Aziz Yıldırım çıkışı: Liderini değil, Fenerbahçe’yi küçümsedi

Süper Lig’i Galatasaray’ın akabinde ikinci tamamlayan ve Türkiye Kupası’nda şampiyonluğa ulaşan Fenerbahçe’de gündem Arda Güler ve Aziz Yıldırım’ın Ali Koç’a yazdığı açıklama. Milliyet Gazetesi spor muharrirlerinden Mustafa Anıklı Fenerbahçe gündemine dair can alıcı değerlendirmelerde bulundu. İşte Mustafa Anıklı’nın yazısı…

KİMİ TANIM ETTİ SANKİ?
Fenerbahçe, futboldaki en berbat periyotlarından birini, Lider Ali Koç ile birlikte yaşamakta…
Yıllar yılı, ezeli rakiplerine, “Biz beklemeyiz 14-15 sene” diye tempo tutanlar, beste yapan sarı-lacivertliler, artık, yıllar sonra gelen Ziraat Türkiye Kupası’nı teselli saymakta, içten içe Galatasaray’ı kıskanmaktadır.
Aslında kıskandıkları, Galatasaray da değildir. Gönül koyanlar, Fenerbahçe’nin ulu mazisidir.
Üstad İslam Çupi, “Fenerbahçe büyüklüğü, ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü öteki bir büyüklüktür işte, ismi konamaz. Şampiyon olmak mümkün, Fenerbahçe olmak imkansız” derken, Kadıköy’ün burçlarına yazılan bu cümleler, sarı-lacivertlilerin aklına evvel kazınmış, güya sonra silinmiştir.
Yoksa, bu diğer büyüklüğe başkanlık yapmış bir Aziz Yıldırım, mali genel suradan bir gün evvel, ateş eder miydi, periyodun liderine? Fenerbahçe’nin büyüklüğünü, kendi büyüklüğüyle muadil koşanlar, sayfalar dolusu aşağılama, tahkir, tahrik ve misal sıfatlarla, liderini değil, kulübünü küçümsemiştir meğer…
Parasal manada hesap sormak yerine, -taraftar ağzıyla- daha fazla transfer, daha çok kalite diyebilmiştir. Kaybedilen her kuruş, Fenerbahçe’yi tabana çeken bir girdap, borç hanesini yükselten bir mirasyediliğin yapıtıdır.
Ancak Yıldırım’ın en yanlışsız kelamı şudur:
“Üstten bakan, kendinde hiç kusur görmeyen, başarısızlığı sahiplenmeyen, hayali düşmanlar arayan bir bakış…”
Kimi tanım etti sanki?
Tencere tabanın kara…

ARDA’YA KIYMAYIN NE OLUR
Arda Güler üzere bir yetenek, yalnızca Türkiye’ye değil, Avrupa, hatta dünya futboluna ender gelir. Küçük Alex demek hafif kalır, küçük Messi lakabını -böyle giderse- rahat alır.
Akıllı olursa dünya devleri, Fenerbahçe’nin önünde kuyruk olur. Kontratında, “17.5 milyon euroya hür kalır” unsuru varken, daha birçok kulübün ağzı sulanır.
Ancak Ümit Beyefendi var ya Ümit Güler… Yani baba Güler, biraz akıllı davranırsa, herkesin yüzü daha çok güler.
Ham meyveyi koparmayın kolundan… Futbol lezzetine, nefasetine doyum olmayacak Arda’ya kıymayın, ne olur.

ALİ AKMAN BUNDESLİGA SEVDASINA KAPILDI
Sana gelince Arda…
Senin yaşında yurt dışına gidenleri bir düşün…
Al sana Ali Akman… Bursaspor’u terk edip Eintracht Frankfurt’a gittiğinde, 19 yaşındaydı. Bundesliga sevdasına kapıldı, son analizde ligi Göztepe’de tamamladı. Burada bile formaya uzaktan baktı.

MUSTAFA KAPI KOŞA KOŞA GİTTİ KÖS KÖS DÖNDÜ
İşte Mustafa Kapı… 14 yaşında Galatasaray ekibinde forma buldu, sonu oldu! Lille grubuna koşa koşa gitti, kös kös döndü. Adana Demirspor’a gelirken, 20 yaşında yedek kulübesinin bekçiliğini aldı.

RIDVAN ‘BABA’ KARTAL OLACAKKEN RANGERS’TA KARGALAŞTI
Ya Rıdvan Yılmaz… Beşiktaş’a kendini adeta zorla sattırdı. Burada “Baba” Kartal olacakken, Glasgow Rangers’ta kargalaştı. Kalmak; bedeline değer katmaktı, kuru bir yaprak üzere savruldu.

SERDAR SÜS MODELİ ÜZERE DURDU
Yine Beşiktaş’tan devam edelim. Mesela; Serdar Saatci… Braga üzere bir vitrine uçtu, süs modeli üzere durdu. Birinci yılı olması nedeniyle, haydi dönemi “ısınma turu” sayalım, bu seneye bakalım.

ÖMER FARUK BİR ANDA UNUTULDU
Emre Demir… Barcelona havası alarak, Türkiye’ye döndü. 1. Lig Şampiyonu Samsunspor’da kiralık giydiği formayı bile unuttu. 18 yaşında olması avantajı; yarın, döndüğü Fenerbahçe’de ne yapacağı sorgulanmalı…
Hadi hepsini geç, Fenerbahçe’den ayrılan Ömer Faruk Beyaz’a bak. Bütün renkler kirleniyordu ancak birinciliği Beyaz’a verdiler!
Kulübü kalması için adeta yalvarsa da, o Stuttgart ve Bundesliga telaşıyla ardına bile bakmadı. Pekala bu iki yılda ne oldu? Şimdi 20 yaşında, Türkiye’de bir anda unutuldu.
Birbirinden yetenekli bu gençler, umarım önümüzdeki günlerde layık oldukları yerlere gelir.
* * *
Fenerbahçe’de bir sene daha oynarsa, çok istikametli randıman sağlayacak bir Arda, bugün etrafının, sağın-solun dolduruşlarıyla kulübünü terk ederse, bu, yalnızca sarı-laciverte değil, Türk futboluna ihanet olur. Portekizli, Hollandalı, Belçikalı; yetiştirdiği Arda pahasında bile olmayan oyuncusundan dünyaları kazanırken, kaybeden yalnızca Fenerbahçe değil, Türkiye olur.

BUNUN İSMİ CÜRETKARLIK
Arda Güler derken, Trabzonspor’da da bu türlü bir “baş ağrısı” var; Süleyman Cebeci…
Bordo-mavili grubun U19 grubundaydı 20 yaşındaki golcü… 19 maçtan 13 gol, 9 asist çıkarmak kolay olmasa gerekti. Lakin Trabzonspor bastırdı, Süleyman kaçtı. Yeniden bir menajer-kulüp çekişmesi yaşandı. Oyuncuya, yurt dışından teklifler olduğu söylendi ve imza atmadığı için, takım dışı kaldı.
Peki kim kazandı?
Ne Trabzonspor, ne de Süleyman…
Bugün özgür bir oyuncu, genç Trabzonlu… Lakin, şurası bir gerçek ki, para için yorgan yakan bir futbolcu, hangi grupta yeterli olur ki… Hele bir A ekibe çık, kendini göster. Ondan sonra, ne kadar istersen iste… Lakin yok… Daha 19 yaşında görüşmek için menajerini kulübe yollayan futbolcudan ne fedakarlık ne cefakarlık bekleyebilirsin. Onun bu saate kadar yaptığı zati cüretkarlık…
Geçmiş olsun!