Ayda 20 bin kişi bu tuzağa düşüyor! ‘Taciz konuşmalarını avukatlara sattılar’
İddiaya nazaran Sezgin A. vermiş olduğu toplumsal medya yöneticiliği iş ilanına başvuran genç kızların ismine uydurma toplumsal medya hesapları açtırdı. Sezgin A.’nın oluşturduğu takım tarafından kullanılan hesaplar üzerinden yüzlerce bireyle ileti gönderildi. Bu iletilere karşılık verenler şebekenin tuzağına düştü. Gelen cinsel taciz, tehdit ve hakaret bildirilerini evrak haline getiren Sezgin A. bunları Ankara Barosu’na kayıtlı birçok avukata sattı. Bu konuşmalarla savcılığa hata duyurusunda bulunan avukatlar, uzlaştırma basamağında taciz suçlamasıyla karşı karşıya kalan şahıslardan masraflar ve belgeyi kapatmak için fiyat talep etti. Çalışmış olduğu 2 aylık devirde sistemi anladığından işten ayrılan, 313 belgede şikayetçi olarak yer alan Rabia Ç. şikayetlerini geri çekti. Lakin bu seferde vekalet verdiği avukatlardan Arzuman A., hakkında icra takibi başlattı. Rabia Ç. Ankara Barosuna kayıtlı 10 avukat toplam 14 kişi hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulundu.
“TAHRİK EDİCİ KONUŞMALARLA TACİZ EDİLMEMİ SAĞLADILAR”
Yeni reşit olmanın heyecanıyla çalışma hayatına birinci sefer atıldığını, ailesine dayanak olmak maksadıyla çalışmak istediğini fakat dolandırıldığını anlatan Rabia Ç., “Sosyal medya yöneticiliği diye isimlendirilen bir iş ilanına başvurdum. Bana ünlü insanların toplumsal medya hesaplarını yöneteceğimi söylediler ve avukatlarına vekalet vermemizi istediler. Daha sonra kendi adıma toplumsal medya platformlarında hesap açmamı istediler. Hesabı açtım lakin bu hesabı diğer biri kullanıyordu. Benim hesabım üzerinden tanımadığım erkeklerle tahrik edici konuşmalar yaparak, beni taciz etmelerini sağladılar. Bu konuşmaların da ekran manzaralarını alarak evrakları avukatlara sattılar. ‘Taciz’ suçlamasıyla karşı karşıya kalan, sicilime işlenmesin diyen birçok şahısla uzlaşmaya gittiler. Böylece bu insanlardan para talep ettiler, vekalet ve belge fiyatlarını de karşı taraftan alıyorlar” dedi.
“AVUKAT KİMLİĞİ ALTINDA BU İŞLERİN YAPILMASINI KABULLENEMİYORUM”
Şüphelenmesi üzerine işten ayrılmasına karşın güya şikayetçiymiş üzere üzerine evrak açılmaya devam edildiğini söyleyen Rabia Ç., “Sezgin A. ile irtibata geçtiğimde avukatların adıma icra evrakı açması ile tehdit edildim. Fakat adıma açılmış bütün belgelerden vazgeçmek istediğime dair dilekçeyi gerekli yerlere verdim. Şuan bile benim bu belgelerimle ilgili süreçler devam ediyor. Ben daima karakola, adliyeye gitmek zorunda kalıyorum. Bu durumdan ötürü mağdurum. Beni taciz ettiği argümanıyla yargılanan birçok kişinin ceza aldığını biliyorum. Hakkımda 300 küsur evrak var fakat bilgim dışında, yeni açılmış belgeler da olabilir. Ben aileme takviye vermek isterken onlara daha çok masraf açtım. Bu yüzden üzgünüm. Bu bireylerin ceza almasını istiyorum. Avukat kimliği altında bu türlü işlerin yapılmasını kabullenemiyorum” diye konuştu.
