Adalet Bakanı Bozdağ: Öcalan ile görüşme argümanı gerçek dışıdır

Adalet Bakanı ve Şanlıurfa AK Parti milletvekili adayı Bekir Bozdağ, beraberinde AK Parti milletvekili adayları ile birlikte kentteki mahallî ve ulusal gazetecilerle bir ortaya geldi. Buradaki konuşmasında AK Parti hükümeti periyodunda yapılan ıslahatlara değinen Bakan Bozdağ, bir periyot Türkiye’nin yasaklar ülkesi olduğunu tabir ederek “Büyük ıslahatlara imza attık. Türkiye yasaklar ülkesi iken, dünün konuşulamayan birçok konusunu Türkiye’nin gündemi dışına ittik. Dün Türkiye’de pek çok konuşulamayan, tartışılamayan, konuşmaya ve tartışmaya insanların cüret edemediği pek çok konu, bugün Türkiye’nin gündeminde yoktur. Dün Devlet Güvenlik Mahkemeleri vardı. Konuşulması aleyhine zordu. Kaldırmayı düşünmek de çok çok büyük yürek isteyen bir konuydu lakin artık bugün Türkiye’nin gündeminde DGM’ler var mı? Yok” dedi.

‘İNSANLAR ANA LİSANLARINDA MÜZİK SÖYLEMİYORDU’

Bakan Bozdağ, bir periyot insanların kendi ana lisanında müzikler dahi söyleyemediğini belirterek, “İnsanlar ana lisanlarında müzik söyleyemiyor, yayın yapamıyor, kitap yazamıyor, seçim faaliyetinde bulunamıyor. Kaç zorluklarla karşı karşıyaydık. Bugün baktığınızda mahallî lisanlar üzerinde bu ülkenin evlatları kendi ana lisanlarında dilediği yayını yapma hak ve hürriyetine sahip. Kürtçenin Arapçanın ve öteki bir bütün lokal lisanların, yani anadillerin artık bu ülkede insanların onuru olduğu ve devletin de bu gurura layık bir tavır içine girdiği bir devirdeyiz. Dün levhalara yazı yazamazken, dün beşerler çocuklarına isim veremezken, dün beşerler cezaevinde evladıyla kendi ana lisanında konuşamazken, savunma yapamazken, zira müzik söyleyemezken bugün Türkiye’de devletin resmi kanalı olan TRT farklı ana lisanlarda yayın yapıyor, özel yayınlar ve özel pek çok işletme de bu alanda çalışıyor. Ben AK Parti’den evvel Cumhurbaşkanımızdan evvel lisanların üzerindeki yasakların nasıl olduğunu en uygun basın mensubu arkadaşlarım bilir. Lakin şu anda Türkiye’de lisanların üzerindeki baskılar ve yasaklar Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki AK Parti iktidarları periyodunda sona erdirilmiştir. Natürel hukuk devletini güçlendirme yolunda da tarihi adımlara imza attık. Bir yandan Devlet Güvenlik Mahkemelerini kaldırırken öte yandan OHAL uygulamasını uzatmamak suretiyle sonlandırdık. Yargıda birliği sağladık” diye konuştu.

‘ASKER VE SİVİL YARGI VARDI’

