16 kişi hayatını kaybetmişti! Otobüs sürücüsü: Kusurum yok
Gaziantep’te 20 Ağustos 2022 günü kaza yapan bir araçtaki yaralıyı ambulansa taşıyanlara, geriden gelen otobüsün çarpması sonucu meydana gelen feci kazanın birinci duruşması görüldü. İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte 3’ü itfaiye eri, 3’ü sıhhat çalışanı olmak üzere toplam 16 kişinin vefatıyla sonuçlanan feci kazanın birinci duruşması Nizip Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
SANIK DURUŞMAYA SEGBİS ÜZERİNDEN KATILDI, SANIK AVUKATI DAVADAN ÇEKİLDİ
Duruşmaya sanık otobüs sürücüsü Abdulkadir Memiş SEGBİS üzerinden katılırken, mağdurların avukatları ile kazada hayatını kaybedenlerin yakınları da davada hazır bulundu. Sanık avukatı mazeret bildirerek davadan çekildiği ve sanık barodan tekrar avukat talep etmediği için sanık otobüs sürücüsü savunmasını kendisi yaptı.
“FRENE BASTIM FAKAT YOLA DÖKÜLEN SIVI NEDENİYLE KAYARAK DEVRİLDİ OTOBÜS”
Davada savunması istenen ve taksirle birden fazla kişinin mevti ile yaralanmasına neden olma cürmünden yargılanan otobüs sürücüsü Abdulkadir Memiş, birinci tabirlerini olayın şokuyla verdiğini söz ederek tekrar savunma yaptı. Otobüs sürücüsü Abdulkadir Memiş tabirinde, “Olayın tesiriyle birinci sözlerimde şoktaydım. Ben seyir halindeyken olay yerine yetişmeden tırı sollamaya çalıştım. Ardımdan gelen iki araç sellektör yaparak beni solladı. Sonrasında ben de tırı solladım. Biraz ilerledikten sonra kaza bölgesini gördüm. Ve frene bastım bu sırada yola dökülen sıvı nedeniyle, otobüs kayarak devrildi. Sonrasında da bayıldım” dedi.
“BÜTÜN UĞRAŞLARIMA KARŞIN ARAÇ DEVRİLDİ, BU OLAYDA RASTGELE BİR KUSURUM YOK”
Olay anlarına ait de açıklamalarda bulunan otobüs sürücüsü Memiş, “Ortalama suratım 110 diye hatırlıyorum. Yolda hafif bir viraj vardı. Kaza nedeniyle emniyet şeridi ve en sağ şerit kapalıydı. Bütün uğraşlarıma karşın araç devrildi. Benim bu olayda rastgele bir kusurum yok. Ben ikinci sefer direksiyona geçtim. Kaza yerinden 15 kilometre evvel direksiyonu devraldım. Öncesinde araçta dinleniyordum. Araç mola verince kahvaltı yaptım sonra harekete geçince ben direksiyona geçtim. Birinci kaza mahallinde emniyet şeridinde birkaç araç ve ikinci şeritte itfaiye aracını gördüm. Yoldaki dubaları göremedim, rastgele bir levha yada tedbir işareti yoktu. Ben araç kullanırken telefon kullanmıyorum. Perdeyle oynamadım, kaza esnasında rastgele diğer bir şeyle ilgilenmiyordum. Araç sürerken sigara kullanmıyordum” halinde konuştu.
“TAKOGRAF AYGITINI ÇIKARMAYA ÇALIŞMADIM”
Kaza sırasında takograf aygıtını çıkarmaya çalıştığına yönelik savlara da yanıt veren sürücü, “Kaza sırasında takograf aygıtını çıkarmaya çalışmadım. Zati olay sırasında bayılmıştım. Sonrasında polis ve jandarmalar gelerek rapor istedi. Kaza tedbirsizlik ve ihmalkarlık nedeniyle oldu. Bu yalnızca bana ilişkin bir ihmalkarlık değil. Yüzde 70-80 kara yollarının kusuru var. Kaza alanının güvenlik çemberine alınması gerekiyordu. En az bir buçuk kilometre öncesinde tedbir alınması ve ikaz levhalarının konulması gerekiyordu. Birinci kazanın üzerinden bir buçuk saat geçmesine karşın rastgele bir tedbir alınmamış ve bu durum kazaya neden olmuştur” sözlerini kullandı.