“İNSANLARI ‘TÜRKİYE’YE YARDIM ETMEK İSTER MİSİNİZ?’ SORUSUYLA KANDIRIYORLAR”
Sahte hesapları yöneten şahıslardan Basri U. belgede itirafçı oldu. Kendisinin de kandırıldığını anlatan Basri U. iş görüşmesinde toplumsal medya yöneticiliği yapacağının söylendiğini belirterek, “Bizlere bu iş için özel olarak seçildiğimizi ve yalnızca vatansever, milliyetçi hislere sahip bireylerle çalıştıklarını söylediler. Ellerinde valilik onaylı kağıt olduğunu ve bu çalışmanın devlet tarafından yapıldığını, Türkiye’deki potansiyel tecavüzcü, tacizci, katil olabilecek insanları bulmamız gerektiğini söylediler. Bizim memur kategorisinde olacağımızı, vatan, millet aşkıyla bu işi yapmamız gerektiğini söylediler. Ben de milliyetçi bir karaktere sahip olduğum için bu işi seve seve kabul ettim. Bizden bir kız hesabı bulmamızı ve o hesap üzerinden tacizde, cinsel bir atakta bulunmak isteyen insanları tespit edip kendilerine vermemizi istediler. Bir kız arkadaşımız toplumsal medya hesaplarını veriyor, o hesapları biz kullanıyoruz. Onlar mesajlaşmaları görmüyorlar bile. Bir de kızların avukata vekâlet vermelerini istiyorlar. Bize ‘Türkiye’ye yardım etmek ister misiniz?’ diye sordular. Ben de hangi kız arkadaşıma bunu sorduysam hepsi de tabi seve seve yardım ederiz diye kabul etti” dedi.
“ÇIKARTILAN BELGE BAŞINA PRİM VERİYOR 1 AYDA 20 BİN İNSANI BU TUZAĞA DÜŞÜRÜYORLAR”
Dosyaların avukatlara satıldığını söyleyen Basri U., “Ankara Barosuna kayıtlı tüm avukatları tek tek arayıp, ‘Bizim bu türlü böyle evraklarımız var. Bu belgeleri satın almak ister misiniz?’ diye soruyorlar. Sonuçta bunlar yüz kızartıcı hatalar olduğundan kimse siciline işlenmesini istemiyor. Buradaki emel da mahkeme yolu olmadan uzlaşmaya gitmek. Uzlaşmada da avukatlar ’15, 20 bin TL verin bu evrakları kapatalım’ diyorlar. Yalnızca bize bağlı grup 1 ayda yaklaşık 10 bin, 20 bin insanı bu tuzağa düşürebiliyor. Bunlardan elde edilen 15, 20 bin TL parayı düşünürsek korkutucu sayılar elde ediliyor ki bizim takım dışında farklı farklı gruplar de var. Çıkarttığınız evrak başına elden aldığınız bir prim var. Örneğin günlük 7-10 dava ortasında 100 TL, 15 davaya150 TL prim veriyorlardı. Benimle birlikte çalışanların bir ayda 500 bin, 700 bin TL kazandığını gördüm” tabirlerini kullandı.
“18 YAŞIMA YENİ GİRMİŞTİM VEKALETİN NE OLDUĞUNU BİLE BİLMİYORDUM”
Mağdurlardan biri olan 19 yaşındaki üniversite öğrencisi İdilnaz B. kendisinin iş ilanıyla değil arkadaşı Basri U.’nun kendisine ‘Türkiye’ye yardım etmek ister misin’ sorusu üzerine sisteme dahil olduğunu anlattı. İdilnaz B., “Basri bir gün bana yaşı küçük olan çocukların toplumsal medya üzerinden tacize, daha sonrasında ise tecavüze maruz kaldığını, bu durum için tedbir aldıklarını ve bir kız hesabına muhtaçlığı olduğunu söyledi. Benim ismimi ve fotoğraflarımı kullanmak için müsaade istedi. Ben âlâ niyetli oldukları için müsaade verdim. Daha sonra bu süreçlerin takip edilmesi için avukata vekalet vermem gerektiğini söyledi. Ben 18 yaşıma daha yeni girmiştim, vekaletin ne demek olduğu, ne işe yaradığını bilmiyordum. Benim konutuma dava belgeleri gelmeye başladı. Savcılığa gittiğimizde üzerime 100, 200 adet evrakın açıldığını gördüm. Hepsini tek tek reddettim. Basri açısından düşündüğümde de düşünsenize; olağanda bunu toplumsal sorumluluk ismi altında yapıyorsunuz, 1 ay sonra iş o denli bir boyuta geliyor ki, kim kaç dava yaptı diye yarışlar yapmaya başlıyorlar. Örneğin Berkay şahsı bugün 30 tane dava yaptı, ‘Harikasın Berkay hala senin davalarında uğraşıyoruz. Basri bugün hiç dava almamışsın formunu düzeltmen, kendine gelmen lazım’ formunda motivasyon konuşmaları yapıyorlar” dedi.
Sezgin A. ise savları reddederek kelam konusu konuşmaları hesap sahiplerinin kendilerinin yaptığını söyledi. Ayrıyeten mağdur kızların kendisinden yardım istemeleri üzerine tanıdığı avukatlarla tanıştırdığı savında bulundu.