Atilla Gökçe, Şenol Güneş’in tesirini açıkladı! ‘Şampiyon adayı statüsü kazandı’

Süper Lig’de 32. hafta geride kalırken, Beşiktaş’ın kendi alanında önder Galatasaray’ı 3-1’lik skorla yenmesinin yankıları sürüyor. Ligde tüm istikrarları değiştiren ve yine planların yapılmasına neden olan maçın akabinde en çok konuşulan isimlerden biri de elbet Şenol Güneş oldu.

Tecrübeli teknik adam Kadıköy deplasmanında alınan 4-2’lik galibiyetin akabinde bir öteki ezeli rakip Galatasaray’ı da yenince dikkatleri üzerine çekti. Milliyet Gazetesi muharrirlerinden Attila Gökçe, son yaşanan gelişmeleri kaleme aldı.

Şampiyonluk yarışına da değinen Attila Gökçe, “Fenerbahçe (4-2) ve Galatasaray (3-1) derbileri taraftar, idare, teknik takım ve futbolcuları birebir anda memnun etmeye yetti. Beşiktaş, belirsizliklerle dolu Harika Lig’de tekrar şampiyon adayı statüsü kazandı.” yorumunda bulundu.

İşte Atilla Gökçe’nin “Şenol Güneş: O bir öğretmen” başlıklı o yazısı…

Valerien Ismael, spor dünyasına Sportif Yönetici Ceyhun Kazancı’nın keşfettiği yepisyeni bir kusursuz çocuk olarak takdim edildi. Evet, vazifesini ziyadesiyle ciddiye alıyor ve takdir görüyordu. Hazırlık kampında sabahın altısında başlayan üç idmanlı periyotta siyah-beyazlı kadronun güç depolarken, oyun ve taktik manada pek de mükemmeller yaratamadığına şahit olduk.

Beşiktaş topluluğu haliyle yerine nazaran inip yükselen itirazlı çıkışlarla idaresi uyarmaya çalıştı. Bizde değerli bir arıza kaynağı olarak gördüğüm idarelerin, “hocanın arkasındayız” biçimindeki ısrarcı tavrı, Üstün Lig’in birinci haftalarında da tekrarlandı. Lider Ahmet Işık Çebi, hele Şenol Güneş’in misyona getirileceği dedikodularını daima yalanladı. Bu durumu biraz doğal karşılıyorum. Gazetecilerin gerçeği ararken sabırsız davranışlarına karşılık, yöneticilerin gruba ziyan vermemek ismine zikzaklı demeçlerle kamuoyunu aydınlatmasına (!) ya da oyalamasına alıştık.

Sonunda su yolunu buldu ve Şenol Hoca, Beşiktaş’a döndü. Sportif Yönetici Ceyhun Çıkarı ise Şenol Güneş’in mutlak otoritesi altında misyonuna devam edecekti.

Güneş’in Beşiktaş’ı sarsan radikal uygulamalarına şahit olduk. En kıymetlisi, şampiyonluk döneminin başlangıcında Ersin Destanoğlu’nu kaledeki tek tercih olarak oynatmasına karşılık, Şenol Hoca’nın uzun sakatlık tedavisi sonlanan Mert Günok’u “maceranın temel oğlanı” olarak seçmesiydi. Valerien Ismael’in kulübede oturtup “hamle oyuncusu” ya da “alternatif golcü” rolünü verdiği Cenk’i Weghoorst’un gerisinde tutması da Güneş’le sonlandı. Mario Gomez’de yaptığı üzere Cenk’le Weghoorst’u birlikte oynattı. Hollandalı’nın sürpriz Manchester United transferiyle Aboubakar’ın gelişinde de ikisine birlikte misyon verdi. Hakçası Cenk Tosun da sol kanattaki vazifesini severek sürdürdü.

Sadece iki tercih değil tabii… Hocanın orta transfere de dokunduğunu gördük. Kulübeyi forma rekabetine açan yerli oyuncularla ekibi güçlendirdiğine şahit olduk. Rosier ve Saiss’ten vazgeçtiğini öne sürenler, gerektiğinde ikisinin de hazır olabileceğini gördüler.