“KAZA OTOYOL VE KARAYOLLARI GRUPLARININ İHMALKARLIĞI SONCUNDA OLDU”
Dava ile ilgili İstanbul İsimli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce hazırlanan raporu kabul etmediğini de söz eden Memiş, “Adli tıp raporunu kabul etmiyorum. İllaki kusurum vardır. Ben durup dururken, bilerek isteyerek bir kazaya neden olmadım. Bu kaza katiyen otoyol ve karayolları gruplarının ihmalkârlığı soncunda oldu. Yolda katiyetle bir sıvı vardı. O yüzden asli kusurlu olduğum raporu kabul etmiyorum. Ben muhakkak telefonla görüşme ya da oynama, perdeyle oynama üzere şeylerle ilgim alakam yoktur. 2000 yılından beri otobüslerde çalışıyordum beş yıldır da otobüs şoförüydüm. Kaza olan araçla birinci sefer sefere çıktım. O kaza olmasaydı devam eden haftada kamyon sürücülüğüne geçecektim” tabirlerine yer verdi.
SANIK, ÖLENLERİN AİLELERİNDEN ÖZÜR DİLEDİ
Duruşmada kazada ölenlerin ailelerinden de özür dileyen sanık otobüs sürücüsü, “Kazada ölenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Yakınlarına baş sıhhati diliyorum ve özür diliyorum. Keşke bu türlü bir şey yaşanmasaydı. Çok çok üzgünüm. Ben de bu türlü bir şey yaşanmasını istemezdim. Bildiğim kadarıyla aracın bakımları yapılmıştı. Uzun yol araçları rutin olarak aylık bakıma giriyor. Aracın temel sürücüsü işi çıktığı için o gün beni aradılar ve sefere çıktım. O olay olmasaydı Bingöl’de diğer bir işe gidecektim. Ben esasen sefere son anda yetiştim. Sonrasında da bu türlü bir kaza oldu. Birinci kazadan haberim yoktu. Daha evvel de ölümlü bir kazaya karışmadım” dedi.
“FRENE BASTIM LAKİN OTOBÜS SAVRULUNCA DENETİMİ KAYBETTİM VE DEVRİLDİ”
Kazanın oluş formu ile ilgili konuşan ve kâfi önlemlerin alınmadığını sav eden Memiş, “Olay yerinde rastgele bir polis memuru, işaret ya da levha görmedim. Bana yavaşla diye ihtar yapan rastgele bir polis memuru yoktu. Kazanın üzerinden bir saat geçmesine karşın güvenlik tedbiri alınmamıştı. Araçta da rastgele bir ıstırap yoktu, frenler falan güzeldi. Yolda sıvı bir şey gördüm. Olay yerini görür görmez frene bastım. Fren tuttu ancak ondan sonra araç kayarak sağa hakikat gitti ben de sol tarafa hareket yaptığım için devrilerek savruldu. Kaza güzergahını biliyorum. O yolu daha evvel de kullandım. Kazanın olduğu aracın firmanın öteki aracını kullanmadım. Ben olağanda diğer bir firmada çalışıyordum. İş güvenliği eğitimini kendi çalıştığım firmadan almıştım” diye konuştu.
