuğunun üzerindeki battaniyeyi alıp mühimmatın üzerine örtecek kadar inanmış bir Türk anasıdır Şerife Bacı. Rahmet ve hayranlıkla andığımız Şerife Bacı, Kastamonu Hükümet Konağı’nın önündeki Kent Meydanı’nda bir abide üzere yükselmektedir.
“KASTAMONULU KARDEŞLERİM HAİNLERE GÖZ AÇTIRMADI”
İşte Kastamonu budur. İşte Kastamonu gerek Şerife Bacı gerekse de Halime Çavuş üzere iyi ve süper neferleri bağrından yetiştirmiştir. Onların tek serveti, tek hazinesi, tutunacakları tek kısım vatan ve milletin selametiydi. Yırtık çarıklarıyla, yamalı elbiseleriyle, yarı aç yarı tok halleriyle milletin istiklali için çırpınmalarını hiç unutmayacağız, hiç unutturmayacağız. Kastamonu tarihin her evresinde vazifesini layıkıyla yaptı. Gereksinim olan her kaide ve durumda vatanseverliğini ispatladı.
Kastamonulu kardeşlerim hainlere göz açtırmadı. Çıkarcılara baht tanımadı. Allah’ın müsaadesiyle bundan sonra da tanımayacaktır. Kastamonu 14 Mayıs’ta da vatanın safında duracaktır. Yeniden Türk milleti diyecektir. Ve daha da kıymetlisi Kastamonulular Şerife Bacı’nın, Halime Çavuş’un yolundan ayrılmayacak, 15’nci yüzyılın kamil ve hidayet sahibi manevi büyüklerimizden olan Pir Şaban-ı Veli Hazretleri’nin öğütlerini yabana atmayacaklardır. Sizlere itimadım tamdır. Kastamonu’ya inancım sonsuzdur.
Merhum Vatan şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un 19 Kasım 1920 tarihinde, Nasrullah Cami’nde verdiği bildiriler hala canlılığını ve değerini korumaktadır. Sevr Anlaşması’ndan bir mühlet sonra bu vilayetimize gelen Merhum Akif, herkesi birliğe davet etmiş, tefrikayı kâğıt kesimi üzere yırtıp atmıştı. Akif’in 103 yıl önce buradaki konuşmasında şu sözler bilhassa dikkat caziptir:
“Düşmanların bugün bizden istedikleri ne filan vilayet, ne filan sancaktır; direkt doğruya başımızdır, boynumuzdur, hayatımızdır, devletimizdir.”
Şimdi vicdan sahibi her kardeşime soruyorum;
– Bugün de istenen başımız değil midir?
– Bugün de istenen boynumuz değil midir?
– Bugün de istenen hayatımız, milletimiz ve devletimiz değil midir?
“KILIÇDAROĞLU, SONUNUN YAKLAŞTIĞINI ANLAMIŞ”
Dünkü bozgunculuk bugün de vardır. Dünkü bölücülük bugün de misliyle tedavüldedir. Hatta dünkü gaflet, dünkü dalalet, dünkü hıyanet bir ziyadesiyle bugüne yansımıştır. Tek eksik fiili işgalin olmamasıdır.
Ancak Kılıçdaroğlu bu alçak vazifeye taliptir, etnik ve mezhep kışkırtıcılığına soyunmuştur. Çünkü sonunun yaklaştığını anlamış, düştüğü denizde provokasyon yılanına sarılmıştır. İç barış ve huzur ortamını tahrip etmeyi can simidi olarak görmüştür. Terörist Demirtaş’ı ve Soros’çu Kavala’yı özgür bırakacağını küstahça açıklamıştır. PKK’yla müzakere ve mütareke Kılıçdaroğlu’nun gündemindedir. HDP’nin kayyum partisi Yeşil Sol Parti Kılıçdaroğlu’yla yan yanadır.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kaldıracağını, terörle çabayı durduracağını, Türk askerini Irak ve Suriye’den çekeceğini açıklayan iç işgal cephesi Kılıçdaroğlu’yla emel ve hareket birlikteliği içindedir. Zillet ittifakı İHA’lardan, SİHA’lardan, başka yerli ve ulusal savunma sanayi eserlerinden rahatsızdır. Diyorlar ki, 14 Mayıs’tan sonra ABD’yi tatmin edeceğiz, Rusya’ya da Türkiye’nin NATO üyesi olduğunu hatırlatacağız. Diyorlar ki, S-400 Hava Savunma Füze Sistemi’nin tehlikelerini bertaraf edeceğiz.