Fenerbahçe (4-2) ve Galatasaray (3-1) derbileri taraftar, idare, teknik takım ve futbolcuları tıpkı anda memnun etmeye yetti. Beşiktaş, belirsizliklerle dolu Üstün Lig’de yine şampiyon adayı statüsü kazandı.

Evet, her manada “Güneşli günler” görüyor Beşiktaş… Hava aydınlık, manzara çok parlak. Önde basarak oynayan ekipte çabucak her oyuncunun performansı yükseliyor.

Bu işin sırrı ne pekala? Elbette birçok sırrı var Şenol Hoca’nın… Birini biliyorum galiba: Tüm teknik adamlar ekipleri çalıştırıyor, taktiği belirliyor ve tercihlerini yansıtıyorlar.. Şenol Güneş yalnızca çalıştırmıyor. Tıpkı vakitte öğretiyor.

Çünkü o bir öğretmen.

Megafondan çıkan kahraman : Ali Şansalan

17 Ekim 2021… Trabzonspor: 3-Fenerbahçe: 1… Fenerbahçe’yi sinirlendiren, geren ve öfkelendiren maç… Lider Ali Koç, taraftarları Sabiha Gökçen Havaalanı’na çağırıyor. Orada iki grup kaptanı Mesut Özil ve Altay Bayındır’la birlikte Hakem Ali Şansalan’ın idaresinden, verdiği kararlardan şikayetçi oluyor. Elbette çok öfkeli. Megafonla protesto sıra dışı bir uygulama..

Ali Şansalan için de… O günden sonra ondaki porotesto tesirlerini gözlemliyorum. Ali Şansalan tüm futbolculara karşı aralı bir tavır sergiliyor. Dahası, verdiği kararlar sırasında yüz sözüyle kararlılık ve sakinlik gösteriyor. Yardımcılarıyla işbirliği, VAR ikazları karşısındaki tavrı ölçülü ve yanlışsız kararlar vermesini kolaylaştırıyor.

Koca bir takvim yılını 2022’yi bu gelişimiyle geçiriyor Ali Şansalan.

Beşiktaş-Galatasaray derbisinde nihayet yesyeni kimliğiyle “mükemmel” bir maç yönetiyor. Vilayetle de gösterdiği sarı kartlara takılacaksanız boş verin.
Sadece teşekkür edin!

Aziz Nesin’den F.Bahçe-G.Saray yorumu

Ölümsüz ustamız İslam Çupi’nin Hey Gidi İstanbul isimli kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan okuyucuya sunuldu. Kitabından bir Aziz Nesin anekdotu aktaralım:

Türk mizah yazınının en büyük devi Aziz Nesin’in haftada bir spor yazısı için servise geldiği günler, bir bayram havası eserdi odada. Üstat elle müellif, sigaralı ve çabuk yazarken, servisin içinde en yüksek ses dozunda devam eden Fenerbahçe-Galatasaray tartışmasında “yazara saygı” biçiminde bir vites düşmesi olursa hoca başını indirdiği kağıttan üst kaldırır, azarlar biçimde uyarırdı hepimizi:

“- Çocuklar Türkiye’de Fenerbahçe Galatasaray tartışması olmazsa müelliflik da olmaz. Haydi şamataya devam!”

Kadın-erkekleri geçecek

Tokyo 2020’de atletizm, masa tenisi, yelken, triathlon ve okçulukta karma ekiplerin yarışı heyecan yarattı. Okçulukta da bayanlar ve erkekler kendi ortalarında yarıştıkları üzere karma gruplarla birlikte madalya uğraşı verdiler. Kadın-erkek eşitliğini gözeterek bayanlara evlilik halinde kendi soyadlarını kullanma hakkı tanıyan Anayasa Mahkemesi, bizde de karma grupların oluşumunu hızlandırabilir. Yeni Zelanda netbol şampiyonalarında bayanlarla erkeklerin bir ortada oynadığı karışık ekipler gayret ediyor. Eşitlik ve beraberlik konusundaki gelişmeler daha da sürebilir. Kendi adıma voleybol, basketbol, futbol kadrolarında kadın-erkek karışık kadroların oluşacağına inanıyorum. Dahası, birlikte yarışmak bayan performanslarının gelişimini de artırabilir. Bir gün bir bakarsınız, bayanlar 100 metre dünya rekoru erkeklerin rekorunu geride bırakmış. Bırakalım özgürce koşsun tüm kadınlar!