Türkiye’de daha evvel bir yanda askeri yargı bir yanda sivil yargının var olduğunu belirten Bozdağ, o periyotlar güya iki devlet varmış üzere bir imaj olduğunu tabir etti. Bozdağ, askeri yargıyı kaldırmak suretiyle hukuk devletinin gereklerine uygun yargı birliğini hayata geçirdiklerini anlatarak, “Yargıda birliği biz sağladık. Askeri Yargıtay’ı, Askeri Yüksek Yönetim Mahkemesi’ni, askeri yargıyı kaldırmak suretiyle hukuk devletinin gereklerine uygun yargı birliğini biz bu periyotta hayata geçirdik. Temel hak ve hürriyetler konusunda kaç düzenleme yaptık. Fakat kıymetlilerinden bir tanesi bunu vermek isterim. Anayasanın 90’ıncı unsuruna Türkiye’nin taraf olduğu insan hakları kontratlarına ait kararlarla iç hukukumuzda yer alan bir kararın çatışması halinde memleketler arası mukaveleye üstünlük tanıyan tarihi ve büyük ıslahatı bu devirde hayata geçirdik. Türkiye’nin tekrar taraf olduğu insan hakları kontratlarıyla Anayasamızda yer alan temel hak ve hürriyetlerin örtüşmesi halinde bunların kamu gücü tarafından ihlalini ferdî müracaat yoluyla Anayasa Mahkememizin kontrolüne açtık. Adeta Türkiye Anayasa Mahkemesi’ni bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üzere insan hakları eksenli çalışmasının önünü açtık. Pek çok hukuk devletini güçlendiren yargı bağımsızlığını tahkim eden adımlar attık. Son olarak bu bahisle şunu söylemek isterim; AK Parti iktidar olana kadar bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde sivil bir anayasa mahkememiz dahi yoktur. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinden biri Askeri Yargıtay’dan biri Askeri Yüksek Yönetim Mahkemesi’nden geliyordu. Sivil bir Anayasa Mahkemesi’ne dahi sahip olamayan, olmamış olan bir Türkiye’nin demokratik hukuk devleti vasfının ne kadar zayıf olduğu da ayrıyeten tartışma götürmez bir gerçektir. Biz Anayasa Mahkememizi sivilleştirerek yargıda birliği sağlamak suretiyle Cumhuriyetimizin demokratik hukuk devleti vasfını güçlendirdik. Altyapıda, üstyapıda büyük ıslahatlara imza attık” sözlerini kullandı.

ÖCALANLA GÖRÜŞME SAVLARI ASILSIZ

İYİ Parti Genel Lideri Meral Akşener’in PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’la görüşülmesi için İmralı’ya heyet gönderildiği tezleriyle ilgili açıklamalarda bulunan Bakan Bekir Bozdağ, o denli bir hadisenin kelam konusu olmadığını ve gerçek dışı olduğunu söz etti. Bugün Adalet Bakanlığı sitesinden bunların evraklarını yayınlayacaklarını kaydeden Bozdağ, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Meral Hanım’ın açıklamaları çok şanssız bir açıklama, demeyeceğim. Zira bilerek yapılmış bir açıklama olarak değerlendiriyorum. Bizim oradaki cezaevinin güvenlik kısmında, çatısında birtakım sorunlar olması nedeniyle yağmurda da akıntılar olması nedeniyle ilgili yer komutanlığının talebi üzerine askerlerin konuşlu bulunduğu binalarda inceleme yapmak, ne gereksinim var onu tespit etmek, bununla ilgili teknik kıymetlendirme yapmak üzere talepte bulunuldu. Bunun üzerine Bakanlık oraya inşaat mühendisi, makine mühendisi bir de tetkik hakimi gönderdi. Zira bu türlü yerlere tıpkı adap var, gönderiliyor ve bunlar gidiyorlar yalnızca askerlerimizin konuşlu bulunduğu yerlerde inceleme yapıyorlar. Ne yapılabilir, teknik bir raporu da Bakanlığımıza sunuyorlar. Akşener’e bu yazışmalar, ziyaretler aktarılıyor. Halbuki yazışma metinlerini okusa, talebin kimden geldiği, ne için geldiği, gidenlerin ne yaptığı, neler yaptığı, bütün burada yazılı ve açık. Bu türlü bir bilgi varsa, açıklayın, dedim. Çabucak artık diğer kanala geçtiler. ‘Ben söylersem ziyan görür.’ Dün bir yargı mensubuydu. Artık daha üste çıkıyor. Her gün palavraya irtifa kazandırıyorlar. Bu türlü bir hadise kelam konusu değildir. Büsbütün gerçek dışıdır. Bugün Adalet Bakanlığı sitesinden bunların evraklarını yayınlayacağız. Davet yapıyorum, AK Parti’nin ziyan görmesini, seçimde kaybetmesini istemiyor musunuz? İstiyorsanız, madem bu türlü bir görüşme var, koy da biz oy kaybedelim, lakin yok.”