Yani egemenlik haklarımızı, devletimizin onurunu ayağa düşüreceklerini vaat ediyorlar. Pak para bulduk palavrasıyla aldatıyorlar, halbuki uyuşturucu tacirlerinden tutun da tefecilere kadar düşüp kalkmadıkları mihrak neredeyse kalmamış. Ortada ne para var, ne de parayı vermeyi aklından geçiren. Daima palavra, tam palavra, daima palavra, olay budur. Ne kadar histerik tip varsa, ne kadar güvenlik tehdidi ve kanun kaçağı zihniyet görülüyorsa CHP’nin, YETERLİ Parti’nin ve oburlarının tabanındadır.
“14 MAYIS TÜRKİYE’MİZİN BİR KIRILMA VE KAVŞAK NOKTASIDIR”
Sizlere soruyorum, haykırışınızla yedi düvele Kastamonu’nun bildirisini ulaştırmanızı bekliyorum:
– Türkiye’nin önünü kesmeye çalışan işbirlikçilere karşı çaba halindeyiz, bu gayrette yanımızda mısınız?
– Zillete karşı tıpkı tarafta mıyız?
– Milliyetçi Hareket Partisi’ne, Cumhur İttifakı’na ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a oy veriyor muyuz?
14 Mayıs Türkiye’mizin bir kırılma ve kavşak noktasıdır. Sizler vereceğiniz oylarla Türk ve Türkiye Yüzyılının sayfalarını açacaksınız. Sizler vereceğiniz her oyla istikrar ve istiklalimizi parlak bir istikbale taşıyacaksınız.
Tekrar soruyorum, vereceğiniz evet yanıtınızın dosta itimat, düşmana da endişe salmasını istiyorum:
– 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği Genel Seçimlerine hazır mısınız?
– Demokrasi ve vatandaşlık vazifenizi bihakkın yerine getirmek için sandığa gidecek misiniz?
– Sandığın başında doğruya gerçek, yanlışa yanlış diyecek misiniz?
– Ulusal haysiyetimize, ulusal huzurumuza, ulusal haklarımıza, ezcümle ulusal varlığımıza dayanak verecek misiniz?
– Bunları yaparken, önünüze gelen oy pusulasına bakıp, elinize aldığınız mührü bir yanda Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, öbür yanda da Milliyetçi Hareket Partisi’ne vuracak mısınız?
“DEVLET VE MİLLETİYLE HER ŞEYDEN EVVEL TÜRKİYE”
Biz Kastamonu’yu çok seviyoruz. Biz Kastamonu’dan her vakit razıyız. Şayet Kastamonulular da bizden razıysa, bu sefer tamam diyorlarsa, bu kez önümüzü açıyorlarsa, milletvekili adaylarımızı TBMM’ne göndermeleri artık kaçınılmaz hale gelecektir, gerçekten sizlerden yegâne dileğim de budur. Cumhur, onuruna ne kadar düşkün olduğunu 14 Mayıs’ta gösterecektir. Ulusal Mücadele’nin mükafatı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yıl dönümü cumhurun zaferiyle perçinlenecektir. Diyorum ki, “Devlet ve Milletiyle, Her Şeyden Evvel Türkiye.” Ne yapacaksak birlikte yapacağız. Neyi başaracaksak el ele vererek başaracağız.