“YOLDA SANIĞIN BEYAN ETTİĞİ ÜZERE RASTGELE BİR YAĞ YA DA SIVI YOKTU”
Olay anında kaza mahallinde vazifeli olan polis memuru İbrahim Halil Ş. de kaza anlarını anlatarak otobüs sürücüsünden şikayetçi olduğunu belirtti. Polis memuru, “Otobüs sürücüsünden şikayetçiyim. Yolda beyan ettiği üzere rastgele bir yağ yada sıvı yoktu. Ben olay esnasında yolda dubalama yaptım. Takım arkadaşım birinci kazada araç aşağıda olduğu için ben yukarıdaydım. Dubalama yaparak itfaiye aracını emniyet şeridine çektim. Olay yerindeki vatandaşlar ile araçları da bölgeden uzaklaştırdım. Levhayla birlikte 8 adet duba yerleştirdim. Daha sonra bölge koordinatlarını alırken yaralıyı çıkarıyorlardı. Bu esnada ben yolu denetim ediyordum. Yaralı ambulansa konarken biri bağırdı araç devrildi diye. O ikaz olmasaydı ben de ölebilirdim. Sonra baktığımda aracın devrilip üzerime hakikat geldiğini görünce ben de kendimi yol kenarına attım. Bizim takım aracı ile başka itfaiye ve ambulansların zirve lambaları açıktı. Yol güvenliği kâfi halde sağlandı. Olay esnasında ben de yaralandım. Sonra bir karartı gördüm. Kendime geldiğimde sırtımda iki ceset vardı. Onları geri iterek doğrulmaya çalıştım” dedi.
“VATANDAŞLAR OTOBÜS SÜRÜCÜSÜNÜN TAKOGRAF AYGITINA MÜDAHALE ETTİĞİNİ SÖYLEDİ”
Tanık olarak söz veren misyonlu öteki polis memuru Kasım Ş. ise olaydan bir mühlet sonra otobüs sürücüsünü gözaltına aldığını ve bu esnada vatandaşların takograf aygıtına müdahale edildiğine yönelik beyanda bulunduğunu argüman ederek, “İlk kazaya giden takım bizdik. Bir araba aşağı uçmuştu. Bir meyyit bir de yaralı vardı. Yolda 200 metre üzerinde dubalama yaptık. Yaralıya müdahale ettik. İkinci kaza olduğunda ben aşağıdaki birinci olay yerindeydim. Sesi duyarak olay yerine çıktım. Kazadan bir mühlet sonra çabucak otobüs sürücüsünü gözaltına aldım. O esnada bir vatandaş otobüs sürücüsünün takograf aygıtına müdahale ettiğini söyledi. Ben takograf aygıtından çıktı almaya çalıştım fakat alamadım zira elektrik aksamını sökmüşlerdi. Sonrasında da aygıtı büsbütün alarak o halde çıktı aldık. Sürücünün alkol ölçümünü de ben yaptım” tabirlerini kullandı.
ÖLENLERİN YAKINLARI EN AĞIR CEZAYI TALEP ETTİ
Kazada hayatını kaybedenlerin yakınları ise bilhassa otobüs sürücüsü hakkında en ağır cezayı talep ederek kazada ihmali olan herkesten şikayetçi olduklarını beyan etti.
SANIK, “BEN HATASIZIM, AKIL SIHHATİMİ YİTİRİYORUM” DEDİ
Karar öncesi tekrar kelam verilen sanık otobüs sürücüsü Abdulkadir Memiş ise hatasız olduğunu sav ederek, “Ben 8 aydır gece uyuyamıyorum. Akıl ve ruh sıhhatimi yitiyorum. Ben karıncayı bile incitmeyen biriyim. Bu türlü olmasını ben de istemezdim. Ben hatasızım, hatalı olan varsa gerekli önlemleri almayanlardır. Ben hayatını kaybedenlerin ailelerinden özür diliyorum” diye konuştu.
TUTUKLULUK HALİNİN DEVAMINA VE DAVANIN 8 HAZİRAN’A ERTELENMESİNE KARAR VERİLDİ
Yapılan savunmaların ve şahitlerin dinlenmesinin akabinde kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık otobüs sürücüsü Abdulkadir Memiş’in tutukluluk halinin devamına ve davanın 8 Haziran 2023 tarihine ertelenmesine karar verdi.
NE OLMUŞTU
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu Gaziantep-Nizip bölgesinde 20 Ağustos 2022 günü kaza yapan bir araçtaki yaralıyı ambulansa taşıyanlara, arttan gelen otobüsün devrilerek altına alması sonucu meydana gelen feci kazada İHA muhabirleri Muhammet Abdulkadir Esen ve Umut Yakup Tanrıöver ile birlikte 3’ü itfaiye eri, 3’ü sıhhat çalışanı olmak üzere toplam 16 kişi hayatını kaybetmişti.