“YEMİNLİ TÜRKİYE DÜŞMANLARI ZİLLET İTTİFAKIYLA SIRDAŞTIR”
Emperyalizme esir düşmüş siyasetçiler bir masaya oturmuşlar ve karşımıza geçmişlerdir. Bunlar kimliğini kaybetmişler. Bunlar kökünden kopmuşlar. Bu yüzden zelil olup batmışlar, zillet olup çakılmışlar. Türkiye’yle hesabı olan kim varsa CHP’ye yoldaş, YETERLİ Parti’ye yandaştır. Terör örgütlerine bakınız, hepsi birden zillet ittifakının kanlı paydaşıdır. Yeminli Türkiye düşmanları zillet ittifakıyla sırdaştır.
“TEHLİKE BÜYÜK, TEHDİT YAKINDIR”
Hiç abartısız söz etmek gerekirse, tehlike büyük, tehdit yakındır. Türkiye Cumhuriyeti’ne pusu kuranların eşkâli muhakkaktır. Medeniyet ve milletler gayretinde kaybetmemizi planlayanların alayı bilinmektedir. Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu bayraksızların umududur. Bu zat Türkiye’yi içeriden teslim almak için görevlendirilen yabancı komiseridir. PKK, Kılıçdaroğlu’nun destekçisidir. FETÖ, Kılıçdaroğlu’nun can beraberidir.
Kapitülasyon hasreti çekenler, İMF yolu gözleyenler, global soygun çeteleri, faizciler, rantçılar, karanlık lobiler, Türk ve İslam aykırıları Kılıçdaroğlu’nu kafese almışlar, kuklaya dönüştürmüşlerdir. 7+2 formatlı masa kumar masasıdır. Bunu şahsen GÜZEL Parti’nin lideri itiraf etmiştir. Sonra dönüp masadan strateji gereği kalktıklarını söylemişlerdir. Neymiş, kazanamayacak adaylarını kazandırmak için bir oyun oynamışlar. Bunlar kumpasçı, bunlar sistemci, bunlar dümenci, bunlar dubaracı, bunlar inançsızdır.
(İMAMOĞLU VE YAVAŞ) ‘AHLAKEN KOLTUKLARINDAN DÜŞTÜKLERİNİ BURADAN AÇIKLIYORUM’
Ve bu zillet ittifakına Türkiye emanet edilemeyecektir. 12 ay 21 günde yaptıkları 13 toplantının sonunda buldukları aday ise kumar masasının icazetli ve rehinli adayıdır. 19 Nisan 2023 tarihinde İstanbul’u yüz üstü bırakarak Kastamonu’ya gelen ve burada bir konuşma yapan Ekrem İmamoğlu 14 Mayıs’ta bir rejim değişikliği olacağını sav etmiş. Dünyanın en büyük Türk kentine ihanet eden şahıs rejim nedir, sistem nedir daha bunu bilmeden, bilse de asıl manasından saptırarak müthiş bir bühtana tevessül etmiştir.
Yazıklar olsun diyorum, korsan ve kanunsuz mitingler yapan belediye liderlerini oy veren vatandaşlarımıza havale ediyor, bunların ahlaken koltuklarından düştüklerini buradan açıklıyorum. Türkiye Cumhuriyeti ulusal, demokratik, toplumsal ve üniter bir hukuk devletidir. Rejimin ismi 29 Ekim 1923 tarihinde konulmuştur. Türkiye’nin idare yapısı da 9 Temmuz 2018’den itibaren resmen uygulanmaya başlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’dir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Cumhuriyet’in 100’üncü yılıyla yeni yüzyılın muktedir ve muzaffer devirleri ortasında sapasağlam köprüdür.
“GELECEĞİN PARLAK SAYFALARI CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ İLE YAZILACAKTIR”
Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçmek isteyen zillet ittifakı, istikrarsızlığa, koalisyonlara, siyasi kutuplaşmalara, kesintisiz arbede ve düzensizlik devirlerine pişkince geri dönmeyi hedeflemektedir. Ancak Kastamonu buna müsaade vermeyecektir. Türk milleti zemzem diye servis edilen bu zehri içmeyecektir. Geleceğin parlak sayfaları Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile yazılacaktır. Önder Ülke Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle tecelli edecektir.
Şimdi kelamı sizlere bırakıyor, sorduğum sorulara gök gürültüsünü aratmayacak halde yanıt vermenizi, hür iradenizin her yerden duyulmasını istiyorum:
– Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açık orta farkla tekrar Cumhurbaşkanı seçilmesini hedefliyoruz, buna var mısınız?
– Milliyetçi Hareket Partisi’nin Kastamonu’dan milletvekili çıkarmasını istiyoruz, buna takviye olacak mısınız?
– 14 Mayıs’ta takdir ve tercihinizle Cumhur İttifakı’nın yanında duracak mısınız?
– Yeni bir anayasa için milletvekili sayımızı artıracak mısınız?
– Türkiye’nin gücüne güç katacak, kalıcı ve esaslı ıslahatların hayata geçmesini süreklilik içinde sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne dayanağınızı sürdürecek misiniz?
– Kelam veriyor musunuz? Sandıklardan taşıyor muyuz? Cumhurun zaferine birlikte imza atıyor muyuz?
Hay maşallah, Kastamonu’da bu iş bitmiş, 14 Mayıs’ın sonucu aşikâr olmuştur. Aziz Milletim Sıra Sende.
“KARŞIMIZDAKİ TABLO ZİLLETTİR, REZALETTİR, HEZİMETTİR, HIYANETTİR, HATA ORTAKLIĞIDIR”
Kastamonulu kardeşlerim 14 Mayıs’ta sıra hepinizde. Acılarımızı paylaşmak yerine nifak kusanların, devleti ve hükümeti töhmet altında bırakanların lisanı terör lisanıdır, propagandası terör propagandasıdır, bunların iki dünyada da yatacak ve sığınacak yerleri yoktur. Karşımızdaki tablo zillettir, rezalettir, hezimettir, hıyanettir, kabahat iştirakidir. Artık siz söyleyiniz;
– Vatana, bayrağa, devlete ve millete sahip çıkacak mısınız?
– Son terörist etkisiz hale getirilesiye kadar gayrete takviye olacak mısınız?
– Terör örgütleriyle işbirliği yapan, YPG bize mi saldıracak diyen, FETÖ’ye zeytin kısmı uzatan, yabancı ülkelerde Türkiye aleyhtarı çevrelerle yanak yanağa verip fitne fesat yayan Kılıçdaroğlu’ndan ve siyasi yancılarından hesap soracak mısınız?
– PKK’yı aklamak için Türkiye’yi ayaklar altına alma teşebbüsünde bulunan soysuzların yakasından tutacak mısınız?
“AND OLSUN Kİ, HASIMLIK CEPHESİNE TÜRKİYE’Yİ DAR EDECEĞİZ”
Çok şükür hemfikiriz, tıpkı çizgideyiz, birebir amaçtayız. And olsun ki, hasımlık cephesine Türkiye’yi dar edeceğiz. Milletimin her ferdini Cumhur İttifakı’nın ahlaklı gayretine davet ediyorum. Herkesi Türkiye ve Türk milleti ortak paydasında buluşmaya çağırıyorum.
Bizim davetimiz, halkın, haklının ve hakkı yenmiş gariplerin davetidir. Bizim davetimiz, adil paylaşıma, adaletli bölüşüme, kardeşçe, kişi hak ve hürriyetlerine hürmetle pekişmiş bir hayata davettir. Bizim davetimiz, ulusal kararlılığın, ulusal doğruluşun, ulusal kucaklaşmanın davetidir. Davetimiz kelamdır, onurumuza emanet edilmiş manevi mukaveledir. Bu millet, bu vatan, bu bayrak benim diyen her kardeşimle yolumuz birdir.
Her insanımızı kardeş, her yöremizi aziz bilen Türkiye sevdalılarıyla maksadımız ve arayışımız birebirdir. Hepinize şükranlarımı sunuyorum. Milletvekili adaylarımıza ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a çok güçlü dayanağınızı bekliyorum. Sizleri hürmet ve sevgiyle selamlıyor, Cenab-ı Allah’a emanet ediyorum. Ne Keyifli Türk’üm Diyene.